KOMİSYON KONUŞMASI

TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Değerli Bakan Yardımcılarım, Bakanlığımızın kıymetli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Paşamız Atatürk'ün Şubat 1923'te yeni kurulan cumhuriyetin iktisadi alanda da zaferlerle buluşması için iktisat kongresini topladığı kurtuluşun ve kuruluşun şehri İzmir'in bir milletvekili olarak Ticaret Bakanlığımızın bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.

Şüphesiz ülkemiz, değerlerini her zaman hatırımızda tutmamız gereken, stratejik konumuyla oldukça hareketli, ekonomik yapısıyla ve son yıllarda milletler arası arenada âdeta bir ticaret merkezi olma hüviyetiyle göz dolduran bir pozisyondadır. Elbette, bu pozisyonu korumak ve daha da güçlendirmek için yatırımcılarına güven veren, ticari prensipleriyle uluslararası arenada güvenli bir liman ve pazar olma özelliğini gösteren, tüm bunları yaparken de devletin egemenlik haklarından vazgeçmeyecek olan stratejisini belirleyen bir karakteri tesis etmek ve korumak da büyük önem arz etmektedir. Türk asrında var olan dinamiklerini en etkin şekilde kullanma kabiliyetini ortaya koyacak, Türkiye Yüzyılı'nın temellerini oluşturan iktisadi gücünün sınırlarının ötesinde sergileyebilecek bir Türkiye'nin inşa edilmesi de bu minvalde önem arz etmektedir. Bu noktada, özellikle Ticaret Bakanlığımızın belirlediği vizyonun ve stratejik planların uluslararası ticaret mekanizmasına ne kadar hitap ettiği de ehemmiyetli bir yer tutmaktadır. Eşit rekabet şartlarının oluşturulması, ihracat ve ithalatın dengeli bir şekilde stratejik öncelikleri gözetilerek artırılması, olmazsa olmaz ticaret diplomasisinin Ankara'nın penceresinden yorumlanarak icra edilmesi var olan hedeflere ulaşılmasında büyük katkı sunacaktır. Tüm bunların yanında Ticaret Bakanlığımızın en ehemmiyetli sorumlulukları arasında bulunan tüketicilerimizin ekonomik dalgalanmalardan etkilenmesinin önüne geçmek olduğu da elbette inkâr edilemeyecektir çünkü rekabet koşullarının adil olmasının sağlanması kadar tüketicinin haklarının korunması ve vatandaşlarımızın simsarların elinde zor duruma düşmesinin engellenmesi de Ticaret Bakanlığımızın, dolayısıyla devletimizin asli görevlerindendir. Bu minvalde alınan önlemleri, tüketicinin de üreticinin de hakkını gözetecek çalışmaları takdir ve takip etmekteyiz. Bilinmelidir ki olabildiğince güçlü, refah seviyesi zirveye yerleşmiş, ticaretin bütün paydaşlarını sahiplenmiş, istikrarını temin etmiş bir Türkiye'yi hep birlikte inşa etmek için kaybedecek zamanımız yoktur. Son yıllarda daha etkin bir şekilde kullanıldığına şahit olduğumuz potansiyelimizin yüksek katma değerli üretimle perçinleşmesi ve bunun kurumsallaşan bir sürdürülebilirlik çatısıyla desteklenmesi düne kadar Türkiye için hayal olduğu iddia edilen hedeflere ulaşılmasında çok büyük katkı sunacaktır. İnovasyon merkezli yatırımların ve üretimin öne çıktığı, istihdam ve ihracatın öneminin her geçen gün arttığı, cari fazla hedefinin gerçekleşmesi için tarihî fırsatların kapımızı çaldığı bir dönemden geçtiğimiz unutulmamalı, kat edilen mesafe ise küçümsenmemelidir ve unutulmamalıdır ki küresel siyasette söz sahibi bölgesel gelişmelerde belirleyici konumu takdir edilen Türkiye'nin Türkiye Yüzyılı'nda küresel ticarette de rekabet gücünü artıran bir konuma erişmesi bizim için ulaşılmayacak bir hedef asla olmamıştır. Elbette, bu hedefe ulaşılması için bize göre öncelikli olan bazı ara hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere odaklanılması da kıymetlidir. Buna göre, serbest bölgelerde yüksek katma değerli ihracata yönelik üretim faaliyetlerinin teşvik edilmesi, desteklenmesi; bu teşvik ve desteklerin takibinin özenle yapılması. Piyasadaki rekabeti bozan yapılarla mücadele edilerek uluslararası rekabet hukuku standartlarının yakalanması, korunması ve hatta örnek pozisyonunun güçlendirilmesi. En önemli dinamiklerimizden olan esnaf ve sanatkâr odaları ve birliklerinin esnaf ve sanatkârlarımıza ulaşacak şekilde AR-GE, yenilikçilik ve devlet yardımları konularında sürece dâhil edilmesinin sağlanması. Yine, diğer bir önemli dinamiklerimizden olan kooperatiflerimizin faydalanabileceği finansal destek araçlarının geliştirilmesi, çeşitlendirilmesi, bu araçlar hakkında ortakların değerlendirilmesi, bilgilendirilmesi. Girişimcilik, ekosistemin geliştirilmesi ve desteklenmesi. Ulusal ticaretin ötesinde uluslararası ticaretimize de büyük katkı sunacak lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Dijital dönüşüm kapsamında e-ticaretin güvenilir zeminde geliştirilerek e-ihracatı artıracak uygulamaların teşvik edilmesi ve elbette, iktisadi dengeleri bozucu, enflasyonu besleyen tüketim simsarlarından hem üreticilerin hem de tüketicilerin korunmasının temini bu ara hedeflerden bazılarıdır. İhmal edilmemesi gerektiğini düşündüğümüz diğer ara hedefi de müsaadenizle ifade etmek isterim. Sektör bazlı analizlerin arttırılması ve bu analizlerin ardından belirlenecek özgün ara eylem planlarının hazırlanarak gündeme alınması, ülkemizin ticari nitelikte anlaşması bulunmayan ülkelerde ticari iş birliğinin geliştirilmesi, pazara giriş çalışmaları yapılmasına, olası anlaşmalarının etkilerini değerlendirilmesine daha fazla önem verilmesi. İşin neresinde olduğumuzun daha net bir şekilde anlaşılabilmesi için güncel ülke, sektör ve ürün bilgilerini içeren ülke raporlarının hazırlanması. Kooperatiflerin amaçlarını gerçekleştirmek için hazırlayacakları projeleri desteklemek ve teşvik etmek; teşvik ve desteklere yönelik ihtiyaca cevap verebilecek düzenlemelerin yapılması da önemsediğimiz ara hedeflerindendir.

Sayın Bakanım, bu ara hedeflerini güçlü ve rekabetçi ticaret mekanizmasının üstünde yükseleceği sağlam temelin taşıyıcı kolonları olarak görmekteyiz. Nitekim, yenilikçi bakış açısıyla paydaşları arasında köprü olan bir vizyonla proaktif eylem planları geliştirme kabiliyetiyle Ticaret Bakanlığımızın bu ara hedefleri gerçekleştirme kapasitesinin farkında olduğumuzu da ifade etmek isterim. Elbette, ticaret kalemlerimiz arasında önemli bir yere sahip olsa da hak ettiği yerde olmayan ve büyük bir potansiyel barındıran hizmet ihracatının da geliştirilmesinin adımlarının da farkındayız. Hizmet ihracatındaki artış, cari dengeyi desteklemiş, önemli bir döviz katkısı da sağlamıştır. Bu sürecin daha da ivme kazanması finans başta olmak üzere, hizmet ihracatında dünyanın sayılı ülkelerinden biri olabilme potansiyelimizin değerlendirilmesi de asıl hedeflerinin arasında yer almalıdır. Diğer yandan sadece ihracatın artırılması değil, ithalata olan bağımlılığını da azaltılması, ülkemizdeki ithalata konu ürünlerle ilgili analizlerin yapılması, gerekli önlemlerin alınması için ilgili kurum ve kuruluşlarla tam bir koordinasyon içinde çalışmaların devam ettirilmesi önem arz etmektedir. Bu noktada Ticaret Bakanlığımıza piyasa gözetimi ve denetimi yapan kurum ve kuruluşların denetim ve faaliyetlerini koordine etmek için büyük bir görev düştüğünün farkındayız.

Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri; elbette alan çalışmalarında gözlemlediğim ticaret hayatının bel kemiğini oluşturan esnaf ve sanatkârlarımızın bazı sorunlarını ve beklentilerini de bu vesileyle sizlerle paylaşmak isterim. 8/9/2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla bazı yerlerde pilot uygulamayla basit usule tabi esnafımızın 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren gerçek usule geçmesi kararlaştırılmıştır. Gelir düzeyi sınırlı olan küçük esnafımız için ciddi ekonomik bir yük oluşturacağı açık olan bu düzenlemenin esnaflarımızı defter tutma, muhasebe ücreti ödeme ve düzenli beyanname verme gibi yükümlülüklerle karşı karşıya bırakacağı da değerlendirilmektedir. Bu gelişmenin sadece köydeki bakkalımızı değil kuyumcusundan imalatçısına, tüccarından inşaat ve tadilat sektörüne birçok sektörde etkisi olacağı muhakkaktır. Bu konuda paydaş olarak sizin de diğer paydaşlarla değerlendirmeleriniz olacağı muhakkaktır.

Esnaf ve sanatkârlarımızın sizinle paylaşmak istediğim bir diğer beklentisi de sayıları her geçen gün artan AVM ve marketlerle ilgili rekabet gücünün gün geçtikçe düşmesinden dolayı ortaya çıkan mağduriyetleridir. Bu manada adil bir rekabet ortamının temini konusunda Bakanlığımızın sorumlulukları çerçevesinde aldığı önlemlerin şartlara uygun, özgün önlemlerle zenginleştirilmesi beklentilerimiz arasındadır.

Diğer yandan, zaman zaman yaşanan ve etkisi uzun süre devam eden ekonomik dalgalanmalara karşı girdi maliyetleri ve işletme sermayesi ihtiyaçlarının karşılanmasında karşılaşılan zorluklara esnafımızın koruyucu kalkanı olan Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin günümüz ekonomik koşullarına tam destek olarak cevap veremediği de bilinmektedir. Bu noktada, söz konusu finans kaynaklarının çoğaltılması, arz edilen finans miktarının ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde ve elbette imkânlar ölçüsünde yükseltilmesi de beklentiler arasında yer almaktadır. Hizmet alanında 2 milyon 280 bin esnaf ve sanatkâr ile 2.980 meslek odası, 82 birlik, 13 federasyon ve konfederasyon olduğunu bildiğimiz Ticaret Bakanlığımız bu beklentilerin karşılanmasına yönelik gayretlerinin olduğunu da elbette biliyor ve yakından takip ediyoruz. Bu çalışmaların yanı sıra Esnaf ve Sanatkârlar Şurası tertip edilmesi, Türkiye Ahilik Buluşması ve Ahi Esnaf Beratı takdimleri gibi birçok etkinliğin esnaf kültürünün ve ticaret ahlakının muhafaza edilmesine ne denli katkı sunduğunun farkındayız, bunu biliyor ve takip ediyoruz. Bu vesileyle, bu hususlarda emeği geçenlere teşekkürleri de bir borç biliyorum.

Ticaret Bakanlığımızın ülkemizde oldukça dikkat çeken ve önem arz eden kooperatifçilik konusunda da büyük sorumlulukları olduğu muhakkaktır. 12 bine yakın kooperatif ile 1,8 milyonun üzerinde kooperatif ortağına hizmet verildiği bir ahvalde bu dinamizmin ve buradan elde edilen tecrübelerin ne denli büyük kazanımları beraberinde getireceği göz ardı edilmemelidir. Bakanlığımızın bu manada hazırladığı 2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı'nı da ziyadesiyle önemsediğimizi ifade etmek isterim. Diğer yandan, önümüzdeki süreçte ülkemizin AB'yle olan gümrük birliğinin güncellenmesi sürecinde ilerleme kaydedilmesi, ülkemizin sahip olduğu güçlü dinamizmin hak ettiği etkileri gösterebileceği bir ortamın temin edilmesi beklentilerimiz arasındadır.

Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri; Ticaret Bakanlığımızın sadece ticaret eksenli değil, Türk dış politikasının da ayrılmaz bir parçası hâline geldiği tartışma götürmez bir gerçektir. Özellikle Suriye'deki normalleşme sürecinin pozitif yönde ilerlemesine katkıda bulunma potansiyeli bulunan bir örnek olma özelliği taşırken, Filistin'de yaşanan İsrail vahşetine bir tepki olarak 2 Mayıs 2024 tarihinden itibaren Türkiye'den İsrail'e yönelik tüm ürün gruplarında ihracat, ithalat ve transit ticaretin tamamen durdurulması da buna bir örnektir; bundan dolayı teşekkür ediyorum. Dolayısıyla, ticaretin diplomasinin bir parçası olma kabiliyetinin gün geçtikçe arttığı bir dönemde Ticaret Bakanlığımızın tüm organlarıyla çağa ayak uydurduğunu görmek ve etkin bir diplomasi aracı farkındalığına sahip olduğunu müşahede etmek takdiri de hak etmektedir. Elbette, bundan Suriye'de yeni dönemde alınan aksiyonlarla birlikte dış ticaretimiz ve gümrük kapılarındaki olumlu performanslar da etkilenmektedir.

Teknolojinin baş döndüren bir hızla gelişmesinin ekolojik dengeye yönelik oluşturduğu açmazın ortadan kaldırılması için gerekli olan yeşil dönüşümün daha fazla desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini de ifade etmek isterim. Bu manada, Bakanlığımızın yetkilendirdiği 23 yenileme merkezinde uygulanan yenilenmiş ürün ve sistemin sayısının artması önem arz etmektedir. Bu durumun yeşil dönüşüme katkı sağlamasının yanında cari açığın azaltılmasına da katkı sunacağı muhakkaktır. Bilinmelidir ki sanayi devrimini yakalayamadığı için bugüne kadar bilinen 3 büyük imparatorluktan 1'i olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına tanık Türk milletinin ve devletinin iki asır arasından toplumsal ve ekonomik açıdan ortaya koyduğu yenileme çabası takdirlerin en büyüğünü hak etmektedir.

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ön sözünü yazdığı "terörsüz Türkiye" sürecinin temelini oluşturacak olan Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın güçlü Türkiyesinin iktisadi zaferlerle taçlandırılmadığı sürece gerçek maksadına ulaşmayacağı da muhakkaktır. Yine liderimiz Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin ifade ettikleri gibi, Türkiye sahip olduğu beşerî cevher, ekonomik kapasite, diplomatik kabiliyet, tarih ve kültür hazinesi, potansiyel güç ve jeopolitik müktesebatıyla büyüklüğünü her saha ve zeminde göstermiş bir ülkedir. Türkiye'nin sahip olduğu bütün sosyal, ekonomik ve siyasi dinamiklerle Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine topyekûn kalkınma sürecine kilitlenmesi ertelenmemesi gereken önemli bir misyondur. Biliyor, görüyor ve inanıyoruz ki Ticaret Bakanlığımız da bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek konusunda dirayetli ve kararlıdır. Ben buradan Ticaret Bakanlığımızın bütün çalışanlarına, bütün yetkililerine teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

Bu duygu ve düşüncelerimizle, Bakanlığımıza ve bürokratlarımıza, Komisyonumuzun değerli üyelerine, saygıdeğer milletvekillerine Türk Ticaret Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı olmasını ve Cenab-ı Allah'ın hayırlı işler yapmasını nasip etmesini canıgönülden diliyor; hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.