| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .11.2025 |
Sayın Arı...
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokratlar, değerli milletvekili arkadaşlarım ve basın mensubu arkadaşlarım; ben de öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, öncelikle, belediyelerle ve hatta kamu kurumlarıyla ilgili bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. GES konusunda belediyelerimizin talepleri var ama bu talepler normal vatandaşların müracaatı gibi değerlendirilip "Kapasiteler dolu." denip izin verilmemekte ve süreçte, maalesef, sıkıntılar yaşanmakta. Kamu kurumu olarak belediyelere bu konuda bir ayrıcalık tanınmasında fayda olduğunu düşünüyorum. Bir taraftan "Enerji açığımız var." denirken bir taraftan da özellikle belediyeler başta olmak üzere kamu kurumlarına bu konuda destekleyici yöntemlerin sağlanması, getirilmesi, enerji açığımızın kapatılması noktasında ve o ilgili kurumun kendi enerjisini sağlama noktasında katkısı olacaktır. Bu konuda belediyelerimizin taleplerini size iletmiş oluyorum.
Sayın Bakanım, şimdi, hep konuşuyoruz enerji, yer altı kaynaklarımız ama bir taraftan da insan yaşamı. Şimdi, arada böyle bir çelişki var. Bir tarafta, her tarafta açılan taş ocakları, mermer ocakları, HES'ler, kömür ocakları var, bir taraftan da insan yaşamı yani ikisi arasında gelgitler yaşanmakta ama sonuçta, temel olan insan hayatıdır. Dolayısıyla enerji ve yer altı kaynakları ne kadar önemli olsa da insan hayatı hepsinden daha önemlidir. Bu anlamda, verilen izinlere gerçekten dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum.
Bir taraftan da özellikle taş ocakları, mermer ocakları ve HES'ler yönüyle baktığımızda çevreye büyük zararlara yol açacak projelere izinler verildiğini görüyoruz. Tarım alanlarının yok edildiğini, su kaynaklarının yok edileceğini, tarihî dokunun yok edilme riskiyle karşı karşıya kaldığını, bırakıldığını görüyoruz. Bunlardan bir tanesi Antalya Kaş ilçemizin Gökçeyazı Mahallesi'nde yaşanan bir sorun var Sayın Bakan. Burada bir mermer ocağı için "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmişti. Bu "ÇED Gerekli Değildir" kararına karşı açılan davada mahkeme bu kararı iptal etti ancak şu an istinaf süreci var. Yalnız şirket oradaki ısrarından vazgeçmemiş durumda ve bu yargı sürecine rağmen orada faaliyette bulunmaya çalışıyor ve oradaki dokuya zarar verme durumu söz konusu. Antalya İdare mahkemesi tarafından verilen iptal kararında söz konusu mermer ocağının faaliyette bulunması hâlinde orman bütünlüğünü bozacağı, arazinin topografik yapısının değişeceği, havzada ekosistemi olumsuz etkileyeceği, flora ve fauna bakımından bozulmalar olacağı, su kaynaklarının tehdit altında olacağı, tarım topraklarının yok edileceği ve ayrıca tarihî dokunun yok edileceği mahkeme kararında mevcut. Buna rağmen, orada şirket faaliyette bulunma ısrarında. Bu konuda sizlerden bir uyarı yapılması gerektiğini ifade etmek isterim çünkü zarar verildikten sonra, bu mahkeme kararına rağmen zarar verildikten sonra geri dönüşümü olmayacaktır diye ifade etmek isterim.
Yine, Sayın Bakan, Antalya Korkuteli ilçesi Osmankalfalar Mahallemiz var, köydü burası, mahallemiz var. Burası tarihî bir bölgedir. Geçmişi tarihî eserlerle dolu olan bir bölge ve yine aynı zamanda ilçemizin en geniş tarım topraklarına sahip olan bir alan ve yine ilçemize giden su kaynaklarımızın bulunduğu bir bölge. Şimdi, bu alanda da bir mermer ocağı açılma girişiminde bulunulmakta. Bir firma tarafından müracaatta bulunulmuş. Benim sizlerden talebim, burada tarım toprakları, tarihî doku ve su kaynakları zarar görecektir. Bu konuda Osmankalfalar Mahallesi'ne yapılan bu taleple ilgili mermer ocağı konusunda hassas davranılması gerekmekte ve bu konunun önüne geçilmesi gerekmekte. Oradan birkaç yıllık ekonomik gelir elde edeceğiz diye binlerce yıllık bir tarihî geçmiş ve tarım toprakları, su kaynakları yok edilmesin Sayın Bakanım.
Şimdi, Antalya ili Serik ilçesinde Gebiz bölgemiz var Sayın Bakan. Burada Çatallar, Aksaz, Haskızılören, Dorumlar, Hasdümen, Hacıosmanlar, Kozan ve Yamanlar Mahallelerinde hâlen 1980'li yıllardan kalma tahta direkler kullanılmakta. Hem ilk rüzgârda, fırtınada bir taraftan elektrikler kesilmekte, bir taraftan da malum bu orman yangınlarına sebebiyet veren riskler oluşturmakta. O nedenle, bölgedeki elektrik direklerinin bir an evvel değiştirilmesiyle ilgili talepte bulunduk ancak bugüne kadar bir sonuç alamadık.
Sayın Bakan, daha önce de gündeme getirilen bir konu çok önemli. Bu içme sularındaki KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesinden sonra özellikle belediyelerin içme su idarelerinde büyük sıkıntılar yaşanmakta. Çünkü bir taraftan belediyenin sattığı suda KDV oranı yüzde 1 ki örneğin Antalya Büyükşehir Belediyesi bunu karar alınır alınmaz yani kanun çıkar çıkmaz uygulamaya başladı ancak bununla birlikte elektrikteki KDV oranının yüksekliği devam ediyor. Yani bir taraftan yüzde 20 KDV oranıyla elektrik alan belediyeler yüzde 1 KDV'yle sudan para almakta. Bu durum da sonuçta maliyeti artırdığı için belediyenin su maliyeti vatandaşa da yüksek yansımakta. Öyle ki örneğin Antalya içme suları idaresi yani ASAT'ın geçtiğimiz yıllarda, mesela 2022 yılının ekim ayında ödediği elektrik parası 34 milyon TL'ydi, 2023 yılında 174 milyona çıktı, 2024 yılında neredeyse 200 milyona yaklaştı Sayın Bakan. Şimdi de -biraz önce sordum- 1 milyar 814 milyon 200 bin TL bu yıl içerisinde bugüne kadar elektrik parası ödenmiş yani kısacası elektrik maliyetinin su maliyetine çok ciddi şekilde etkisi var, bu da vatandaşa yansıyan faturaları etkilemekte. Bu konu gözden geçirilmeli ve içme suyu maliyetlerine yansıyan KDV oranı yeniden değerlendirilmelidir. Vatandaşımız zaten faturalarını zor ödüyor.
Şimdi, Sayın Bakan, Resmî Gazete'de yayımlanan yeni düzenlemeyle hem mesken abonelerinde hem de apartmanların ortak kullanım alanlarında geçerli olan yıllık tüketim miktarının 5 bin kilovattan 4 bin kilovata düşürülmesi konusu özellikle şehrimiz olan Antalya başta olmak üzere yazı sıcak geçen bölgelerde faturaları 2'ye katlar derecede etkilemekte. Örneğin, Antalya'da kışın ısınmanın çoğunluğu elektrikle, yazın zaten klimasız da bir hayat olması çok zor. Şimdi, Antalya gibi yerlerde bu 4 bin kilovat sınırının aşılmaması mümkün değil yani buralarda bu miktar çok hızlı bir şekilde aşılmakta ve bunun neticesinde de örneğin faturası 984 TL ve üzerinde gelen bir vatandaşın bu ödeyecek olduğu fatura 4 bin kilovatı geçtiği için 2'ye katlar vaziyette. Yani bu konuda bir düzenlemenin yapılması, bu miktarın yeniden gözden geçirilmesinde fayda var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bir dakika ekliyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.
Çünkü ifade ettiğim gibi işte başta Antalya gibi şehirlerde faturalar gerçekten katlanmakta. Bu konuda kademeli tarife sınırının yeniden gözden geçirilmesini talep ediyorum vatandaşlarımız adına.
Teşekkür ediyorum.