| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .11.2025 |
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakan, Dışişleri Bakanlığının kıymetli bürokratları, basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, kapsamlı sunumunuz için teşekkür ederiz. Sizinle beraber düşündüğümüz... Bir sunumumuz var bizim, eğer açabilirseniz çok sevinirim. Sizinle beraber düşündüğümüz, aynı düşündüğümüz şey şu: Küresel belirsizliklerin artışlarındaki sıklık düzeyi çok yüksek. Ben bunu 1930'lara benzetiyorum yani 1929 Buhranı sonrasında merkez partilerin söylemleri yetersiz kaldığı zaman aşırı sağ yükseldi, aynen şimdi olduğu gibi ve bizler daha sonrasında hiç hatırlamak istemediğimiz bir döneme girdik. O bakımdan çok büyük benzerlikler var hakikaten ve siz de yine sunumunuzda bahsetmiştiniz. Pandemi öncesinde yılda 3.600 tane müdahale gerçekleştiriliyor Dünya Ticaret Örgütü tarafından yayınlanan datalarla beraber. Şimdi, bu, 6 binin üzerine çıktı. Çok korumacı bir sisteme doğru gidiyoruz ama bu korumacı sistem içerisinde dış politikaya bizim bu kadar önem vermemiz gerekirken yani dünyadaki siyasi krizler artarken -sizin de sunumunuzda belirttiğiniz gibi- dünyanın her tarafında küçük ya da orta ölçekli şiddetli olaylar meydana gelirken biz şunu beklerdik: Dışişleri Bakanlığındaki program bazlı bütçenin daha fazla olmasını beklerdik. Dışişleri Bakanlığına daha fazla bütçe ayrılmasını beklerdik.
Bakın, şimdi sağ tarafa bakarsanız Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; dış politikanın program bütçesinden, program olarak bütçeden aldığı pay giderek düşüyor. Bunun bir sebebi olmalı yani bütçedeki artışın çok altında bir artış, enflasyonun bile altında bir artış var. Oysa, sizin dediğiniz gibi, Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Zorlu bir coğrafyanın tam ortasındayken dış politikaya ayrılan kaynağın bütçede düşmesinin mutlaka bir anlamı olmalı. Uluslararası Kalkınma İşbirliğine baktığınız zaman düşüyor, uluslararası eğitim düşüyor, göç yönetimi de düşüyor. Şimdi, sizin sunumunuzda ortaya koyduğunuz ve bizim de kritik olduğunu düşündüğümüz bütün programlarda bütçeden ayrılan pay düşüyor Sayın Bakan. O bakımdan, biz bunun sizin sunumunuz ile bütçede sizin bakanlığınıza ayrılan payın uyumlu olmadığını düşünüyoruz.
Bir şikâyet de AK PARTİ milletvekillerine, hazır siz buradayken. Bizler burada 25-30 milletvekili olarak vardık, içimizde benim gibi akademisyen, akademiden gelenler, çok kıymetli büyükelçiler, diplomatlar, bürokratlar vardı fakat AK PARTİ'li arkadaşlardan Komisyon üyesi dışında tek bir kişi vardı. Oysa sizler, milletin iradesi olan yüce Meclise yılda en fazla 2-3 defa geliyorsunuz ve bu, bizim en fazla beklediğimiz sunumlardan bir tanesiydi. Bizler sizin ne anlatacağınızı ilgiliyle bekledik fakat AK PARTİ'li ve Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlardan Komisyon üyesi dışında hiç kimse yoktu. Oysa biliyoruz ki bürokrasiden gelen, diplomasiden gelen arkadaşlar da var AK PARTİ içerisinde. Dolayısıyla sizi dinlemeye gerek görmemelerinin Meclisi itibarsızlaştıran, Meclisi önemsizleştiren bir düşüncenin ürünü olduğunu düşünüyorum. Bunu da sizin dikkatinize sunmak istedim.
Sunumunuzda bence daha fazla bahsedebileceğiniz şeylerden bir tanesi Çin'di. Son on beş yılda küresel imalat katma değerinin yarısı Çin'den. Goldman Sachs'ın yeni bir raporu çıktı Sayın Bakan ve orada diyor ki: "Çin'in büyümesi dünya büyümesine pozitif etki etmiyor." Siz, Çin'le Sayın Cumhurbaşkanının ikili görüşmelerinden bahsettiniz, orta Kuşak-Yol'dan ki orada Pire Limanı'nın kapasitesinin dolmasından dolayı bizim için çok büyük fırsatlar var. Bizim bir Çin stratejimiz var mı? Biz bunu Ticaret Bakanlığı sunumunda da yeteri kadar göremedik, sizde de göremedik. Oysa şu anda, sizin de sunumunuzda bahsettiğiniz gibi, yepyeni bir dönemden geçiyoruz. O dönemde dünyanın en önemli ekonomisi ve en büyük siyasi güçlerinden bir tanesi olacak Çin'le ilgili bizler sizden, sizin Bakanlığınızdan daha kapsamlı analizler bekleriz.
Aynı şey Hindistan için de geçerli Sayın Bakan. Hindistan eğer Avrupa Birliğiyle bir serbest ticaret anlaşması imzalarsa bu bizim ana ihracat partnerimiz Avrupa Birliğiyle olan ticari ilişkilerimizde bir felakete yol açar ama bu konuda da herhangi bir şey göremedik. Sizin sunumunuzda Hindistan sadece Pakistan'la olan geriliminden dolayı geçti fakat Sayın Bakanım; Hindistan, Çin ve Rusya'ya baktığınız zaman bu üç ülke dünya nüfusunun yüzde 40'ını, dünya ekonomisinin de üçte 1'ini oluşturuyor. Rusya'da da sadece Rusya-Ukrayna gerginliği üzerinden bir analiz yapmıştınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bir dakika verebilir misiniz acaba?
Dolayısıyla soru-cevap kısmında dünya nüfusunun yüzde 40'ını oluşturan, dünya ekonomisinin üçte 1'ini oluşturan, Avrupa Birliğiyle ticari ilişkilerimizde bizim için çok ciddi tehdit olan Çin, Hindistan ve daha sonra Rusya'yla ilişkilerimizde sizden daha kapsamlı bir analiz beklemek bizim hakkımız.
Hemen bir de Filistin meselesine gelmek istiyorum. Ben Filistin'in bütün siyasi partilerin ortak meselesi olduğunu düşünüyorum çok eskiden beri. Sağda, solda yer alan partiler de Filistin meselesini sahiplenmişlerdir. Burada size sadece bir soru sormak istiyorum. Filistin halkına zulüm uygulayan, soykırıma varan zulüm uygulayan İsrail'in ana enerji tedarikçisi Azerbaycan. Petrolünün yüzde 40'ını İsrail Azerbaycan'dan tedarik ediyor ve Azerbaycan'la bizim ilişkilerimiz oldukça iyi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bu süreçte Azerbaycan'la İsrail'e herhangi bir enerji tedariki konusunda bir iletişiminiz, bir görüşmeniz, onların bu enerji tedariki ve daha hâlâ şu anda da beraber yürüttükleri yatırım anlaşmaları üzerinden bir eleştiriniz oldu mu? Soru-cevap kısmında ondan da bahsederseniz çok sevinirim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.