KOMİSYON KONUŞMASI

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Bakan, değerli bürokratlar, çok kıymetli mensupları; hepiniz hoş geldiniz.

Bir sunumum olacak, arkadaşlardan yansıtmalarını rica ediyorum.

Gün boyunca iktidar milletvekillerinin sizden ne kadar mutlu olduğunu ve nasıl iyi icraatlar yaptığınızı dinledik, muhalefet milletvekillerinin de gerçeği anlatmak için çırpındıklarını gördüm. Tabii, Türkiye'de iyi işler de oluyor Sayın Bakan. Siz Gençlik ve Spor Bakanı olarak buralarda Türkiye'nin tüm kurumlarının yapmış olduğu iyi işlerin sizi sevindireceğini umuyorum. Bu nedenle, sizinle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun yapmış olduğu bu alandaki faaliyetleri paylaşmak isterim. Siz de ilgili Bakan olarak muhtemelen bu başarılardan mutlu olacaksınızdır diye düşünüyorum.

İstanbul'da sporcu ve tesis sayısı açısından baktığımızda, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin toplam 3.018 sporcusu var. Toplamda 73 spor tesisinde 13 milyon 417 bin yurttaşımız bundan yararlanıyor ve toplamda 53 milyondan fazla seans... Spor okulları ve projelerine baktığımız zaman, 137 okulda, 14 branşta 346 bin 896 çocuk spor okullarına katılıyorlar. Sizin de ilginizi çeken Yıldız Sporcu Tarama Projesi kapsamında yine, 1.023 sporcuyla bu yıldız sporcularımıza yatırım yapılıyor, 293 sporcu -bugün de bahsedildi- atletizm ve güreş branşlarında ciddi bir gelecek hazırlığı içerisindeler.

2025 yılı Ağustos ayı itibarıyla toplam 44 okul, spor kulübü, 188 okul, İBB okul spor salonu, kurum ve STK'ya, toplam 232 kuruma sportif ekipman desteği veriliyor. Okul spor salonlarımız var, siz de yakından takip ediyorsunuzdur. 258 spor salonu var İBB tarafından yapılmış, 220'sine İBB destek veriyor, yardımcı oluyor. Barınma ve ulaşım anlamında da açılan yurtlarımız var. 16 adet öğrenci yurdu var ki bu Ekrem İmamoğlu Belediye Başkanı olmadan önce sıfırdı, bugün itibarıyla 6.232'dir. Toplamda da 22 binden fazla öğrencimize abonman desteği veriliyor.

Şimdi, bu kapsamda, yine, çocuklarımıza ve gençlerimize yapılan yatırımlar var. Yine, sıfır olan kreş sayımız 127'ye çıktı. İBB ders atölye sayımız 17, 2.200 öğrenci sınavlara burada hazırlanıyorlar; gençlere olan ilginizi bildiğim için bundan mutlu olacağınızı düşünüyorum. Sayısı 8'e ulaşan İBB gençlik ofislerimizden 20 bin genç faydalanıyor. Toplamda 370 bin öğrencimiz tercih, danışmanlık hizmetinden yararlanıyor ve -maalesef, bunu yapmasak daha iyi olur çünkü görevi Millî Eğitim Bakanlığı alanına giriyor- Temiz Okul Projesi'yle de 2.473 eğitim kurumunun temizliğine İBB katkı yapıyor.

Burası sizin için önemli olsa gerek Sayın Bakan: Maddi destekler açısından bakıldığında, Genç Üniversiteli Desteği'yle 388 bin öğrenciye 5,8 milyar lira destek sağlandı. Sadece bu yıl 100 bin öğrenciye 20'şer bin lira olmak üzere 2 milyar lira destek verilecek. "Kızlar Okusun Diye" kampanyasında 10 bine yakın kız öğrenciye 3 bin lira; "Sen Oku" kampanyası çerçevesinde toplamda 1 milyar liraya yakın destek, 100 bin öğrenciye 4 bin lira destek verilecek. "Büyüt Hayallerini Projesi" kapsamında da ilk kez 7.150 kız öğrenciye dokuz ay boyunca katkı sağlanarak 92 milyon lira destek verilecek, 3 bin kız öğrencimize 3 bin lira destek verilecek.

Son olarak, şundan da çok mutlu olacağınızı umuyorum: İBB ticari değeri olan yani orada bir villa yapılsaydı, orada konutlar yapılsaydı 6,5 milyar değeri olan Mecidiyeköy'deki değerli bir araziyi 800 milyon yatırımla inşa etti ve 326 öğrenciye Zübeyde Hanım Kız Öğrenci Yurdu -yani 16 yurttan biri de budur- açıldı, Halaskar Gençlik ve Yaşam Merkezine dönüştürüldü. Toplamda 6.232 kişilik kapasiteye sahip bir yurt İstanbul için oluşturuldu.

İstanbul için yurt çok önemli; bazı sayılardan bahsedildiğinde maalesef iktidar partisi vekillerinin üzüldüğünü görüyorum, üzülmek normaldir ama başka işler de yapmak lazım. Kötü bir örnek vereyim Sayın Bakan ve bu konuda bu kötü örneği düzeltebilecek bir numaralı kişi sizsiniz. Ben Üsküdar ilçede yaşıyorum, Üsküdar'da, Altunizade'de, Barbaros Mahallesi'nde 2 bloklu, 800 kapasiteli, 12 dönümlük alanda yüzlerce tescilli ağacı olan bir Kredi Yurtlar Kurumu vardı, ismi de Altunizade Erkek Öğrenci Yurduydu. Bu yurt önce "depreme dayanıksız" denilerek boşaltıldı, ardından bu yurda Mahmud Esad Coşan Vakfı talip oldu ve Valilik Bakanlığınıza sordu "Ne diyorsunuz?" diye. Bakanlık "İhtiyacımız yok." dedi. "İhtiyacımız yok." denilince Mahmud Esad Coşan Vakfına bu 12 dönümlük arazi her şeyiyle teslim edildi. İlk iş, yüzlerce tescilli ağaç kepçelerle yok edildi, hepsinin video görüntüleri var, siz de buna vâkıfsınız diye tahmin ediyorum. Üstelik, kendilerinin bir özel koleji var, Mahmud Esad Coşan Vakfının ASFA Koleji var ve bu ASFA Koleji para kazanmak üzere kurulmuş bir yer yani Anadolu yakasının en büyük kredi yurtlar kurumundan birini bir vakfın özel kolejine vermiş durumdayız. Daha kötü bir kelime kullanmak istemiyorum, nezaketimi de bozmak istemiyorum. Şimdi, mahkeme ne dedi mahallelilerin başvurusu üzerine? "Planını ve ruhsatını iptal ettim." dedi, yürütmeyi durdurdu ve inşaat da durdu. Şimdi, Sayın Bakan tarihî bir fırsatla karşı karşıyasınız. İstanbul'da, Anadolu yakasında yurda ihtiyacımız olduğunu biliyoruz; bu tahsisi iptal edin, herhangi bir vakfın, tarikatın, cemaatin özel kolejine arazi vermek yerine memleket evlatlarına yurt yapılması için verin. Orası Anadolu Yakası'nın, yine, eskiden olduğu gibi ciddi bir kredi ve yurtlar kurumu olsun.

Şimdi, bir başka şey, gün boyunca söylendi, üzülüyoruz burada söylendiği zaman, siz aynı zamanda gençlikten sorumlu Bakansınız. Mesela, Yağız Yıldız diye bir yavrumuz vardı, bilmezsiniz, öldü, 17 yaşındaydı, Karabük'te 5 Eylülde öldü. Alperen Uygun iki gün önce öldü, MESEM öğrencisiydi, 16 yaşındaydı. Nursefa Samur 10 Kasımda öldü, Ağrı'da öldü, biçerdöverin altında öldü. Dilovası'nda 3 kişi öldü; Cansu Esatoğlu 16 yaşında, Nisa Taşdemir 15 yaşında, Tuğba Taşdemir 18 yaşında öldü. Siz sadece spordan sorumlu Bakan olmadığınız için gençlerin hangi koşullarda çalıştıkları, hangi koşullarda eğitim aldıkları, hangi koşullarda geleceğe hazırlandıkları sizin için önemlidir diye düşünüyorum. 78 çocuk işçimiz sadece 2025 yılında öldü. Toplamda baktığımızda, her 3 gençten birinin ne eğitimde ne istihdamda olmadığını gün boyu söyledik ki bu OECD'nin en yüksek oranı. İstatistikler mutsuz ediyor arkadaşları ama Türkiye yeni üniversite mezunlarının istihdam oranında 33 Avrupa ülkesi arasında sonuncu. Elbette bir çeyrek asır devam etmiş olan bir iktidarın mutlaka bir taş üstüne taş koymuş olması gerek. Tabii ki yurt yapmışsınızdır, tabii ki birtakım işler yapmışsınızdır ama istatistik budur, Avrupa'nın en kötüsü. Bir kötü istatistik daha söyleyeyim: Üniversite mezunu işsizliğinin genel işsizlikten yüksek olduğu tek ülke de Türkiye yani üniversite okuyor olmanız daha fazla işsiz kalmanıza neden oluyor, bu da üniversitelerle ilgili övünen iktidarınız için bir uyarı olsa gerek. Toplamda baktığımızda, bütçede gençlikle ilgili bölümünüzün yüzde 4,66 olduğunu ve bunun da birtakım komplikasyonları olduğunu görüyoruz.

Sayın Bakan, siz spora meraklı birisiniz ama gençlik de çalışma alanınızda. Dolayısıyla, mesela 2025'te 550 proje düşünülürken 170'e düştü bu sene sonu itibarıyla ve gelecek yıl 250'yi ancak istiyorsunuz, olmasını bekliyorsunuz Gençlerin Kişisel ve Sosyal Gelişimi Alt Programı'nda. İstanbul'da yurtlarla ilgili burada bir yığın bağırış çağırış yapıldı; toplamda İstanbul'da 917.979 çocuk var, sizin kapasiteniz 59.342, oranı da yüzde 6,5; bunlar sizin rakamlarınız yani her 100 öğrenciden 6,5 öğrenci; ben İstanbul Milletvekiliyim, bunu söylemek zorundayım. Şimdi, bana derseniz ki "59 bin yaptık." Tebrik ederim derim ama geride kalanlar ne olacak? Dolayısıyla, bu önemli bir rakam. Ankara'da yüzde 14,9'dur yurt kapasitesi ve bu, 4 kişilik odaların 6'ya, 8'e çıkarılmasıyla olmuştur. Mutsuz olabilirsiniz ama gerçek bundan ibarettir.

Biraz önce iktidar partisi milletvekilimiz "Ne istiyorsunuz Diyanetten?" dedi, biz Diyaneti kuran partiyiz, dolayısıyla Diyanetle bir derdimiz yok ama Sayın Bakan, 880 tane yurt var, burada 940 Diyanet İşleri personeli çalışıyorsa ve sadece 64 sosyal çalışmacı ve 447 psikolog çalışıyorsa ve psikologların sayısı yurtların yarısı kadar yoksa ve burada siz onları -aynı zamanda geçen yıl da tartışılmıştı- bir idari personel gibi kurgulamak, onları vardiyaya göndermek istiyorsanız burada yapısal bir sorun vardır, bunu bir psikolog olarak söylüyorum. Dolayısıyla, Sayın Bakanım, psikologlar vardiya elemanı olamazlar, bir meslek alanıdır bu; sosyal çalışmacılar, psikologlar, hepsi kendi işlerini yapmaktan sorumludurlar ama sayıya tekrar dikkat çekiyorum, bu sayı doğruysa benim dediğimi kabul etmek durumundayız; her 2 yurda 1 psikolog düşmektedir, bu da ciddi bir problemdir. Dolayısıyla, meseleye böyle bakmak gerekir.

Bütçede ne yok? Bir ulusal gençlik politikası yok, kurulması gereken ulusal gençlik konseyinin kurulmasıyla ilgili bir şey yok, bir ulusal genç istihdam stratejisi ve eylem planı yok, bu konuda bir bütçe ayrılmışlığı yok. Sağlık Bakanlığıyla ortak bir sağlık hizmetlerine ilişkin ruh sağlığı hizmetleriyle ilgili, cinsel sağlık gibi konularda bir eğitim programı çalışması yok, yoksullukla mücadele programı yok. Son olarak, burslarla ilgili de söyleyeyim: Hep söylüyorsunuz "45 liracıktı." diyor Sayın Recep Tayyip Erdoğan, "Biz Ecevit'ten devraldığımızda 45 liracıktı." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - O, 2 bin lirayken söylemişti bunu, bugün 3 bin lira. Karşılaştırmalardan hoşlanmıyorsunuz, biliyorum.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyorum.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

Sayın Erdoğan da altın hesabına çok kızıyor, o zaman 1,5 çeyrek altın alıyordu yani bugün olsa 14.250 lira olacaktı o kredi, şimdi siz 3 bin lira verebiliyorsunuz ama altını sevmediğiniz için söyleyeyim, o gün itibarıyla Ecevit'in 45 liracığı 255 simit alıyordu, bugün 150 simit alabiliyor. Dolayısıyla...

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ederim Sayın Özdağdaş.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Hemen tamamlıyorum Sayın Başkan.

CEVDET AKAY (Karabük) - Bir dakikası var, on dakika konuşuyor ya Sayın Başkan, bir dakikasını vermediniz.

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Pardon, doğru, hemen veriyorum.

Buyurun.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Teşekkür ederim, çok naziksiniz.

Dolayısıyla, gençler buna itiraz ediyorlar, buna itiraz ettiklerini nereden biliyoruz? Saraçhane'den biliyoruz ve Sayın Bakan, iktidarınız Saraçhane'ye giden gençleri bir toplum düşmanı olarak gördü. Ben o gençlerle tek tek gittim, konuştum. İktidar partisi milletvekillerinin tamamına çağrıda bulunuyorum: 301 genç, artı 13 genç sonrasında, bir gün yatarı olmayan suçlardan altmış gün, yetmiş gün 30 kişilik hücrelerde 60 kişi kaldılar. Eğer hâkim o gün karar verseydi yatarları yoktu. Karar vermeyerek cezalandırdınız bu gençleri ve bu cezalandırılan, altmış gün hapiste kalan gençlerin önemli bir kısmı Saraçhane'ye bile gitmemişti. Sarıgazi'de, yürüyüş yapmış, gitmiş, orada tutuklandı, Sarıgazi'de evinden aldılar. Boğaziçi Üniversitesinde açıklama yaptı, orada evinden alındı, Koç Üniversitesinde açıklama yaptı, evinden alındı. Bir hikâyeler anlatılıyor, kuruyemişçide iş yerinden çıkıp tutuklanan var. "Gençleri dövmeyin." diye tutuklanan muhtar var.

Ben çok açık yüreklilikle söylüyorum: Bizim söylediklerimiz bir iddiadır, değil mi? Bir AK PARTİ, MHP milletvekili çıksın, bana desin ki: "Doğruları söylemiyor olabilirsin." Başımla beraber. Gelsinler, beraber bu 314 gençle konuşalım tek tek, neredeymiş bu gençler, kimmiş bu gençler, hikâyelerini beraber dinleyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - "Gençler gelecektir." demek kolay ama asıl gençleri bugün mutlu etmeliyiz ki onlar da bu ülkeye hizmet etmeye devam etsinler.

Hepinize saygılar sunuyorum.