VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Hakikaten yani neye göre belirlenmiş, çok merak ediyorum. Sıfırı tüketmişiz. Anadolu'da, yine, bir deyim var, salma salarlar, salma, salma salarlar. İflas etmiştir, hiçbir şeyi kalmamıştır, salma salarlar, durumu iyi olanlardan para isterler. Ya, bu hakikaten bir haraca dönüşüyor, bir harç değil, haraca dönüşüyor. Zaten bu insanlar iş yeri açarken ruhsat harcı ödüyorlar.

Şimdi, acaba... Şu akla geliyor: Bir kısmı vergi kaçırıyor da bunu görüp denetleyemiyorsunuz, herkesten aynı, verenden de vermeyenden de aynı parayı mı istiyorsunuz, o akla geliyor. Bunun adı bir vergi değil de yani vereni de vermeyeni de aynı torbaya doldur, vergi al anlamına geliyor. Daha öncesinden bunlar harç veriyor. Bunlar iş yeri açarken birçoğu vergisini veriyor.

Şimdi, bir de bu kayıt dışına da yol açabilir. Örneğin, galerici dükkân açmayabilir veya kayıt yapmayabilir ya da emlakçı kayıt yapmayabilir bu vergilerden dolayı.

Bir de büyük şehir deyince -biraz önce Sayın Usta söyledi- bizim Malatya'nın da ilçeleri çok küçük yani 10 bin nüfuslu ve 7 bin nüfuslu ilçeler var. Dolayısıyla, hakikaten, bu akıl alır gibi bir şey değil. Vergisini dürüstçe ödeyenlere de bir ceza veriliyor. Maliye herhâlde kimin verip vermediğini denetleyemediği için böyle bir kelle vergisi getiriyor. Bunun adı kelle vergisi.

Diyor ya... Biraz önce dedim de neyse söylemeyeyim, ağzımdan kaçar. Yani herkesten işte, herkes... Tuttuğundan alıyorsun yani anladın mı? Tuttuğundan alıyorsun. Böyle bir şey, yanlış bu.