KOMİSYON KONUŞMASI

HÜSEYİN OLAN (Bitlis) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli hazirun; hepinizi saygıyla selamlamak istiyorum.

Aslında bugünkü konuşmamı iki kısma ayırmıştım: Birinci kısım ilaç ve eczacılık, ikinci kısımda yerel sorunlar ancak Sayın Bakanın sabahki konuşmasında, sunuşunda dinledim, bir tek yerinde "eczacı" kelimesi geçmiyor ki biz eczacılar Türkiye'de 55 bindir sayımız ve birinci basamak hizmet sunucusuyuz. 6 Şubat depreminde 11 ilde günlerce 20'nin üzerinde noktada bedava hem hizmet sundular hem de depremzedelere ilaç sunumu yaptılar. Bunların elbette ki sorunu vardır. Yani şimdi sizin sunumunuzda bile eczacı yok. Bakın, kurumlarda çalışanları sınıflandırmışsınız Sayın Bakan, "eczacı" ismi orada geçmiyor. 5 bine yakın eczacı var kurumlarda çalışan. Yani anladım, 50 bin eczacıya ajandanızda yer yok ama bari 5 bin eczacının yeri olsun sizin ajandanızda. Onun için bugün eczacıların sorununu burada bu konuşmamda dile getirmenin bir anlamının olmadığını fark ettim. Zaten demin Serkan vekilim de eczacıların sorunlarını dile getirirken hiç dinler gibi bir hâliniz de yoktu. Sayın Bakan, Şubat 2025'te Bitlis il ve ilçelerindeki devlet hastanelerinin durumlarıyla ilgili bir soru önergesi vermiştim. Orada bulunan doktor sayısı, yatak sayısı, hemşire sayısı, ambulans sayısını istemiştim, 7 soru sormuştum. Bu 7 sorudan sadece '1ine cevap verdiniz, bunu Komisyonda da dile getirdim. İkinci defa yine sordum, dört aydır hâlen bir cevap almış değilim. 37 soru önergesinin sadece 15'ine yarım yamalak cevap verilmiştir. Orada sizi haklı buluyorum biliyor musun Sayın Bakan? Neden? Çünkü Bitlis'e sağlık müdürü dayanmıyor. Tatvan Devlet Hastanesine başhekim, müdür dayanmıyor. Ahlat Devlet Hastanesinde ayda bir müdür ve başhekim değişiyor. Bitlis'te sağlık yönetiminde ciddi bir istikrarsızlık var. İktidarınızın yereldeki temsilcileri kendi aralarındaki siyasi çekişmelerinden, çıkar çekişmelerinden kaynaklı hizmet veremiyorlar. O anlamda, her tarafta kokuşmuşluk var. Tatvan Devlet Hastanesinde bir operasyon yapıldı. Tatvan Devlet Hastanesinin başhekimi, başhekim yardımcısı, müdürü görevden alındı, daha doğrusu başka yere kaydırıldı. Müfettişlerin raporuna göre milyonlarca lira zarar çıktı ortaya. İşte, nöbetlerden kaynaklı, ihalelerden kaynaklı birçok yolsuzluk tespit edildi. Bunun sonucunda biliyor musunuz ne yapıldı Sayın Bakan? Bu kişiler hakkında adli ve idari soruşturma açılmadı, sadece haksız yere elde ettikleri kazanç kendilerinden rücu edilmeye çalışıldı. Bizde bir laf var biliyor musunuz Sayın Bakan? "..."(*) diyor. Yani diyor ki: "Eğer gördüysen benim, görmediysen hırsızım." Sizin bu uygulama da bu lafa tam uymuyor.

O anlamda, bizim asıl sorunumuz elbette ki doktor yokluğudur, ekipman eksikliğidir, idari kadrolarda yaşanan yozlaşmadır, halkta halk sağlığını koruyucu hizmetlerin uygulanmamasıdır. O anlamda, bizim, şimdi, Mutki ve Hizan'da 2 tane devlet hastanesi var 50 yataklı. Aldığımız bilgilere göre o 50 yataklı devlet hastanelerini yıkıyorsunuz, yerine 25 yataklı devlet hastanesi yapıyorsunuz. Ben hesapladım, Türkiye'de 300 kişiye 1 yatak düşüyor. Bu durumda Mutki ve Hizan'ın 30 bin nüfusu var. Yani 1.200 kişiye 1 yatak mı düşecek? Nüfus bir yandan artarken siz yeni yaptığınız devlet hastanesinde yatak sayısını düşürüyorsunuz. Tabii, doktorların yokluğu her ilde olduğu gibi Bitlis'te de çok fazladır. Hizan'da altı aydır kadın doğumcu yok, mevcut kadroda görünen bir kadın doğumcu başka yerde görevlidir. Uzman hekim eksikliği ciddi anlamda had safhadadır. Adilcevaz Onkoloji Hastanesinde onkolog yok Sayın Bakan. Bu nedenle, hastalar karda kışta birçok masraf ederek Tatvan'a veya Bitlis'e veya başka illere gidiyorlar. Hani diyorsunuz ya "Sağlık ücretsizdir." diye, aslında hastaların gidip tedavi olmaları onlara ciddi anlamda bir maliyet yüklüyor. Tabii, bir de şunu söyleyebilirim: ASM'de çalışanlar var, Türkiye genelinde yaklaşık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)