| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 21 .11.2025 |
SERKAN SARI (Balıkesir) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, değerli bürokratlarımız ve kıymetli milletvekili arkadaşlarım; ben meslektaşlarımın sorunlarından başlayacağım ilk önce anlatmaya.
Bir eczacı milletvekili olarak eczacılık alanında meslektaşlarımızın yaşadığı birçok sıkıntı var. Eczacılarımız doğru, etkin, güvenli ilaç temini ve tedavisi için canla başla mücadele ederken tabii, uygulamadaki eksiklikler ve hatalardan dolayı da bu çalışmalarında güçlükler yaşıyorlar. Bir tanesi, İlaç Bilgilendirme Sistemi'ne girip hastalarımızın ilaç bilgilerini geriye dönük olarak kullandığı ilaçları ve raporlarını görmekten mahrum bırakıldı. Bugün mali müşavirlere, avukatlara VERBİS muafiyeti sağlanmışken eczacılarımıza bunun sağlanmamış olması yapmış olduğumuz işin başarıyla yürütülmesinde bize eksiklik yaratmaktadır. Bu düzenlemenin bir an evvel yapılarak hasta ilaç bilgilerine ulaşılabilmenin önü açılması gerekmektedir.
Ayrıyeten, Medula ile Sağlık Uygulama Sistemi arasında uyuşmazlıklar var. Hasta, eczane ile hastane arasında, doktor arasında gidip gelerek buradaki eksiklikleri tolere etmeye çalışıyor. Aslında uygulaması kolay. Bu yazılım bir an evvel güncellenerek hastaların bu şekilde mağduriyet yaşanmasının önüne geçilebilir.
Bir diğer konu, ilaç yokları. Kur farkını biliyorsunuz, bugün güncel kur 46,68; bizim ilaç için verdiğimiz fiyat 21,69 TL. Neredeyse yarıdan az bir kur fiyatı var ve enflasyonist bir ortamda enflasyonun gerisinde yapılan ilaç zammıyla yıl sonuna geldiğimizde de birçok ilacı bulamaz hâle geldik. Kanser hastaları, kronik hastalar bu konuda sıkıntılar yaşıyorlar. Bu süreçte ilaç fiyatlarının enflasyon durumuna göre üç-dört ayda bir güncellenerek bu yokluğu yaşamadan sorunu kökten çözmemiz gerekiyor veya başka bir çözüm üretmemiz gerekiyor. Yoksa, sokakta vatandaşlarımız ilaçsız kalacaklar. Kamu kurum iskontosu uygulamayan firmalar var. Bu firmalara ne için ayrıcalık tanınıyor? Kime ait olduğu, hangi ilişkilerle sağlandı bu, onu bilmiyorum. Her firmaya aynı mesafede yaklaşması gerekiyor Bakanın ama bazı ilaçların kamu kurum iskontoları uygulanmıyor. Bu durum karşısında eczaneler ya bu farkı talep etmek zorunda kalacak, talep etse hasta zor durumda kalacak, etmese eczane zor durumda kalıyor. Aşılabilecek bir şey, yazılımsal bir şey; eğer iskonto yapmıyorsa ödeme listesinden çıkarım, bu kadar basit ama niye buna göz yumuluyor bilmiyorum.
Bir de piyasada olmayan, üretilmeyen ilaçlar referans fiyat uygulamasına tabi tutuluyor. Piyasada yok, üretilmiyor; sistemden bunu silmeniz bir düğmeye bakıyor, basın temizleyin, olmayan ilacın fiyatı üzerinden hastalara fark çıkıyor. Bu vicdani değil, kanuni değil, ahlaki değil. Bu niçin düzeltilmiyor çok merak ediyorum. Bir günde düzeltebileceğiniz işe yıllardır dile getirmiş olmamıza rağmen hâlâ çözebilmiş değilsiniz. Ayrıyeten, bazı firmaların Sağlık Bakanlığına verdiği fiyat farklı, eczanelerden fatura alıyorlar, Bakanlıktan ayrı ödeme geliyor, biz onlara fatura kesiyoruz onlar eczaneye ödeme yapıyor. Bu kaos, bu karmaşa niye? Yani fiyatı konusunda ödenmesi gereken neyse ödensin, bütün ilaçlarda olduğu gibi bu ilaçların da ödeme listesindeki fiyatlarıyla tabi olsun. Biz eczaneler, açıktan fatura kesilip onları takip etmeye çalışması çok saçma.
Onun dışında, enjektör, şeker ölçüm stribi gibi fiyatlarda çok geride kaldı Sağlık Bakanlığı yani 1 lira olan enjektöre ödediği rakam 17 kuruş. Aradaki fark hastaya mal ediliyor veya striplerde aynı durum söz konusu. Eczacı farkı alsa suçlu, farkı alması zarar ediyor, hastalar bunu ödemekte zorlanıyor. Bunu güncellemekten niye imtina ediliyor bilmiyorum bu kadar bütçe içerisinde. Majistral tarifeler on yıl oldu güncellenmedi, 2014 tarifesiyle, yapma ilaçlarla kullanılan tarifeler ne yazık ki on yıldan beri güncellenmiş değil. Hastalar ilacı alamamakta ya da eczacıya ilave ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Muayene ücretlerinin eczaneden tahsil edilmesi konusu ilk başta geçici olarak ricaen başladı, görev hâline dönüştü. Şu anda muayene ücretlerinde eczacılar fonlamak durumunda kalıyor bu hastalar bu paraları ödeyemediği için, onlar alacak hesabına yazılıyor falan derken ciddi bir sıkıntı var.
Bir de kamu eczacıların özlük hakkı... Eczacılarımız diş hekimleri, doktorlar gibi birinci sınıf sağlık mensubudur ve bu anlamda ikinci sınıf bir muameleyi de hak etmiyorlar. Kamuda çalışan eczacılarımızın da bu niteliklerde yeniden özlük haklarının gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bir de akredite olmayan eczacılık fakülteleri var. 20 eczacılık fakültemiz akredite, toplam 60 fakülte var. Akredite olmaları için süre tanınsın bu üniversitelere, eğer akreditasyonu sağlayamıyorsa da üniversiteler kapatılsın. Niçin göz yumuluyor bunu da anlamış değilim. Meslektaşlarımızın vermiş olduğu hizmet karşılığında meslek haklarının da Avrupa'da olduğu standartlarda güncellenmesi gerektiğini vurgulamak isterim.
Son olarak eczacılarımızla ilgili dile getireceğim konuysa Sosyal Güvenlik Kurumuna kesilen faturalar. Eczanenin cirosu üzerinden iskonto belirleniyor ama fatura SGK'ya kesiliyor. Burada düzenleme, SGK'ya kesilen faturanın cirosu üzerinden iskonto belirlenmesi lazım. Eczacının sattığı bez, mama veya diğer şeyler üzerinden yaptığı ciro Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak iskontoya dayanak olamaz. Bu da normalde eczaneler arasında ciddi bir hak kaybına sebebiyet veriyor.
Tabii, sonuç itibarıyla bunların temelde yattığı sebep ilaca ayrılan bütçenin yetersizliği. OECD ülkelerinde ortalama gayri safi millî hasılanın 1,3'ü ilaca ayrılıyorken Türkiye'de 0,9'u. Bakın, OECD ülkeleri payını artırırken biz ne yazık ki azaltıyoruz, iyileştirme yapacağımıza daha da geriye giden bir tavır ve tutum içerisindeyiz. Bunun da çok doğru olduğunu düşünmüyorum.
Sayın Bakanım, 3 Temmuz 2025 tarihinde -Şuayıp Bey de biliyor- bir toplantıdaydık, Sağlık Komisyon toplantısında. Vitamin, mineral destekleri ve kişisel desteklerle ilgili bir karar aldık Bakan Yardımcımızın da olduğu Sağlık Komisyonu olarak. Komisyonun ortak kararıyla -AKP'li, MHP'li milletvekillerimiz, bütün Komisyon- oy birliğiyle vitamin desteklerinin Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılarak eczanelerde satılması gerektiğini ama yasa teklifi Meclise geldiğinde ne olduysa geri adım atıldı. "Yönetmelik hazırlayacağız, bir düzenleme yapacağız. Bu işi daha sonra getireceğiz." dediniz, aradan aylar geçti, hâlâ bu konuda bir adım atılmış değil. Bu sebeple, internette, markette, benzin istasyonunda, kozmetik marketlerde, sokakta elden ele vitamin, mineral ve kişisel destekler satılıyor. Bunları bir an evvel durduracak yasal düzenlemenin ve yönetmeliğin hazırlanmasını talep ediyoruz sizden. Eğer vatandaşın halk sağlığını biraz düşünüyorsanız bu konuda gerekli adımları da atacağınızı bekliyorum çünkü Meclisin almış olduğu bir karar var, Meclisin Sağlık Komisyonun almış olduğu bir karar var. Bunu da ciddiye almıyorsanız bu Meclisi de kapatmakta bir sakınca yok sanırım, kapatın Bakanlıklar kendi içlerinde her derdini çözebilsinler.
Balıkesir'deki yatırımlarla ilgili... Balıkesir Devlet Hastanesinin projesi gecikti, bir an evvel tamamlanmasını istiyoruz. Sındırgı Devlet Hastanesi beş yüz günde bitecek dendi, iki bin sekiz yüz gün geçti bitmiş hastane hâlâ açılabilmiş değil. Bir an evvel eksikliklerinin giderilerek açılmasını talep ediyorum. Susurluk Devlet Hastanemiz sonunda -iki yılda bitecek olan hastane- dört yılda tamamlandı, açıldı. Teşekkür ederim. Savaştepe Devlet Hastanesi 2020 yılında ihtiyaç programına alındı ama hâlâ daha bir çivisi atılmış değil. Bandırma Devlet Hastanemizin depreme dayanıklılığıyla ilgili kaygılar var. Bu konuda eğer bir analiz yapıldıysa kamuoyuyla paylaşılarak deprem fay hattı üzerinde olan bu hastanenin depreme dayanıklı olduğu yönünde beyanlarınızla kamuoyuna aydınlatmanızı bekliyoruz. Ayrıyeten bölgede bir hastane yapılacağı vaat edilmişti, 2025 programına alınmadı, 2026 programına alınacağını umut ediyoruz. Bandırma'mızın da acilen 400 veya üstünde bir yatak kapasitesine sahip hastaneye ihtiyacı var; bunu vurgulamak isterim.
Edremit ve Kepsut'taki devlet hastanelerimiz devam ediyor, vadedildiği sürede tamamlanmasını umut ediyoruz çünkü Balıkesir'in yatak kapasitesinde sıkıntısı var. 10 bin kişiye 29,5 yatak düşüyor, Türkiye ortalaması 31,2. Balıkesir bu anlamda, yatak kapasitesi anlamında geride. Nitelikli yatak sayısında da Türkiye ortalaması 2.217, Balıkesir'in 1.468; bu anlamda eksikliklerimiz var, bunların hızlı bir şekilde tamamlanmasını sizlerden talep ediyorum. Uzman hekim sayısı ciddi bir biçimde yetersiz, branş dağılımı da dengesiz ve kritik dallarda büyük açıklar mevcut. Nitelikli yatak sayımız, toplam yatak sayımız ve personel eksikliklerimizin tamamlanarak Balıkesir'deki sağlık sorununa yapılan yatırımlara biraz daha destek olmanız gerektiğini vurgulamak isterim Sayın Bakanım, bu anlamda sizlerden destek bekliyorum Balıkesirli hemşehrilerim adına.
Bir diğer konuya geliyorum: Atanamayan sağlık çalışanları. 39 farklı branşta, yaklaşık 1 milyona yakın genç sizden atama bekliyor. Amma velakin hemşireler, ebeler, FTR, paramedik, psikolog, sağlık teknikerleri, teknisyenler ve lisansiyerler; birçok branşta kurumun da ihtiyacı var, mezunumuz da var ama ne yazık ki bu atama yapılmıyor. Umut ediyorum 2026'da şöyle güçlü bir 150 bin civarında bir atama açıklamasıyla beraber bugüne kadar geride kalmış olduğumuz açığı hep birlikte kapatabiliriz. Geçtiğimiz 2025 yılında 20 bin atama yaptınız, ekim ayı içerisinde 17 bin atama açıkladınız, çocuklar gittiler evlerini tuttular ama bu atamalar bekletiliyor. Yani sanırım Maliye Bakanı "Biraz erteleyin, 2026'ya bırakın, bunları bütçe ayırmayalım." dedi ama o çocukların şu anda bir aylık maaşı gitti, eğer bu uygulama daha gecikirse ikinci aylık maaşı, üçüncü aylık maaşı gidecek. Yani 17 bin gencin ödenecek maaşına mı kaldı Sağlık Bakanlığı veya Maliye Bakanlığı? Yani bu konuda tasarrufunuzu bu çocuklara vereceğiniz maaştan yapıyorsanız bu da ekonominin geldiği durumu ve Bakanlığın durumunun içler acısı olduğunu gösteriyor bizlere. Gençlerimiz 2024 KPSS'yle atandılar, 2026'da atamalar yapılacaksa şu soruyu soruyorlar: 2026'da yeni bir KPSS mi yapılacak, ona göre mi atamalar yapılacak yoksa 2024'teki KPSS yeniden atamalar için gerekçe olacak mı? Buna göre çocuklar çalışmaya başlayacaklar, sizden bunların da cevabını bekliyorlar.
Ayrıca, hemşirelerle ilgili ciddi bir atama eksikliğimiz var. Türkiye ortalaması 2,9, OECD'nin 9,2, neredeyse üçte 1'i. Bugün yoğun bakımda normalde 2 hastaya 1 hemşire düşmesi gerekirken 4 hastaya 1 hemşire düşüyor, hatta servislerde 20 hastaya kadar artan bir durum söz konusu; bunun bir an evvel çözülmesi lazım. Yıldan yıla atamalarınız geriledi, 20-25 bin civarında atamalar olurken 10-12 bin seviyelerine kadar geriledi bu atamalar. Bu anlamda da hemşire atamalarımızdaki eksikleri giderek sağlık sistemini bir an evvel aktif hâle getirmemiz gerektiğini vurgulamak isterim.
Ben teşekkür ediyorum Bakanım, sağ olun.
Teşekkür ederim.