KOMİSYON KONUŞMASI

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Komisyonumuzun kıymetli üyeleri, değerli bürokrat arkadaşlar; konuşmamın başında Bakanlık bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, bütçenin hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşları, Bakanlık mensuplarını tebrik ediyorum.

Görüşmekte olduğumuz bu bütçe yalnızca bir gelir gider tablosu değil, milletimizin adalet sistemine, hukuk devletine ve toplumsal huzura duyduğu güvenin teminatıdır. Adalet Bakanlığımızın stratejik belgeri ile 23 Ocak 2025'te açıklanan 2025-2029 Yargı Reformu Stratejisi yargı hizmetlerinin her köşesinde aynı standartta, insan haklarına saygılı, tarafsız, bağımsız, makul sürede ve vatandaş odaklı biçimde sunulmasını hedeflemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de parti programımızda vurguladığımız üzere, adaleti refahın, güçlü demokrasinin ve ahlaklı kalkınmanın temel şartı kabul ediyor, hukukun üstünlüğünü, haklının korunduğu ve devletin "ebet müddet" ülküsünün esas alındığı bir anlayışla bu reform iradesini samimiyetle destekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, adalet hizmeti her anlamıyla bir kamu hizmetidir. Adaletin sağlanmasında emeği geçen her unsurun sosyal ve ekonomik hakları en iyi şartlarda olmalıdır. Psikolojik ve ekonomik olarak rahat olan insanın çalışması da elbette ki daha da verimli olacaktır.

Hâkimlerimizin uzmanlaşmasını önleyen önemli bir husus bulunmaktadır. Örneğin, sulh hukuk mahkemesinde görev yapan bir hâkim tayiniyle birlikte asliye ceza mahkemesinde görev almakta, bu da hakimlerimizin kendi alanlarında uzmanlaşmasını engellemektedir. Yine, Sayın Bakanım hâkim ve savcılarımıza yardımcı hizmet sağlayan zabıt katibi, destek personeli, icra katibiyle beraber güvenlik görevlisi gibi personel sayıları da bazı noktalarda adliyelerde yetersizdir. Bu konuda da bir çözüm üretilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Muhterem milletvekilleri, çok tekrar edilen ancak durumu en iyi şekilde özetleyen ifade de şüphesiz şudur: "Geç gelen adalet, adalet değildir." Uzun süredir buralarda konuştuğumuz konu yargılama sürelerinin uzunluğudur. Bu durum çok ciddi mağduriyetler yaratmaktadır. Sayın Bakanım, bu noktada kesin ve kati şekilde koyacağımız sınırlarla muhakkak bir süre belirlemeliyiz. Adalet duygusuna olan güven sarsılırsa toplumda huzur olmaz, iç barış olmaz. Yargılama bir posta memurunun ulaştıracağı evrakın süresine bağlı olmamalıdır. Tebligat hukukundan kaynaklanan sorunları hepimiz bilmekteyiz. Avukatlarımız da yargımızın unsuru gibi bu durumdan muzdariptirler. Adalet Komisyonu olarak bu konuda 11'inci Yargı Paketinde muhakkak düzenleme yapmalıyız. Bu konudaki önerim ise şudur: "E-devlet yoluyla yapılacak tebligat, tebligatın yapıldığı anlamına gelmelidir." diye bir kanun düzenleme yapılsın istiyoruz.

Yine, hâkim ve savcılarımızın yetki ve dosya dağılımında mesleki bilgi ve özellikle tecrübeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Göreve yeni başlayan hâkim ile on yıllık mesleki tecrübesi olan bir hâkim aynı sayıda dosyaya bakmak durumunda kalmamalıdır. Adalet hizmetinin sacayaklarından birini teşkil eden avukatlarımızın da bazı haklı talepleri vardır ve bunları daha evvel dile getirmiştik Sayın Bakanım. Bu konuda da özellikle ücret, ek gösterge gibi, bunları da düzenleme altına almalı ve bunları da hak ettikleri ücret seviyesine çıkarabilmeliyiz.

Yine, üniversitelerde artan kontenjanlar ve her geçen gün artan avukat sayısı mesleki nitelik açısından bir endişe yaratmaktadır. Bu konuda sizin döneminizde bir düzenleme yaptık. Danıştay kararından dolalı uygulamayan bu düzenleme -100 bin sınırlaması- inşallah 2026-2027 eğitim öğretim döneminde uygulanacaktır ancak bu sıralamayı daha da aşağı çekebiliriz. Stajyer avukatlarımızın çalışma koşulları, ekonomik hakları ciddi bir hak kaybına yol açmaktadır. Stajyer avukatlarımız bir yıllık staj sürecinde sigortalı olarak istihdam edilmeli, yine ayrıca 6'ncı sınıf tıp öğrencilerine tanınan asgari ücret imkânı stajyer avukatlarımıza da tanınmalıdır.

Zorunlu müdafilik sistemindeki düşük ücretler de mağduriyeti arttırmaktadır. Serbest bir avukatın alacağı ücret ile CMK'den kaynaklı zorunlu müdafiliğe giden bürokratın alacağı ücret arasında ciddi bir uçurum bulunmaktadır. Ayrıca, günümüz koşullarında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi de yetersiz kalmaktadır. Avukatlarımızın yaşadığı en önemli sorunlardan biri de birçok şehirde yaşanan, özellikle Ankara'da yoğunlaşan adliyelerdeki otopark sorunudur. Bu konularda gerekli müjdelerimizi avukatlarımız sizlerden beklemektedir Sayın Bakanım.

Değerli Bakanım, adalet hizmetinin gerçekleşmesinde yoğun çaba sarf eden Adalet personelimizin bazı sıkıntıları ve talepleri de bulunmaktadır. Bunları şöylece izah etmek gerekirse; Adalet Bakanlığı ve Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü personelini de kapsayacak şekilde bütün personelin içinde yer alacağı adalet hizmetleri sınıfının mutlaka oluşturulması gerekmektedir. Yine, adli personelin tayininde ünvan ayırt etmek için aile birliği, sağlık, çocuk, eğitim, mesleki kıdemleri dikkate alınmalıdır. Hâkim ve savcılarımız atandıkları bölgelerde lojman imkânından öncelikli olarak faydalanırken bu noktada sıkıntı yaşanmaktadır. Hâkim ve savcıların dışında kalan diğer personel lojmandan kısmen faydalanmakta hatta birçoğu da faydalanamamaktadır. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir'de, büyükşehirlerimizde ve turizm bölgelerinde ev kiralarının ciddi şekilde artmasından kaynaklı birçok personelin tayin talebinde olduğu veya istifa ettiği aşikârdır. Bu sorunun çözüm noktasında belirlenen bölgelerde Adalet Bakanlığı-TOKİ iş birliğiyle lojman yapılarak personelin iş stresi azaltılmalı ve hayat standardı yükseltilmelidir. Aksi hâlde, oralara giden personelin tamamı Anadolu'ya dönmek veya istifa etmek zorunda kalıyor Sayın Bakanım.

Yine, infaz koruma memurları yedi gün yirmi saat esasına göre çalışmakta, millî ve dini bayramlarda ve diğer resmî tatillerde nöbet tutmaktadırlar. Görevleri esnasında yangın, isyan, kavga gibi mücbir durumlarla uğraşmanın yanı sıra x-ray duyarlı kapı ve diğer radyasyon yayan cihazlara muhatap kalmaktadırlar. Nöbetleri boyunca tutuklu ve hükümlülerin taciz ve tehditlerine maruz kalan infaz koruma memurları, emekli olduklarında dahi mahkûm yakınlarının fiziki tehditleriyle karşı karşıya kalabilmektedirler. Esasında jandarma personeli dışarıda güvenliği ve asayişi sağlarken infaz koruma memurları da içeride güvenliği ve asayişi sağlamaktadır. Yine sözleşmeli infaz koruma memurlarına kadro verilmesi, yeterli mesai ücreti verilmesi, yıpranma hakkının tanınması, rotasyona tabi çalışma sisteminin getirilmesi, lojman ve kreş imkânının sağlanması ve en önemlisi emekli olduklarında yeterli emekli maaşı alabilmelerinin önünü açabilmeliyiz. Adalet Bakanlığı personelimizin tümünün hakkı olan yeşil pasaport hakkı meslekte on yılını tamamlayan bütün personele de tanınmalıdır.

Değerli Bakanım, adli yılın başladığı haftanın adalet çalışanları haftası olarak kabul edilmesi ve kutlanması, uzman kâtip kadrosu ihdas edilmesi suretiyle şartları taşıyan zabıt kâtiplerinin bu ünvana atamalarının yapılarak kariyer basamağı oluşturulmasını da önermekteyiz. Yine, taşra ve merkez teşkilatında görevli adliye personelinin işledikleri suçlar nedeniyle haklarında açılacak soruşturma ve kovuşturmaların diğer memurlarda olduğu gibi -Sayın Bakanım, bu çok önemli- 4483 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında düzenlenecek bir mevzuatla Adalet Bakanlığında oluşturulacak bir kuruldan izin almak koşuluyla bu yargılamanın yapılması sağlanabilmelidir çünkü bu konuda sık sık şikâyet almaktayız, özellikle adliyelerde hâkim veya savcı tarafından farklı sebeple cezalandırılmak istenen memurlara, zabıt kâtiplerine veya infaz koruma memurlarına, mübaşirlere çok basit bir şekilde bir kurul kararı olmaksızın soruşturma izni veriliyor ve onların da çalışma barışı ve huzuru ciddi anlamda kaçıyor; bu önemli. Yine, yazı işleri müdürlerine artık silah taşıma ruhsatı verilmesinin sağlanması, yardımcı hizmetler sınıfındaki personellerin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi önemli bir beklentidir. İcra kâtiplerine diğer personelde olduğu gibi havuz tayini hakkı verilmelidir değerli Bakanım.

Yine, bu vesileyle, az evvelki sunuş kitapçığında da okudum, sizleri de dinledim bütçe sunuş konuşmasında. Seçim bölgem Kırıkkale'nin Karakeçili ilçesine de büyükçe bir cezaevinin yapılması konusunda Sayın Bakanım ricacı olmuştuk, Sayın Ramazan Can Bakanımla, sizlerle... Bu konudaki müjdeyi de burada sizler vasıtasıyla, bu sunuş vasıtasıyla öğrenmiş bulunmaktayız. Ayrıca bu sebeple de -ekonomiye kısmen katkısı olacaktır- zatıalinize ve bütün heyetinize teşekkür ediyorum.

Ayrıca, sadece şahsınıza değil yani Adalet Bakanlığının Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanından tutun Bakan Yardımcılarına, Mevzuat Genel Müdüründen tutun İcra Başkanına, yine Hızır Başkana, hepsine; sonsuz teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok kıymetli bürokratlarınız var.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Kişisel verilerimiz de paylaşılıyor mu Başkanım?

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Efendim...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Kişisel verilerimiz paylaşılıyor.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Kişisel verimiz paylaşılmıyor, seninle ilgili bir şey bilmiyoruz Mahmut bey, niye paylaşsın adam?

Ben sadece kaliteli bürokrat olmaları nedeniyle kendilerini takdir ediyorum. Gerçekten çok değerli bürokratlar dolayısıyla böyle bürokratlarla çalıştığınız için sizleri de tebrik ediyoruz, başarınızın sırrı da budur.

Saygılar sunuyorum, 2026 bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, bütçeyi sunan arkadaşlarımızı ve Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun Sayın Bakanım.