| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .11.2025 |
SEDA GÖREN (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Bakanlığımızın değerli bürokratları; öncelikle Sayın Bakanımızın detaylı sunumu için teşekkür ediyorum. Uluslararası sistemin içinde bulunduğu kritik eşiği hâlâ aşılabilmiş değiliz. Hepimizce malum olduğu gibi mevcut uluslararası kurumlar dünya gereksinimlerine cevap veremiyor. BM Güvenlik Konseyinin karar alma mekanizması yalnızca 5 ülkenin çıkarları doğrultusunda işliyor. Bu çarpıklığı da en yüksek tonda dile getiren tek lider, tek bir ülke var senelerdir. Bugün ise onlarcası artık bizlerle hemfikir. Bugün, Filistin'i tanıyan ülke sayısına bakıyoruz 158, Türkiye'nin bu sisteme, bu ülkelere ve bu kararı alan liderlere verdiği cesareti unutmamamız ve göz ardı etmememiz gerekiyor. Mevcut kriz ortamında onurlu Türk dış politikası, bölgesel barışı, istikrar ve iş birliğini güçlendirmeyi, bölgesel refahı artırmayı ve küresel sistemi daha adil bir yapıya kavuşturulması çabalarına destek vermektedir, bundan sonra da vermeye devam edecektir. Türkiye asırlara dayanan devlet geleneğiyle tarihin doğru tarafında durmaya da devam edecektir.
Devletimiz, Suriye halkına uygulanan zulme set çekmiş, Gazze'de yaşanan soykırım karşısında insanlığın ortak vicdanının ses olmuş ve Rusya-Ukrayna krizinde sonuç odaklı diplomatik adımlarla barışçıl bir çözümü savunmuştur. Biz tabii, bunların hepsinin detayına gün içerisinde girdik, yoksa çok girmek isterim ama özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye yalnızlaştı savının aslında ne kadar önyargılı ve yanlış bir söylem olduğunu buralarda daha net görüyoruz. Gazze'nin ateşkes görüşmelerinde de Suriye'nin yeniden inşa sürecinde de Afrika ve Balkanlardaki bölgesel krizlerde de Türkiye'nin oturmadığı masada barış olmamaktadır, barış konuşulmamaktadır. En son Dışişleri Komisyonuyla Fransa'ya yaptığımız çalışma ziyaretinde de bütün milletvekili arkadaşlarımızla beraberdik orada her partiden. Bir Fransız parlamenter dostluk grubu başkanı Mösyo Jean Louis "Türkiye modeli diye bir model oluştu. Vicdanı, dik duruşu ve reel politikayı birleştiren bir model. Fransa da Avrupa Birliği ülkeleri de bu modelden ilham alıyor." dedi. Bunu hep beraber duyduk. Türk dış politikasının omurgasını anlamak isteyen vekillerimiz, bu ziyaretin ayrıntılarını orada bulunan arkadaşlarından dinleyebilirler.
Şimdi, Türk dış politikasının tabii, önemli başlıklarından bahsettik, konuştuk. O sırada da bu saatte gelene kadar birçok değerlendirme yapıldı. Ben bu değerlendirmelerden bazılarına yönelik de birkaç şey söylemek istiyorum, vaktimi böyle de değerlendirmek istiyorum. Öncelikle, Sayın Çakırözer de söyledi, Sayın Arı da söyledi, Kıbrıs konusundaki bu ayrıştırıcı konuşmaları, siz biz şeklindeki kategorileştirilen tutumu esefle kınıyorum, doğru da bulmuyorum. işte "Siz kaybettiniz, biz kazandık." şeklinde. Sayın Ağbaba, burada mı acaba bilmiyorum ama...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bana laf atmayın!
SEDA GÖREN (İstanbul) - Vallahi laf atabilirim bence.
Bize "İçeride kurt dışarıda kuzu." söylemini yaparken kendisinin aynaya baktığını düşünüyorum çünkü bizim hiçbir parlamenterimiz ülkesini herhangi bir uluslararası kuruma şikâyet etmiş, ondan yardım dilemiş değildir. Söz konusu vatan menfaati olunca her yerde sesimizi yükselttiğimizi sizler de çok iyi biliyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bana söylediğin kadar Trump'a söyleseydin, Tom Barrack'a söyleseydin!
SEDA GÖREN (İstanbul) - Çok şükür, hiçbir yabancı ülke meydanında da ülkemizi yuhalatmış değiliz, bu da çok önemli bir şey.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Oradan Veli Ağbaba'ya söylemek kolay!
SEDA GÖREN (İstanbul) - Ben bunları söyleyeceğim, devam edeceğim.
Sayın Namık Tan'la beraber Avrupa Konseyinde görev yapıyoruz biz, her zaman nazik ve ölçülü bir tavrı vardır Sayın Namık Tan'ın. Fakat söz konusu olan Sayın Dışişleri Bakanımız olunca, her platformda, ülkemizin temel millî meselelerinde de -Sayın Dışişleri Bakanımız ve ekibi olunca da- bu saldırgan tutumunu anlamamız ve kabul etmemiz mümkün değil gerçekten, bunu tekrar dile getirmek istiyorum. Sayın Tan'ın Bakanımızla alakalı bu takıntı noktasına gelen hâli için de şaşırarak şifa diliyorum açıkçası.
Büyükelçilerimiz ve dışarıdan atanan büyükelçiler noktasında da gerçekten sayın büyükelçilerimiz, sayın başkonsoloslarımız, ekiplerimiz çok fedakârca, çok vefakârca bir çalışma güdüyorlar. Ben onlara buradan yürekten teşekkür ediyorum, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımız adına teşekkür ediyorum, ülkemizde yaşayan vatandaşlarımız adına da teşekkür ediyorum. Dışarıdan atanan büyükelçiler konusuna gelince de bakın, dışarıdan atanan büyükelçilerin sayısı tüm dünyayla karşılaştırıldığında biz Türkiye olarak en alt sıralardayız, özellikle bunu dile getirmemiz lazım. Dışarıdan atanan büyükelçilerin hangi özelliklerinden, hangi vasıflarından rahatsız oluyoruz da bunları bu kadar dile getiriyoruz, bunları da öğrenmek istiyorum özellikle.
Kızılelma konusu da geçti ve Kızılelma konusuyla bir espri, bir şaka yapıldığını fark ettim. Kızılelma konusu, "Kızılelma" kavramı espri yapılacak, şaka yapılacak bir alan değildir.
Teşekkür ederim.