KOMİSYON KONUŞMASI

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; Bakanlık bürokratları, basın emekçileri arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Her şeyden önce şunun altını kalın kalın çizmekte fayda var: Spor müsabakaları barış içinde, bir arada ve dayanışmayla yaşayan bir toplumun en önemli unsurlarından biridir. Sayın Bakan, siz de sunumunuzda buna atıf yaptınız, buna değindiniz. Demokratik spor yapma ortamı olan bir ülkede spor yarışmaları yapılması oynanan müsabakalara karşı takımın emeğine saygı duyma, adil koşullarda mücadele etme, kazanmaktan çok yarışın ve etkinliğin parçası olmayı önemseme gibi değerlerle öncelenmelidir. Dostça yarışın ve hoşgörünün alanı olması gereken spor karşılaşmaları gelinen son noktada, ne yazık ki zaman zaman toplumsal gerilim kaynağı olmakta, toplumsal buluşma ve ortak coşku alanı olmaktan çıkmaktadır. Toplumsal gerilim ve çatışma alanı hâlini almaktadır. Özellikle bazı müsabakalarda bölgesel, etnik ve kültürel ayrımlar gözetilerek bu yönlü farklılıklara dönük ayırımcı uygulama ve saldırılar gerçekleşmektedir ne yazık ki. Evet, uzun bir süredir Amedspor ırkçı saldırılara ve çeşitli ayrımcılıklara maruz kalıyor. Bugün, burada, konuşmamda sadece bir spor kulübünün değil, bir şehrin, bir bölgenin, bir kimliğin, bir toplumsal eşitlik talebinin de temsilcisi olan Amedspor özelinde spor karşılaşmalarında demokrasi, adalet, birliktelik ve kimlik haklarıyla nasıl iç içe olduğunu bir kez daha kamuoyunun önüne sermek istiyorum Sayın Bakan. Spor müsabakaları bir ülkenin halkları arasında kaynaşma, ortak sevinç alanı olma, farklılıkları zenginlik olarak kucaklama mekânlarıdır ancak bugün karşı karşıya olduğumuz durum, bizlere sporun bu işlevini, bu misyonunu yeteri kadar yerine getirmediğini söylemeye yetiyor ve artıyor bile. Amedsporun bir bütün olarak yani futbolcularıyla, teknik, idari ekipleriyle, tümüyle belki de en fazla altının çizilmesi gereken kısım olarak Amedspora gönül vermiş taraftarlarıyla saha içinde ve saha dışında sistematik bir biçimde karşılaştığı ayrımcı uygulamalar futbolda eşitlik ve adalet ilkesinin ne kadar zedelendiğini açıkça göstermektedir. Futbolda eşitlik ve adalet ilkesinin zedelendiğini söylüyoruz çünkü bakın, bu geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde Amedspor Tezgel Kom'la yaptığı sponsorluk anlaşması kapsamında formasında Türkçesiyle "grubumuz sizin için" sloganını taşıyarak birinci ligde karşılaşmaya çıkmıştı. Türkiye Futbol Federasyonundan onay verilen bu reklam PFDK tarafından sportif ekipmanların talimatlarına aykırılık gerekçesiyle cezalandırıldı. Bu kapsamda, Amedspora idari para cezası kesildi ancak takımı sahiplenen halkın yoğun ve haklı tepkileri sonrasında söz konusu idari para cezasının geri çekildiği kamuoyunda paylaşıldı. Sayın Bakan, söz konusu şey bu: Bakanlıktan izin alınmış, TFF'nin izin verdiği ama PFDK'nin suç saydığı, kriminalize ettiği forma bu. Bu size gösterdiğim formanın göğüs reklamındaki ifadeler kimleri, ne için rahatsız etmiştir? Bunu anlamak açıkça mümkün değil. Bakın, sözü edilen bu slogan Ticaret Bakanlığından tescilli, marka hakkı olan, yasal olarak kurulmuş bir slogandır. Türkiye Futbol Federasyonu hem kendi onayını yok saydı hem de milyonlarca Kürt'ün anadilini cezalandırmaya çalıştı. Bakanlığınızın da bu konuda olumlu yaklaşımı önemliydi. Teşekkür ediyorum bu konuda. Türkiye Futbol Federasyonunun kulüplere, taraftarlara ve Kürtçeye yönelik bu politik tutumunu salt teknik bir karar olarak değerlendirmek elbette mümkün değildir. Bu karar, Futbol Federasyonun aynı zamanda farklı kimlik ve kültürlere tahammülsüzlüğünün vesikası olarak önümüzde durmaktadır. Bir spor kulübünün dilini, kimliğini, yerel aidiyetini ifade etmesi elbette suç değildir, olmamalıdır da, tam tersine, çoğulculuğun, kültürel zenginliğin bir parçası olmalı. Bunun kimseye bir zararı olmaz, tam da tersine, bu ülkenin yurttaşlarının bir arada yaşama umuduna, eşitliğe ve barışa hizmet eder. Dikkatinizi çekerim, mesela Trabzonspor geçmiş dönemlerde göğüs reklamında QNB Finansbankı sponsor olarak kullandı ve Katar ulusal bankası anlamına geldiği için, İngilizce olduğu için hiç kimse itiraz etmedi. Tabii, mevzu Kürt ve Kürtçe olunca bu durumlar değişiyor, ne yazık ki yasaklar başlıyor. Amedspor'a yönelik ayrımcı pratikten bir örnek daha vermek istiyorum, gerçi dosya hâlinde de sunacağım size Sayın Bakan. 18 Ağustos 2025 tarihinde Diyarbakır Stadyumu'nda oynanan Amedspor Erzurumspor futbol karşılaşmasında maçın orta hakemi Yiğit Arslan ve VAR yönetiminin vermiş oldukları ayırımcı ve taraflı kararlarla Amedspor'un emeği gasbedildi. Karşılaşmanın kritik anlarında verilen ve verilmeyen kararlar yalnızca oyunun seyrini değil, futbolun adil yapısına duyulan güveni de doğrudan sarsmıştır, zedelemiştir. Orta hakem ve VAR yönetiminin ortaklaşa vermiş olduğu kararlar basit hatalar olarak nitelendirilebilecek olanın çok ötesindedir. Keyfîlik ve tarafgirlikle açıklanabilecek bir tablo ortaya çıkmıştır. Sayın Bakan, size tam da bu noktada birkaç soru yöneltmek istiyorum, bu konuda yanıtlarınızı önemsiyoruz açıkçası. Demin de ifade ettiğim müsabakadaki ayırımcı ve yanlı kararlar sebebiyle tarafsızlık çizgisini aştığı apaçık görünen orta hakem Yiğit Arslan ve VAR yönetimi başta olmak üzere Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri hakkında neden bir soruşturma başlatmadınız ya da başlatmayı düşünüyor musunuz ya da başlattınız mı? Sporda ayrımcı uygulamaların önlenmesi konusunda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz ve bu çerçevede ileriye dönük hangi çalışmaları planladığınızı bizlerle paylaşır mısınız? Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, kamuoyuna yaptığı açıklamada 571 hakemden 371'inin bahis hesabı bulunduğunu ifade etmiş, bu noktada bahis hesabı bulunduğu belirtilen 371 hakemden kaçı Amedspor maçlarını yönetmiştir? Amedspor'un maçlarını yöneten hakemler arasında bahis hesabı bulunanların sayısı kaçtır?

Amedspor'a yönelik ayrımcı uygulamalardan bir başkası ise: Erzurum Valiliği İl Spor Güvenlik Kurulu geçtiğimiz sene Ekim ayı içerisinde olağanüstü toplantısında -3 Ekim 2024'te bu- Erzurumspor Amedspor maçı öncesinde Amedspor taraftarlarını yüksek riskli seyirci grubu olarak nitelendirmiş. Valilik Amedspor taraftarı olan 155 kişinin Erzurum ilinde zarar verici fiillerde bulunacağına dair bir belirlemede bulunmuştur. Sayın Bakan, bu konuda illerin mülki amirlerinin tutumu da ne yazık ki maçların centilmenliğine gölge düşüren bir noktada olduğunu görebiliyoruz. Valiliğin bu kararı, somut bir veri olmaksızın müsabakanın tamamıyla misafir grubu olan Amedspor taraftarının seyrine kapatılması izaha değer bir durumdur. Ancak hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak devlet öngörülmesi muhtemel tehlikeleri önleyerek kişilerin temel hak ve hürriyetlerini hukuka uygun şekilde kullanmalarını sağlayacak şekilde pozitif yükümlülükleri almakla yükümlüdür. Bu konuda Erzurum Valiliği yanlış, eksik karar almıştır ve hukukun üstünlüğünü zedelemiştir. Taraftarların sosyal, kültürel yapılarının, illerin millî ve manevi değerleri kıstaslarına dayanılarak temel hak ve özgürlüklerin keyfî şekilde kısıtlanması, müdahalenin somut, soyut, belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğunu göstermektedir. Elbette bu örnekler sadece birkaçı, dediğim gibi dosya hâlinde size sunacağım. Tam da bu noktada belirtmekte fayda var, spor karşılaşmaları bir toplumun kimliğini, eşitlik anlayışını, adalet anlayışını ve demokrasi kültürünü yansıtır. Amedspor üzerinde yaşanan bize şunu gösteriyor: Eğer spor yönetimi, kimliklere, bölgelere, kültürlere kapalı, eşitsizlikleri besleyen bir çerçevede yürütülüyorsa o zaman sporun birleştirici değil, ayrıştırıcı olduğunu söylememiz gerekir. Buna hiç kimsenin de hakkı yoktur diye biliyoruz.

Bugün ülkemizde sporun yönetim birimi olan Türkiye Futbol Federasyonu gibi kurumların iktidarla ilişkisi, siyasetin gölgesi altında olması da tartışma konusudur. Federasyon yönetiminin siyasallaşması unutulmamalıdır ki hem kurumun güvenilirliğini hem de sporun kamusal işlevini zayıflatmaktadır. Olması gereken her düzeyde sporun yönetim mekanizmalarının demokratik, şeffaf ve kamu yararına hizmet etmesi gerektiğidir. Spor müsabakalarının halkları birleştirici gücünü açığa çıkarması gerekmektedir. Bu ülkede milyonların bir arada, barış ve huzur içinde yaşaması için atılacak en önemli adımlardan bir tanesi de budur aslında. Bu noktada topyekûn olarak hem siyaset kurumuna hem de Bakanlıkla ilgili kurumlara sorumluluklar düşmektedir.

Bakın, bu noktada -spor yönetiminin, kurumların- siyasetten bağımsız, hesap verebilir çoğulcu bir düzene kavuşması, kulüplerin ve tarafların yönetim sürecine katılımının artırılması şarttır. Türkiye Futbol Federasyonuyla ilgili kurumların kulüplere uyguladığı cezaların gerekçelerini şeffaf bir biçimde açıklaması gerekir. Özellikle dil, kimlik ve kültürlere dayalı kararların kamuoyu ve kulüplere açık olarak gösterilmesi gerekir ve yine de bölgesel kulüplere altyapı, zemin iyileştirilmesi, seyirci yönetimi gibi alanlarda adil kaynak aktarımı yapılması gerekir. Bu minvalde Diyarbakır'daki stadyum zemini sorunu gibi engellerin bir eşitlik sorunu olarak da ele alınması elzemdir tabii ki. Sporun birleştirici, çoğulculuğu güçlendiren bir alan olarak değerlendirilmesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika veriyorum.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - ...dil ve kültüre dayalı ifadelerin yasaklanmasıyla değil, desteklenmesi yönünde politikalarla ele alınması gerekir.

Sonuç olarak, bugün sadece burada Amedspor'un haklarının gasbedilmesini ırkçı saldırılara ve ayrımcılığa maruz kalmasını tek başına... Ayrıca, sporun bütün branşlarıyla demokratik, adil, eşitlikçi ve kapsayıcı bir yapıya kavuşması için samimi adımların ivedilikle atılmasını istiyoruz Sayın Bakan.

Sayın Bakan, seçim bölgem Mardin'de de Nusaybin Belediyesinin yapmış olduğu bir spor tesisi vardı, 2019 yılında kayyum yönetimi tarafından Gençlik Spor İl Müdürlüğüne aktarıldı. Hiçbir kuruş harcanmadan, tamamı belediye bütçesinden karşılanan bu spor tesisinin -ki Nusaybin Belediyespor şu anda BAL Ligi'nde mücadele ediyor ve iyi bir yerde- Bakanlığınız tarafından iade edilmesini talep ediyoruz çünkü bu konuda da hassas davrandığınızı, hassas olduğunuzu açıkça biliyoruz. Bunun, var olan sürece, var olan atmosfere de olumlu bir katkı sunacağı açıktır.

Teşekkür ediyorum.