| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 13 .11.2025 |
SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; bugün burada Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesini değil bir geleceksizlik krizini konuşuyoruz. Bu ülkenin gençleri istatistiklerde birer rakam değil o rakamlar arasındaki yoksulluğun, işsizliğin, umutsuzluğun içinde kayıp bir kuşaktır. Bugün Türkiye'de 15-24 yaş arası her dört gençten 1'i işsizdir. Genç kadınlarda ise bu oran yüzde 25'leri aşmış durumda. Üniversite mezunları diplomalarını işsizliğin soğuk duvarlarına asıyor. Lise mezunları günübirlik işlerde güvencesiz, sigortasız çalışıyor. Ne okuyan ne çalışan gençlerin yani ev gençlerinin oranında yüzde 22,9'la Avrupa'da 1'inciyiz. Bu tablo yalnızca ekonomik bir mesele değildir. Bu tablo politik bir tercihin sonucudur çünkü iktidarınız gençliği üretimden, siyasetten, dayanışmadan kopardı; itaatkar, sessiz, borçlu bir kuşak yaratmak için sistemli politikalar yürüttü. KYK borçları, düşük burslar, barınma krizleri gençleri bir sarmala soktu. Mezun olur olmaz iş bulamayan bir genç iki yıl içinde borç ödemeye zorlanıyor. Bu borç sadece parayla değil hayattan çalınan umutlarla geri ödeniyor. İşte tam da bu noktada ülkenin dört bir yanında yeni nesil çeteler ortaya çıkıyor. Bu çeteleşme dediğimiz olgu yalnızca suç örgütü değildir. Bu sistemin ürettiği sosyal bir çöküş biçimidir. Adaletsizlik, liyakatsizlik, cezasızlık kültürü ve umutsuzluk birleşince gençler başka bir yol aramaya itiliyor. Eskinin hiyerarşik mafyaları yerini ağsal, dijital ve geçici yapılara bıraktı. Artık suç sokakta değil, ekranda örgütleniyor Sayın Bakan. Daltonlar, Casperlar gibi yeni nesil çeteler gençlerin umutsuzluğundan besleniyor. İşsiz kalan, dışlanan, okuldan atılan, kimliksizleştirilen gençler bu ağlara kolayca çekiliyor. Devletin yargısı ise zengine ayrı, yoksula ayrı çalışıyor. Hukuk duygusunu yitiren genç artık sistemin değil sokağın adaletine inanıyor. Rojin Kabaiş'in katledilmesinin ardındaki karanlığı protesto eden örgütlü, politik ve sorgulayan gençlere müdahale eden, engelleyen iktidar diğer taraftan gençleri uyuşturucuya, bahse, Selefi yapılara kurban ediyor. Devletin denetimindeki bu sessiz savaş bir halkın geleceğini çalmanın başka biçimidir.
Sayın Bakan, Türkiye artık sadece bir geçiş güzergâhı değil doğrudan bir uyuşturucunun pazarıdır. Uyuşturucu nedeniyle ölenlerin çoğu 30 yaş altı gençler. Peki, Sayın Bakan sizlere buradan sormak istiyoruz: İktidarınız birkaç göstermelik bilinçlendirme eğitimi semineri dışında ne yapıyor? Bu tablonun toplumsal bir felaket olduğunun farkında mısınız? Uyuşturucu dediğiniz şey umutsuzluk, işsizlik ve yoksulluğun doğrudan sonucudur ama iktidarınız bu krizi ailelerin üzerine yıkıyor. Siz Sayın Bakan, Bağımlılıkla Mücadele Çalıştayı'nda "Çocuklarınızı sevin, sevgi bedava." diyerek sorumluluğu devlete değil anne babalara yüklediniz. Oysa sorun sevgi eksikliği değil adalet eksikliğidir. Bağımlılığın kaynağı aile değil devlet politikalarıdır. Gençleri bağımlılıktan kurtaracak olan şey şefkatli aileler değil adaletli bir sistemdir. Buna karşılık madde bağımlılığıyla mücadelede çalıştay düzenlemek dışında bütüncül politikalar üretmeniz gerektiğinin farkında mısınız? Bakanlığınızın bu konudaki tek görevi eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları olmamalıdır Sayın Bakan. Soruyoruz tekrardan: Bakanlığınız genç nüfus özelinde yaş gruplarına, bölgelere ve gelir gruplarına göre madde bağımlılığının oranlarını ortaya koyan çalışmaları neden yapmamaktadır? Bu sorunu salt bir güvenlik sorunu olarak İçişleri Bakanlığına mı havale ettiniz? Uyuşturucu meselesi salt güvenlik meselesi değil politik bir meseledir. Yoksul ve muhalif gençliğin politikleşmesini önlemek için bağımlı hâle getirilmesi devletin yönetme stratejisinin bir parçasıdır. Gençlik ve Spor Bakanlığı KYK yurtlarını "hasbihâl odaları" adı altında Diyanetle doldururken, spor tesislerini cemaatlere, vakıflara peşkeş çekerken uyuşturucu ilkokullara kadar yayılmış durumda. KYK yurtlarında barınma sağlayamayan gençler vakıf adı altında oluşturulan cemaat ve tarikatların devlet destekli yurtlarına yönlendirilmektedir. İktidarın gençliğe sunduğu iki yol kalmıştır: Ya cemaatin kapısı ya da sokaktaki madde.
Sayın milletvekilleri, bir başka kriz alanı da yasa dışı bahis ve kumardır. Ekonomik çıkmazdaki milyonlarca genç kolay yoldan para kazanma hayaliyle sanal bahis sitelerine sürükleniyor ama yasa dışı denilen bu sektör aslında devletin göz yummasıyla büyüyor. Sayıştayın 2024 Raporu'na göre Spor Toto'nun yasa dışı bahisle mücadelesini sadece sekiz personel yürütüyor; örnek bir mücadele biçimi gerçekten buradan alkışlıyoruz sizleri. Bir yılda sadece 388 site kapatılmış ama 22 kez yeniden açılmış. Basında yer alan iddialara göre bu piyasada dönen para tam olarak 500 milyar lirayı aşıyor. Bu ülkenin yoksul genci 100 lira bahis oynadığı için cezalandırılırken milyarları yöneten asıl suçlular dokunulmazlık zırhının ardına saklanıyor. Yasa dışı bahis sadece ekonomik bir kayıp değildir, gençliği yok eden bir sosyal çaresizliktir. Bu iktidar gençleri üretimden koparıp kumara, şansa, sanal hayallere mahkûm etmiştir. Sayın Bakan, istikrar iktidarların devamlılığında değil özgür ve üretken bir gençliğin varlığında mümkündür. Bugün bu ülkenin gençleri artık yaşamı değil kaçışı düşünüyorlarsa ne istikrardan ne de gelecekten bahsetmenizin bir anlamı yoktur. Kimisi göç yollarında, kimisi sanal bahis ekranlarında, kimisi uyuşturucunun sessiz karanlığında kayboluyor. Türkiye'de genç intiharlarındaki artış artık bireysel bir sorun değil derin bir toplumsal ve politik çöküşün yansımasıdır. 15-34 yaş aralığındaki intihar oranları son yıllarda 2,5 kat artarken gençler geçinemedikleri, barınamadıkları, seslerini duyuramadıkları bir düzende yaşamdan koparılmaktadır. Bu tablo, iktidarın gençliği borç, baskı ve geleceksizlikle kuşatan ekonomik politik tercihlerinin sonucudur. Genç intiharları sistemin dışına itilen bir kuşağın sessiz ama en sarsıcı ikazıdır. Gerçek çözüm geçici ve palyatif politikalarla değil, adaletin bir düzen ve insanca yaşam koşullarını güvence altına alacak kamusal politikalarla mümkündür. Bizler DEM PARTİ olarak bu çürümeye karşı yaşamı, dayanışmayı ve özgürlüğü savunuyoruz. Gerçek bir kamusal gençlik politikasıyla, eşitlikçi bir düzende, kadın özgürlükçü bir toplumla yeniden ayağa kalkabiliriz.
Bu bağlamda Bakanlığın bütçesine yönelik birkaç somut önerimizi sizlere sunmak istiyoruz: Sayın Bakan, genç işsizliğiyle mücadele için Bakanlık bütçesinde en az yüzde 10'luk bir genç kamusal istihdam ve üretim fonu oluşturulmalıdır. Bu fon belediyeler ve kooperatiflerle ortak çalışarak gençlere kendi yerellerinde istihdam sağlayacak sosyal üretim programlarını desteklemelidir.
Uyuşturucu ve yasa dışı bahisle mücadele için bütçeden toplum temelli gençlik merkezleri kurulmasına kaynak ayrılmalıdır. Bu merkezler yerel yönetimler, demokratik kitle örgütleri ve kadın dernekleriyle ortak yürütülmelidir.
KYK borçlarının faizleri silinmeli, geri ödeme sistemi gelir düzeyine göre kademelendirmemelidir.
2026 bütçesinde burs ödeneği 2 katına çıkarılmalı, kredi yerine koşulsuz burs sistemi benimsenmelidir.
KYK yurtları Diyanet veya vakıf kontrolünden çıkarılmalı, Bakanlık bütçesinden özel yurtlara aktarılan kaynaklar kamusal yurt yapımına yönlendirilmelidir.
Genç intiharları bireysel değil, politik bir sonuçtur. Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinde genç yaşam destek hattı ve psikolojik kriz müdahale merkezleri kurulması için ödenek ayrılmalıdır. Üniversitelerde ücretsiz psikolojik danışmanlık birimleri güçlendirilmeli, her ilde yirmi dört saat erişilebilir kriz hatları oluşturulmalıdır.
Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinde toplumsal cinsiyet eşitliği fonu kurulmalı, genç kadınlara güvenli yaşam, barınma ve destek merkezleri bu fondan finanse edilmelidir.
Gençlerin sadece politikaların nesnesi değil, öznesi olmasını savunuyoruz. Gençlik için değil, gençlikle birlikte bütçe yapılmalıdır. Bu bağlamda, Bakanlık bütçesinin planlamasını sürecinde gençlik örgütleri, öğrenci meclisleri ve sendikalar dâhil edilmeli diyor, bu yol açıcı önerilerimizden sizlerin de istifade etmesi temenni ediyoruz.
Sizleri selamlıyoruz.