HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "Deprem, memur maaşları ve EYT bütçe üzerinde önemli yük oluşturuyor." demişti. Sayın Bakan, bütçe sunumunuzda siz de yük gördüğünüz kademeli emeklilik bekleyenleri anmadınız, staj ve çıraklık mağdurlarından bahsetmediniz, kadro bekleyen taşeronlarla ilgili bir ifadede bulunmadınız; onun yerine, SGK açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 2,2'den yüzde 0,42'ye gerilemesiyle ilgili başarı ve hedefleri anlattınız. Anlaşılıyor ki Mehmet Şimşek'in gölgesindeki bütçenizde emeklilerin maaşlarının iyileştirilmesi, memurlar, çalışanlar, asgari ücretliler ve diğer sorunlu gruplarla ilgili bir hedef ve bir amaç yok. Mehmet Şimşek hedefi göstermiş, EYT ve memur maaşlarının, daha doğrusu çalışanların maaşlarının artırılmasındaki kısıtlamalar... Memura 2025'te ilk yarıda yüzde 6, ikinci yarıda yüzde 5 zammı hangi matematiğe göre yaptınız? İlk yarıdaki enflasyon yüzde 16,67; ikinci dönemde de tahminî rakamlara göre yüzde 16 yani TÜİK verilerine göre yüzde 30'un üzerinde bir enflasyonun olduğu bir ortamda memura zammı, yanınızda çalışan, burada olan arkadaşlarınıza yüzde 6 ve yüzde 5 zammı neye göre yaptığınızı açıkçası merak ediyorum.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre EYT düzenlemesi bütçe üzerinde herhangi bir yük getirmemiş. 2020 yılında SGK'ye yapılan bütçe transferleri yüzde 20,4; 2021 yılında yüzde 15,8; 2022'de 13,3; EYT yılı 2023'te de 13,3. Yine, burada, 2011 yılında 10 milyon emeklimiz var, gayrisafi millî hasıladan ödenen yani maaşlarının karşılığı yüzde 6,52; 2015 yılında 11 milyon emekli, yüzde 6,47; 2023 yılında 16 milyon emeklimiz var, yüzde 5,31. Dolayısıyla, siz yükü bütçe üzerinden almışsınız, var olan emeklilerin üzerine yıkmışsınız. Siz yeni emekli olanların primlerinin üzerinden onların primlerinin nerede olduğuyla ilgili açıklamayı bırakın, mevcutlara yıkmışsınız yani kısaca 2 emekli 25 bin lira alıyorken 3'üncü emekli gelmiş ve siz bırakın yarısını vermeyi yani 50 bini ikiye bölmeyi, üçe bölmeyi, 15 bin liraya düşürmüşsünüz. Kök maaş hesabıyla bugün asgari ücretle emekli olacak bir kişinin neredeyse bugünkü en düşük emekli maaşını alma imkânı yok. En düşük emekli maaşını yükselterek TÜİK enflasyonuyla üst kademedeki emeklileri, memur emeklilerini veya yüksek primle emekli olanların hepsini de tabanda ve fakirlikte birleştirdiniz. Dolayısıyla artık "EYT yük oluyor." gibi bahaneleri bir kenara bırakalım, işe bir gün geç başladığı hâlde on yedi, yirmi yıl fazladan çalışmak zorunda kalan vatandaşlarımızın hakkını verelim, adaleti sağlayalım.

Yine, bir başka sorun staj ve çıraklık sigortası mağdurları. "Staj ve çıraklık sigortası mağdurları" denilip geçilen vatandaşlarımız üç yıl boyunca SGK primleri ödenmeden çalıştırılan bu çocuk işçilerin işe başlangıcı SGK başlangıcı neden sayılmaz? Sabah 7.00'den akşam yediye haftanın altı günü yaz kış demeden kalfalık belgesi alıncaya kadar üç yıl boyunca çalışan çocuk işçilerin haklarını istiyoruz. Dolayısıyla bu sorunu da bir an evvel çözmemiz gerekiyor.

SGK'nin bütçe içindeki payı azalırken emekli sayısı da her yıl artıyor, Bakanlığımız ise bütçe açığını kapatmakla övünüyor. Bugün de çekinmeden emekli maaşının ve asgari ücretin en iyi seviyede olduğunu Sayın Bakan Şimşek gibi söylüyorsunuz. Sayın Bakan, insanın 24 saat ömrü var, bunun sekiz saatini uyuyor, on saatini de servisiyle gidip gelip çalışıyor, on saat çalışan insana altı saat yaşamı açlık sınırının altında veren bir asgari ücret veriyorsunuz. Bugün emekli maaşı açlık sınırının yarısı, dolayısıyla lütfen kafanızı kumdan çıkarın, halkın içine inin, asgari ücretliyle, emekliyle sahada konuşun, artık bahaneleri bir kenara bırakalım diyorum.

Yine, işsizlik sigortası fonu, 541 milyar lira birikmiş, bu fon içindeki 541 milyar lira niye birikir Sayın Bakan?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Bu fon para biriktirsin diye mi kuruldu, yoksa işsizlik durumundaki işçiye yardım etmek için mi kuruldu ya da bu fondaki bu para burada var mı, yok mu?