| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Batman) - Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; öncelikle teşekkür ediyorum.
Bugün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz ancak bu bütçeyi tartışırken kadınların yaşam hakkını doğrudan etkileyen, kadınların kazanımlarını gasbeden kayyum rejiminden söz etmeden bütçeyi değerlendiremeyiz diye düşünüyorum. Çünkü kayyum uygulamaları sadece yönetsel bir müdahale değildir, kayyum halk iradesine olduğu kadar kadınların yıllar süren mücadelesine, emeğine ve toplumsal kazanımlarına yöneltilmiş sistematik bir saldırıdır.
Bakın, seçimlerin üzerinden henüz iki yıl bile geçmemişken 10'u bizim belediyemiz olmak üzere toplam 13 belediyeye kayyum atandı. Batman'da, Diyarbakır'da, Mardin'de, Van'da kadınların yıllarca süren mücadelesiyle kurulan kadın merkezleri, sığınmaevleri, dayanışma hakları ve cinsiyet eşitliği birimleri kayyumlar eliyle işlevsiz hâle getirildi. Kadınlar için umut olan, şiddetle mücadelede dayanak olan bu kurumlar, yerlerine atanan kayyumlar tarafından maalesef, kapatıldı.
Sayın Bakan, Bakanlığınız bu sürecin neresinde durdu? Kayyum atamaları, evet, siyasal bir şey oldu ama kadın kazanımlarına saldırının neresinde durduğunuz ya da bununla ilgili neler yaptınız; gerçekten çok merak ediyorum.
Şimdi, şunu söyleyelim: Öncelikle, birkaç örnek vermek istiyorum. Batman Belediyesine atanan kayyum Ekrem Canalp, bir erkek psikoloğu Kadın Müdürlüğünün koordinatörü olarak görevlendirdi. "Kadın Spor Merkezi"nin Kürtçe tabelasını indirdi, yerine kadını çıkaran, Kürtçeyi yok sayan "Batman Belediyesi Spor Kompleksi"ni yerleştirdi. Yine, aynı kayyum, Kadın ve Aile Hizmetler Müdürü Esen Tunç hakkında şikâyette bulunan kadın Sosyolog Rojin Akat'ı tuvalet temizliğiyle cezalandırdı. Bunlarla ilgili bizim size başvurularımız da vardı, bunlarla ilgili önergeler de verdik.
Kayyum atanan her yerde benzer tabloları gördük. Van'da kayyum yönetimi Şiddetle Mücadele Müdürlüğünü işlevsizleştirdi. Kadın kütüphanesi projesi iptal edildi, kadınların kullanımına açık olan gemiyi yeniden protokol gemisine dönüştürdü. Edremit'teki Şamiram Kadın Yaşam Merkezine tahliye kararı gönderdi. Akdeniz Belediyesinde Kadın Politikaları Müdürlüğünü lağvetti, Müdür Mutlu Aymaz ve kadın çalışanlar temizlik işine sürüldü. Yine, bir erkek tarafından atandı bunlar. Kadınların el emeği ile kurduğu İŞTAR Kadın Dayanışma Merkezinin tabelası indirildi, merkez kapatıldı. Siirt Belediyesine atanan kayyum Türkçe ve Arapça yazılmış "..."(*) sloganlarını "..."(*) Mahsa Amini'nin resimlerini duvarlardan sildirdi.
2016'dan bu yana kayyumların ilk hedefi, kadınların siyasal alandaki en büyük kazanımlarından biri olan eş başkanlık sistemi olmuştur. Eş başkanlık modeli, kadınların uzun soluklu mücadelesinin sonucunda hayata geçirilen, siyasette eşit temsiliyeti mümkün kılan bir demokratik kazanımdır. Bu model sadece Türkiye'de değil, dünyada da örnek gösterilen bir modeldir ancak erkek egemen zihniyet bu kazanımı hedef almış, kriminalize etmiş, kayyum rejimiyle yok etmeye çalışmıştır.
Sayın Bakan, Bakanlığınızın önümüze koyduğu bu bütçede de kadınların iradesini güçlendiren değil, onları aile kavramı içine hapseden, özneleştiren bir bütçedir. Kadınları koruyacak mekanizmalar yerine, onları sessizliğe mahkûm eden bir anlayış hâkim maalesef. Oysa yapılması gereken, halkın iradesinin açığa çıktığı her yerde bu iradeyi güçlendirmek, yerelden genele kadınların ortak taleplerini, ihtiyaçlarını esas alan bir bütçe oluşturmaktır. Bunun için tarihî bir fırsat önümüzde duruyor. Barış ve demokratik toplum süreci Bakanlık olarak sizler için de tarihî bir fırsat sunuyor bence. Bu süreç halkların bir arada, eşit, özgür bir yaşam kurma umudunu büyütmeyi hedefliyor. Ancak unutulmamalıdır ki barış yalnızca silahların susması değildir. Eğer gerçekten barıştan, demokratik toplumdan söz ediyorsak bu sürecin en temel gerekliliği kayyum rejiminden dönmek gerekiyor. Kayyum uygulamaları sürdüğü sürece ne demokrasiden ne barıştan söz edebiliriz çünkü halkın iradesine el koyarak, seçilmişleri görevden alarak, kadınların öz örgütlülüğünü dağıtarak barış inşa edilemez diyorum. O yüzden, sırt döndüğünüz, sessiz kaldığınız kayyum rejimi ve uygulamalarına karşı sizin de sesinizi yükseltmenizi bekliyoruz çünkü kayyum rejimi gerçekten de ilk önce kadınların bütün kazanımlarına yöneliyor ve burada Bakanlığınız gerçekten sessiz kalıyor.
Bu anlamda, Sayın Bakanımıza buradan bir daha seslenmek istiyoruz: Kayyum rejimi uygulamalarından derhâl vazgeçilsin. Kayyumların olduğu her yerde kadınlara yönelik sistematik bir şekilde yapılan baskıların da bir an önce son bulmasını istiyoruz.