| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 31 .10.2025 |
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, değerli Meclis Başkanı ve değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de konuşmamı çok uzun tutmayacağım çünkü zaten pek çok şey ifade edildi, tekrar tekrar aynı şeyleri söylemeye gerek yok. Sayın Başkan da zaten bu konuyla ilgili, özellikle danışmanların özlük haklarıyla ilgili yapılması gerekenler konusunda destek olacağını ifade etti. O nedenle çok kısaca birkaç hususa değinmek istiyorum.
Şimdi, dünden beri aslında pek çoğumuz ifade ettik, önümüzdeki tablo sadece mali rakamlardan önümüzdeki yılın mali haritasını gösteren bir bütçe taslağı değil. Elbette ki bu bir yönetim anlayışını, iktidarın toplumsal önceliklerini ve vicdanını gösteren bir siyasi belge esasında. Bu bağlamda, Meclisin kendi bütçesine bakarken dahi temsil ettiğimiz halkın ortak iradesinin bu çatı altında yani bu ortak çatı altında ne kadar yansıdığını sorgulamak zorundayız. Muhalefet olarak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtiğimizden beri pek çok eleştirimiz var özellikle de demokrasinin tesisi, tecellisi konusunda; ne yazık ki şu anda bu eleştirileri yinelemek zorundayız, hâlâ geçerliliğini koruyor. Meclisin yasama hakkı ve bütçe hakkı bu sistemle birlikte işlevini yitirmiş durumda çünkü burada önümüze gelen bütçe kanunu yaptığımız bütün eleştirilere ve önerilere rağmen hiçbir şekilde değiştirilmeden iktidar oylarıyla geçiriliyor, gelen torba yasalar hakeza aynı şekilde, Genel Kurulda görüştüğümüz kanunlar gene öyle yani aslında bu bir demokratik müzakere yöntemi değil, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi demokratik müzakere işlevini yitirmiş durumda, bu oldukça zayıflamış bir durumda. Bununla ilgili olarak da tabii ki birtakım önerilerimiz var, bunu her yıl tekrarlıyoruz, bu yıl da ne yazık ki tekrar edeceğiz; Meclisin yürütmenin gölgesinden çıkması gerekiyor, halkın meşru temsil makamı olarak işlevini tam anlamıyla yerine getirmesi gerekiyor. Ülkenin en kronik sorunu olan çözüm için adım atan, bu yaz kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bu anlamda çok önemli bir gelişmedir. Biz bu tür gelişmelerin yani demokratikleşmeye dair adımların bu çatı altında artmasını talep ediyoruz ve bu çözüm konusunda da daha toplumsal adaleti geliştirecek adımlar atılmasını istiyoruz. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi için yetkilerini kullanabilmesi, öncelikle kurum içi demokratikleşmeyi de sağlaması gerekiyor Meclisin ve bu hususta adım atan başta Meclis Başkanımızı ve diğer bütün aktörleri ben tebrik ediyorum ve bundan memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Bir diğer husus, soru önergeleri. Çokça bahsedildi, o yüzden ben çok bahsetmek istemiyorum ama bununla ilgili; soru önergeleri ne yazık ki ya cevapsız kalıyor, süresinde cevaplanmıyor ya da çok alakasız cevaplar veriliyor; bu da muhalefetin denetleme kapasitesini felç eden bir durum ortaya çıkarıyor, halkın temsilcilerinin yürütmeye karşı hesap sorma hakkı kısıtlanıyor. Dolayısıyla bununla ilgili bir düzenleme yapılması lazım.
Yine, bütçe, Meclisin kendi içindeki çarpıklığını da gözler önüne sermekte. Ne yazık ki Meclis faaliyetleri için ayrılan bütçe ile demokratik toplum taleplerine kaynak aktarımı; gençlere, yoksul hanelere, deprem bölgesine ayrılan paylar denk değil yani bu hususta da biz bunu ısrarla ifade ediyoruz yani kadınlara, engellilere, depremzedelere ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu ifade ediyoruz. Dolayısıyla bizim buna dair, kaynakların adaletli bir şekilde dağılımına dair de bir itirazımız var, bunu da ifade etmek isterim. Dolayısıyla demokratikleşme yolunda atılacak adımlar net.
Diyarbakır'a gerçekleştirdiğiniz ziyaret oldukça memnuniyet vericiydi bizler açısından. Dicle Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni'nde okuduğunuz Kürtçe şiir de hem Diyarbakır halkında hem de bizlerde memnuniyet yarattı. Ben Sayın Meclis Başkanına o nedenle teşekkür etmek istiyorum buradan ama daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu, İç Tüzük'te birtakım değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz; en azından bütün ana diller bu çatı altında rahatlıkla, özgürce kullanılabilmelidir. Bunu belirtmek istiyorum.
Bir diğer mesele, çalışanların özlük hakları. Zaten bununla ilgili gerekli hususu ifade ettiniz. O nedenle, ben sadece eşitlik ilkesi gereği düzenlemeler yapılmalıdır deyip geçmek istiyorum ama yazın gerçekleşen bir hadiseden bahsetmek istiyorum, hepimizi çok üzdü; Meclis çalışanı arkadaşımız Saliha Ozan boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından katledildi. Bunu bir kere daha gördük ki yaş, eğitim, yaşam tarzı, dinî inanç ya da siyasi düşüncenin ne olduğunun bir önemi yok; kadınlar bu ülkede, ülkemizde erkekler tarafından şiddete maruz kalıyorlar ve katlediliyorlar, hemen yanı başımızda gerçekleşebiliyor bu. Ve bununla ilgili olarak da Saliha'nın hikâyesine baktığımızda, yine Meclisteki bazı milletvekillerine ve danışmanlara durumunu bildirmiş, tayin olmak istemiş, boşanma aşamasında olduğu erkek hakkında uzaklaştırma kararı aldırmış, telefonuna KADES indirmiş ama sonuçta bütün bu tedbirler bir işe yaramamış ve boşanmak istediği erkek oturduğu, yaşadığı binada ev tutarak ne yazık ki hayatına son vermiş. Ya, bunu neden burada ifade ettim? Başta yasama organı, burası ülkenin en önemli kurumu dolayısıyla burada Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcıları da varken, her kurumun kendi içerisinde de kadınların bu tür durumlara karşı yani şiddete karşı önleyici ve koruyucu tedbirler kapsamında birtakım mekanizmalar kurması gerekiyor. Elbette ilgili bakanlıklar ve kurumlar var, ne yazık ki bunun yetmediğini görüyoruz artık ya da işlerliğinin yeterli olmadığını görüyoruz. O nedenle, biz de bütün bu çabayı görmeli ve buna göre tedbirler alabilmeliyiz. Bu kurum Türkiye'deki diğer bütün kurumlara, diğer bütün idari yapılara örnek olacak bir mekanizma kurabilmelidir. Kadın-erkek eşitliği sağlanmadan yani bu eşitsizlik giderilmeden ve kadına karşı şiddet meselesini çözmeden biz demokratikleşmeden bahsedemeyiz, bunu vurgulamak istiyorum.
Bir diğer husus: Ben inceledim, rakamlara bakmaya çalıştım, burada Kübra Hanım'ı görmek mutluluk verici ama ne yazık ki yine üst düzey yöneticilik açısından baktığımız zaman kadınların sayısının çok az olduğunu, bunun çok düşük oranlarda olduğunu görüyoruz. Bunun da çok önemli yani eşitsizliğin derinleşmesi açısından önemli bir veri olduğunu belirtmek istiyorum, bunun da giderilmesi gerekiyor. Bir şekilde, bir kotayla bu giderilmeli yani özellikle üniversite mezunu kadınların daha başarılı olduğunu gösteriyor oranlar ama işe alımlarda ne yazık ki aynı başarıyı gösteremiyorlar, bir adaletsizliğe uğruyorlar kadın oldukları için, bunun da giderilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Bir diğer mesele de denetim mekanizmalarımız yani Meclisin denetim mekanizmaları; Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu. İkisinin de daha etkin, daha bağımsız, daha güçlü bir denetim gerçekleştirmeleri gerektiğini ifade etmek isterim. Bu konuyla ilgili özellikle Sayıştay açısından 2025 yılı oldukça kötü bir yıl, rakamlar bize bunu ifade ediyor. Demokratik bir hukuk devletinde kamu harcamalarının denetimi halkın vergilerinin nasıl kullanıldığını bilme hakkının en temel aracıdır. Bu denetim yetkisini Meclis adına Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu gibi kurumlar yürütüyor ancak 2025 yılında bu denetim organlarının işleyişi şeffaflık, bağımsızlık ve hesap verilebilirlik açısından ciddi krizlerle karşılaştı. Ben, bütün bunların giderilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Aslında, söyleyeceklerim daha var ama çok uzatmak istemiyorum. Tekrar herkesi saygıyla selamlıyorum.
2026 yılı bütçesi Meclisin sadece mali bir hesap verme belgesi değil, aynı zamanda demokratikleşme iradesinin ve toplumsal adalet konusundaki duruşunun bir göstergesi olmalıdır. Meclisin saygınlığı ve gücü temsil ettiği halkın tüm kesimlerinin sesini duyurabilme ve yürütmeyi etkin bir şekilde denetleme kapasitesiyle mümkündür, buna bağlıdır.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.