KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Değerli Bakanım, Bakan Yardımcıları, çok değerli bürokratlar, basın mensupları, Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yirmi üç yıldır AK PARTİ dış politikasıyla uluslararası sistemde çok merkezli, rekabetçi bir küresel yapının öne çıktığı bu ortamda farklı bir dış politika uygulanmakta. Artık enerji arz güvenliği, iklim krizi, düzensiz göç ve gıda güvensizliği gibi birçok boyutlu sorunların uluslararası gündemin merkezine geldiğini görüyoruz. Küresel kutuplaşma coğrafi yapıları yıpratmış, uluslararası kurumların sorun çözme kapasiteleri de zayıflamıştır. Bunun en güzel örneğini Gazze'de yaşanan soykırım ve katliamlarda görüyoruz. Ne Birleşmiş Milletler ne uluslararası diğer insani yardım örgütleri her biri sınıfta kalmıştır. Birleşmiş Milletler kendini bile korumaktan aciz durumdadır. Bu durumlar sonucu mevcut yapılara duyulan güven de azalmıştır. Yeni bölgesel ve küresel iş birliği arayışlarının arttığını görüyoruz.

Türkiye jeopolitik konumunun verdiği ağırlıkla bu ayrışımların derinleştiği ortamda yapıcı bir yaklaşım benimsemektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ülkemizin gelişmelere yön veren bir diplomasi yürüttüğünü memnuniyetle görmekteyiz. Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde bağımsız, millî ve etkin bir dış politika Türkiye Yüzyılı olarak gördüğümüz bu yeni yüzyılda hayata geçilecektir.

Türkiye olarak dış politikamız gördüğümüz kadarıyla barış ve güvenin güçlendirilmesi, refahın artırılması ve küresel hedeflerimizin ilerletilmesi esasına dayanmakta, müstakil aktör olma iradesi, bölgesel sahiplenme anlayışı ve lider diplomasi temelleri üzerinden yükselmektedir. Bu sayede çok yönlü diplomasi anlayışı, diyalog ve ara buluculuk kapasitemizi uluslararası alanda çok çok yükseltmiş ve öne çıkarmıştır ve Sayın Bakanımızın, önceki bakanlarımızın katkılarıyla beş yüz yıllık Dışişleri Bakanlığı 264 temsilciliğiyle dünyanın en geniş 3'üncü diplomatik ağına kavuşmuş ve vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet vermektedir.

Biraz da Kuzey Kıbrıs'a gelmek isterim: Tabii, daha önce bu konuda birçok önerge de verildi, ben de Dostluk Grubu Başkanı olarak 42'nci yıl kutlamalarına katıldım. Sayın Arı, bir seçim yapıldı, Sayın Tufan Erhürman kazandı ve sağ, sol tüm partilerin kendisine oy verdiğini görüyoruz. Biz de ziyaret ettik, Cumhurbaşkanımızın kabulünden sonra dönmüştü ve biz de ziyaret ettik. Çok güzel bir ortamda görüşmeler yapıldı.

Kuzey Kıbrıs hepimiz için çok değerlidir ve bu noktada da önemli adımlar atılmaktadır. Türk Devletleri Teşkilatında, İslam İşbirliğinde ve birçok dış temsilciliğin oluştuğu programlarda gözlemci olarak Dışişleri Bakanımızın, Cumhurbaşkanımızın, Meclis Başkanımızın her gittiği ülkede dile getirmesiyle görünürlüğü artmış ve çok daha iyi bir konuma gelmiştir.

"Tanınma"dan çokça bahsediyoruz. Biraz önce dediğim gibi, hukukun, insan haklarının, uluslararası örgütlerin güveninin kalmadığı bir ortamda tanınsa ne olacak? Tabii ki isteriz, buna da mücadele edeceğiz ama bu tanınmanın da tamamen siyasi bir baskılamayla geliştiğini hepimiz de biliyoruz. Biz, parlamenter diplomasi kısmında dostluk gruplarının, Sayın Bakanım, çoğalması için gayret ediyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinden Azerbaycan şu anda dostluk grubunu kurdu, çok emeğiniz var, Cumhurbaşkanımızın, Meclis Başkanımızın, Şamil Bey de, biz de her gidişimizde bunu dile getirdik. Şimdi, Türk Devletleri Teşkilatına mensup diğer cumhuriyetlerin de dostluk gruplarını kurmasını arzu ediyoruz.

Son olarak, konuşmamın son kısmında da... Daha önce de verdiğiniz önergelerde Sayın Tan'a karşı ben de konuşmuştum, kendisi, Namık Tan Bey Amerika'da görev yaptı, sözcülük yaptı ama yani bu ifadeler hepimizi incitiyor. Hani "Bir ağabey olarak nasihat vereceğim." deyip kin ve nefret dolu bir konuşma hiçbirimize yakışmıyor. "İsrail Dışişleri Bakanı gibi davranmak..." ne demek? Yani bizim Bakanımızın bu noktada dünyada Gazze'nin meşruiyeti, oradaki katliamları, insan hakları ihlallerini, soykırımı dünyaya duyurmakta Cumhurbaşkanımızın ve kendisinin ne kadar çaba sarf ettiğini biliyoruz. Kahrolsun İsrail'in Dışişleri Bakanlığı! Kahrolsun Netanyahu! Allah onları inşallah yaptıklarının bin katıyla cezalandırsın ama bu ifadeler hiç yakışmıyor. Biz Bakanımızla -bırakın utanmayı- gurur duyuyoruz. Böyle bir dış politika oluştuğu için dünyada söz sahibiyiz. Sizin anlayışınızla "Ne işiniz var Azerbaycan'da, Karabağ'da?" "Mavi Vatan masal..." "Zeytin Dalı'nda ne işiniz var?" denilen bir dış politikayla nereye varılabilirdi? Bu millet bunu gördüğü için yirmi üç yıldır bize bütçeyi yapma imkânı verdi, şimdi, 24'üncüsünü yapıyoruz elhamdülillah. Bu noktada her birimizin ifadelerimizde, konuşmalarımızda dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Bakanım, bütçeniz hayırlı olsun. İnşallah ülkemizin tam bağımsız, egemen yapısının çok daha güçlü ve diğer mazlum ülkelere de yansımasını diliyoruz. Bizim 36 ülkede, yanlış demiyorsam, şehitliğimiz var 81 tane, sorumluluklarımız var. Muhalefet her ne kadar Osmanlı'yı hiçbir zaman saymasa da Osmanlı'yı da, Selçuklu'yu da, tüm medeniyetleri özümsüyoruz, onlardan aldığımız bu coğrafyadaki akraba toplulukları sorumluluklarımızın yerine getirilmesini istiyoruz; bunu da en iyi şekilde yapıyorsunuz.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.