HİKMET YALIM HALICI (Isparta) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri, değerli bürokratlar ve basın mensupları; bugün, burada Türkiye'nin geleceğini yani Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini konuşuyoruz ama ne çağdaş eğitimi konuşabiliyoruz ne de eğitimde fırsat eşitliğini. Çünkü AKP iktidarının kâr odaklı, çocuklarımızı müşteri gören yaklaşımıyla eğitim artık bir kamu hizmeti değil, parası olanın ulaşabildiği bir ayrıcalığa dönüşmüş durumda. Tam da Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini görüştüğümüz bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ama siz milyonlarca çocuğu nasıl okul dışına ittiğinizi, yarattığınız sefalet düzeniyle çocukların neden okula aç geldiğini, yine yarattığınız sömürü çarklarıyla çocukların nasıl atölye ve fabrikalarda can verdiğini konuşuyoruz Maalesef. TÜİK verilerine göre, ülkede her gün ekmek ve makarna tüketen çocukların oranı yüzde 62, her gün et, tavuk ve balık yiyen çocukların oranı ise sadece yüzde 12. 2017, 2018'den beri ortaokuldan mezun olan ama liseye kayıt yaptırmayan veya yaptıramayan öğrenci sayısı her geçen gün artıyor. Peki, bu çocuklar nerede? Sokakta mı, atölyede mi, maden ocağında mı, tarlada mı? Dilovası'nda 15, 16, 17 yaşındaki çocuklarımız maalesef yanarak öldü. Şanlıurfa'da 14 yaşındaki bir çocuğumuz kompresörle öldürüldü. Isparta'da Turhan Karabulut, kendi ilimde 16 yaşında traktör hidroliği tamir ederken Haziran 2025'te maalesef hayatını kaybetti. Bu ülkenin çocukları okulda olması gerekirken denetimsiz atölyelerde çalıştırılıyor, ölüyor ve öldürülüyorlar. "Vatanın dağlarında, bayırlarında, kırlarında hatta en ücra yerlerinde kendi başına açıp solan çiçek bırakmayacağız." diyordu efsane Millî Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel. Bugün çiçeklerimiz daha açmadan koparılıyor, kimi yoksulluğa, kimi tarikat yurtlarına, kimi suç örgütlerine, kimi de paslı bir makinanın altına terk ediliyor maalesef.

Bildiğiniz üzere, Isparta'da depreme dayanıksız 13 tane okul var, bu okullar güçlendirme sonrası yeniden riskli çıktılar. İki yıldır bu konuyu defalarca Meclis gündemine taşıdım, size de defalarca önerge verdim. Çok büyük bir skandal, binlerce öğrenci, öğretmen, emekçi depreme dayanıksız okullarda risk altında kalmışlar. Geçtiğimiz günlerde buna bir cevap vermişsiniz. Cevapta İl Özel İdaresi ve Isparta Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü teknik ekiplerince denetimlerin yapıldığını ve Valilik tarafından idari soruşturma başlatıldığını söylemişsiniz. Evet, bu olumlu fakat burada siyasi sorumlular ve bu işi yapan müteahhitlerin de unutulmaması gerektiğini özellikle ve tekrar hatırlatıyorum.

Yine, Sayın Özvar yanınızda, bugün Sayın YÖK Başkanı Erol Özvar. Geçen hafta AKP Isparta İl Başkanı Furkan Cem Er kendisini ziyaret etti. Ben Isparta'daki üniversitelerimizle ilgili destek istediğini düşünmek isterdim ancak bugün Isparta yerel basınında çıkan haberlere baktığımda Isparta İl Başkanının Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki öğretim görevlisi olan dayısı Haluk Songur için geldiğini öğrendim. Bu kişiyle ilgili hem idari soruşturma hem de hukuki soruşturma devam ediyor. Sayın Başkan, bunu siz de biliyorsunuz, bu konuya sizin de hassasiyetle yaklaşacağınızı ve konuyu takip edeceğinizi düşünmek istiyorum açıkçası.

Bir konu daha var sizinle paylaşmak istediğim. Dün Türkiye Yurt Dışı Eğitim Vakfı Başkanı geldi, her yıl 152 bin çocuğumuz ülkemizden ayrılarak yurt dışına eğitim almaya gidiyor. Her ne kadar siz "Giderlerse gitsinler." deseniz de bu beyin göçü dolayısıyla şu anda 400 bin gencimiz yurt dışında. Bu çocuklar orada sahipsiz, ne yapıyorlar, nerelerde kalıyorlar, ne tarz sıkıntıları var; bunların da gündeme alınıp bu çocukların Türkiye için bir elçi olarak orada donatılması, eğitilmesi, onlara destek olunması gerektiğini düşünüyorum ve teşekkür ediyorum.