KOMİSYON KONUŞMASI

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Teşekkürler Başkan.

Ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle artık son bulması için mücadele yürüttüğümüz savaş politikaları sonucunda yirmi bir yıl önce Kızıltepe'de katledilen Uğur Kaymaz'ın bugün ölüm yıl dönümü, saygıyla anarak başlamak istiyorum.

Evet sağlıkta çok güzel bir tablo çizdi Sayın Bakan ama öncelikle Sağlıkta Dönüşüm Programı'na bile baktığımızda bu tablonun böyle olmadığı gerçekten gözler önüne seriliyor. Derinleşen yolsuzluk, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nda kurumsal yetersizlikler, liyakatsiz atamalar, paran kadar sağlık durumu, şehir hastaneleri marifetiyle özel hastanelere özel sermayeye aktarılan milyonlar. Yine sistematik olarak emeğin güvencesizliği, sağlıkta çeteleşme, sağlık çalışanlarının karşılaşmış olduğu şiddet vakaları ve bölgesel eşitsizlikler maalesef derinleşti. Sonuçta hastanın, vatandaşın değil; ihalenin, sermayedarın; sağlık çalışanının değil, şirketlerin önceliği var bu sistemde. Sistemin şah damarı artık ranta, denetimsizliğe ve güvencesizlikle tıkanmış durumda. Yirmi yıldır "dönüşüm" diyorsunuz, "reform" diyorsunuz ancak hasta müşteriye, hastaneler AVM'ye, hekimlik performansa, sağlık çalışanları da taşerona dönüştü maalesef. 2003 yılında İMF ve Dünya Bankası eliyle Türkiye'ye giydirilmiş ve etiketi düşmüş bir eski gömlektir Sağlıkta Dönüşüm ama biz bu gömleğe sığmadık maalesef. Genel sağlık sigortası kapsayıcılığıyla böyle bir vaatle başladı ancak milyonlarca yurttaşın borç yüküyle karşı karşıya kaldı. Şehir hastaneleri şehir dışlarına yapıldı. 5 hastaneye ödenen kira Sağlık Bakanlığının yatırım bütçesini de geçmiş durumda. Bu hastaneler açılırken kamu hastaneleri kapatıldı maalesef. Ulaşım zorlaştı, hizmet azaldı, iş yükü arttı, yolsuzluklar meşrulaştırıldı bu sistemle. Bebek ve çocuk ölümleri dahi şirketlerin kazançlarına endekslendi. Bakanlık da ölüm karşısında sadece para cezalarıyla yetindi.

Yine, sağlıktaki en çok sorunlardan biri de ana dilinde sağlık hizmetinin olmayışı. Türkiye'de milyonlarca Kürt var ve bunların ana dili de Kürtçedir. Ana dilinde hizmet maalesef yok. Milyonlarca kişinin dilinin yasak olması, yüzlerce hastanın, milyonlarca hastanın hastayla sağlık çalışanları arasında iletişim sorunları yaşanmasına sebep oldu ve bunlar da birçok hayati meseleye sebep oldu. Bununla ilgili onlarca, yüzlerce örnek verebiliriz. Bu sadece bir iletişim sorunu değil tabii ki doğrudan tıbbi bir hata ve ölüm nedenidir. Dünya Sağlık Örgütünün ana dilinde sağlık hizmeti standardı maalesef Türkiye'de kâğıt üzerinde bile yok. O yüzden ana dilinde sağlık hizmeti aslında olmazsa olmaz bir hizmet olmalı.

Yine, Mardin'e, vekili olduğum ile bakmak istiyorum. Evet, geçen yıl biz 4 milletvekili olarak bir rapor sunduk ve bu rapor sonrasında bazı düzenlemeler oldu ama hâlâ devam eden birçok sorun var. Mesela, bir yıl içerisinde 8 -bu sadece kayıt altına alınan- şiddet

vakası var. Yine, iddiaya göre Kızıltepe Devlet Hastanesinde milyonlara varan bir yolsuzluk durumu var ve Bakanlık müfettişleri oraya gittiler, bunu araştırdılar ama bu yolsuzluğun en çok da hastanenin yönetimiyle alakası olduğu iddia ediliyor. Yine, bu hastanenin idari ve mali müdürü aynı zamanda SAĞLIK-SEN sendikasının da Başkanı olduğu iddia ediliyor. Biz buradan Bakanlığı değerlendirme için tarafsız bir teftişe davet ediyoruz.

Yine, Dargeçit'te, biliyorsunuz, orada da yine hastaneyle ilgili birçok sorun var. 25 yataklı yeni bir hastane yapılması söz konusu. Bir an önce bu hastanenin başlamasını talep ediyoruz ama var olan hastanede de yönetim, çalışanların taleplerini, sorunlarını dile getirmek için verdikleri dilekçeleri kayda almıyor ve eğer kayıt yoksa sorun da yoktur yaklaşımıyla çalışanlar karşı karşıya kalıyor. Zaten Mazıdağı'nda neredeyse hiç doktor yok. Yine, birçok branşta uzman doktor yok ve en çok da çocuk alanında uzman doktor yok; yan dalda, işte, nefrolojide, hematoloji de yine endokrin gibi yan dal çocuk alanında yan dalda uzman eksikliği var. Ekipman eksikliği, kreş ve sosyal destek sağlanmıyor, iş yükü çok fazla.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyoruz.

Selamlayın, mikrofonu açmıyoruz, biliyorsunuz.

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Bunların hepsine çözüm bekliyoruz ve biz gerçekten sağlıkta dönüşüm yerine toplumsal bir sağlığı, kamu şehir hastanelerinin özel ortaklığından çıkarılmasını, sağlık çalışanlarının...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyoruz.

Sayın İsmail Faruk Aksu Bey...

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Yine ana dilinde sağlık hizmetini...

ORHAN ERDEM (Konya) - Aydeniz Hanım, teşekkür ediyorum.

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - ...önceleyen bir sağlık sistemi olması için bütçeyi konuşmamız gerektiğini ifade ediyorum.