KOMİSYON KONUŞMASI

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Bakan, değerli milletvekilleri ve Bakanlık bürokratları, değerli basının tüm emekçileri, kıymetli hazırun; Ulaştırma Bakanlığının bütçesinin bireyin eğitim hakkını, sağlık hakkını, ticaret ve sosyal yaşama erişim hakkını, dolayısıyla, bireyin anayasal hakların taşıdığını hatırlatarak başlamak istiyorum.

Sayın Bakan, Bakanlığınız bölgeler arası eşitsizliğe önem vermiyor, eşitliğe daha doğrusu önem vermiyor. Sadece Mardin'i örnek alacak olursak UNESCO Dünya Geçici Mirası Listesi'nde yer yer alıyor ama Ankara'dan sadece iki günde bir uçuş yapılıyor ve o uçuş saati de turizm açısından çok sıkıntılı bir saat, elverişli değil.

Yine, eski Mardin için hafif raylı sistem kurulması gerekirken sunumunuzda buna hiçbir şekilde değinmediniz. Eski Mardin'e hafif raylı sistemi sunumunuzda ifade etmediniz, bu konuda bir düşünceniz var mı? Yine, Mardin, Diyarbakır, Siirt, Batman ve Van uçuşlarındaki pahalılığa dair bir cevabınız olmalı. Zira ben bu sabah baktım, Mardin'den İzmir'e gittiğimizde 5.400 lira ödüyoruz. Yine Diyarbakır'dan Ankara'ya uçtuğumuzda 5.350 lira ödüyoruz ama İstanbul'dan Stuttgart'a gidersek 5.002 lira ödüyoruz, Berlin'e gidersek 6 bin lira ödüyoruz, Frankfurt'a gidersek 7.318 TL ödüyoruz. Dolayısıyla, bölge illerinde yaşayan yurttaşların ulaşım hakkına, hizmete erişim bakımından ciddi kısıtlamalar yapıldığı kanaatindeyiz, bu da onu gösteriyor zaten. Özellikle hava yolu ulaşımında sefer sayılarının düşürülmesi, bilet fiyatlarının yüksekliği, rötar yapan sefer sayılarının artması, bakım ve onarım gerekçesiyle yapılan tam kapanmalar, yerel yönetimlerin karar süreçlerine dâhil edilmemesi, yurttaşlar için ulaşım hakkının fiilen sınırlandırıldığının göstergesi açısından çarpıcıdır.

Yine, Bingöl Havalimanı pistine yönelik eleştiriler var Sayın Bakan. Genellikle pistin uzunluğu ve yapısal özelliklerinin yetersizliği, hava koşullarına bağlı zorluklar ve bakım eksiklikleri, bu sorunların çözülmemesi hem uçuş güvenliği açısından hem de havaalanının genel kapasitesinin artırılması bakımından önem taşımaktadır. Yine, Ankara-İzmir hızlı demir yolu hattı geçen yıl "2027'de bu projeyi bitireceğiz, hizmete açacağız." diye bir sunum yapmıştınız, bu yılki sunumunuzdaysa "Tüm hattı 2028'de tamamlamayı hedefliyoruz." dediniz. Bir yıllık gecikmenin sebebi nedir?

Biraz da ihalelerde yapılan usulsüzlüklere bakacak olursak, İhale Yasası'nın temelini rekabet, saydamlık ve şeffaflık oluşturuyor. İhale Yasası da bu temeller üzerine kuruludur. Yani kriterleri sağlayan herkes ihaleye girebilir ama en kaliteli işi en hızlı yapacak kişiler ihaleyi almaya hak kazanıyor. Kamu İhale Kurumunun en önemli kriterlerinden biri de açık ihalenin yapılacağıdır. Bunun temel amacı yolsuzlukların, usulsüzlüklerin önüne geçmek olacaktır. Ama iktidar ne yaptı? Biraz da bunu açmakta fayda var. İhale Yasası'nda genel kural olan açık ihale usulü terk edildi, istisnai olarak davet usulüne göre yapılmaya başlandı ama istisnai kural, olağanüstü durumlarda geçerli olur. Sayın Bakan, rekabet ortamının daraltılması toplumsal refahı tehdit ediyor ve yok ediyor. Bildiğiniz üzere, olağanüstü durumlar deprem, sel, yangın ve öngörülmeyen nedenlerdir. İhalelerin yaklaşık yüzde 77'si bu yollarla yapılıyor. Bunların en bilinen örneği aslında pazarlık usulüyle yapılan vurgun örneği Ali Dibo olayıdır. Hatay ilinde gerçekleşen 271 ihalenin bir siyasi partinin yöneticileri arasında paylaşıldığı şeklindeki iddialar üzerine olmuştur. Ama ne yapıldı? İhaleler iptal edildi ama herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Dolayısıyla bir rekabet ortamı, bir şeffaflık mümkün olmuyor bu ihalelerde. Yine 21/b uygulamaları kayyum yolsuzluklarında da kendini gösterdi. Buna dayanarak yapılan pazarlık usulüyle Mardin'de cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu yapıldı. Sonuç ortada. Sonuç olarak Türkiye'de ihale yolsuzlukları almış başını gidiyor. Sevgili Çiğdem Toker'in de dediği gibi, "İhalelerde bol sıfır, vergide tek sıfır iktidarındayız." Kanuna göre ihale değil, ihaleye göre kanunun düzeni kurulduğu ifade ediliyor.

Son olarak, Sayın Bakan, geçen yılki sunumunuzda 180 kilometrelik Şanlıurfa-Mardin Tren Hattı'nın 2028'de tamamlanacağını belirtmiştiniz ama bu yıl Kalkınma Yolu'na entegre edileceğinden bahsettiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun, bir dakika veriyorum.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Bir geriye dönüş mü bu husus? Bildiğiniz üzere, 1910 yılında Almanların kurmuş olduğu Bağdat-Antep Tren Hattı var olan bir hat zaten. Dolayısıyla bu hattı iyileştirip hizmete sunmanız çok zaman gerektirmeyeceği gibi, az bir bütçe gerektireceği kanaatindeyiz.

Urfa-Habur arası otoyol yapılmadığı gibi son yıllarda iyileştirme ve tadilat da yapılmamaktadır. Habur Yolu olması nedeniyle yoğunluk da göz önünde bulundurulduğunda biran önce Bakanlığın harekete geçmesi gerekiyor.

2026 bütçesinin eğitim hakkını, sağlık hakkını, ticaret ve sosyal yaşama erişim hakkını sağlaması umuduyla hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.