Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 22 .10.2025 |
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, basınımızın değerli emekçileri, bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, ilk önce bu torba yasaya başlamadan önce bu torba yasanın şimdi bahsedeceğim sunumdaki iş yeri sayısına ve istihdama faydalı olup olmayacağına bakalım. Bakın, durum bu. 2022'den beri son üç senedir iş yeri sayısı yerinde sayıyor, tek artış da işte bir fazla, bir tane istihdam yaratan mikro ölçekli girişimler. Dolayısıyla uygulanan programlardan dolayı biz üç seneden beri firma sayısında hiçbir değişiklik yaşamıyoruz, tam tersine azalma var. İstihdam artmış mı? İstihdam da artmamış. 4/A zorunlu sigortalı sayısı 2022 düzeyinin gerisinde, üç sene öncesinin gerisinde yani şu anda uygulanan program ne bir istihdam yaratıyor ne aynı zamanda girişimcilere yeni bir işletme açma imkânı, fırsatı veriyor. Bakın şimdi, firma ve istihdam sayısındaki değişime, geçen sene yüz aldığımız zaman, imalat sanayisinde, özellikle bizim istihdam deposu olan tekstil, hazır giyim, deri, diğer imalat sektörlerinin hepsinde korkunç bir istihdam kaybı var ve bakın, tekrardan ihracatımıza, iş yeri sayısına, hele son sütundaki zorunlu sigortalı sayısına çok büyük bir kayıp var. Dolayısıyla bugün ekonominin temel problemlerinden bir tanesi şudur: Ne bir girişimciye iş yeri açma imkânı sağlanıyor ne de bir istihdam yaratılıyor. Arkadaşlar, bugün Türkiye'nin kabaca üçte 1'i çalışıyor. Türkiye'nin üçte 1'inin çalıştığı, çalışanlarının yarıya yakınının açlık sınırının altında kaldığı bir ekonomide Sosyal Güvenlik Kurumu bu torba yasanın getireceği düzenlemelerle düzelmez. Bizim burada hepimizin üzerinde anlaşmamız gereken şey şudur: Gelecek olan torba yasa istihdamı artıracak mı? Gelecek olan torba yasa iş yerinin üzerindeki yükümlülükleri azaltıp yeni üniversite mezunlarımıza, lise mezunlarımıza, teknik lisesi, meslek lisesi mezunlarımıza istihdam sağlayacak mı? Ben bu torba yasaya baktığımızda maalesef tam tersini görüyorum. Bu torba yasa belki 300-335 milyarlık bir gelir öngörüyor fakat hepimizin sorması gereken soru şu: Bu torba yasa günün sonunda benim gencimin iş bulmasını, ekonomimin istihdam yaratmasını kolaylaştıracak mı, kolaylaştırmayacak mı? Eğer önümüzdeki dönem bu torba yasadan dolayı istihdam kaybı olursa biz yeni vergi paketleriyle karşı karşıya kalırız ve bu vergi paketleri istihdamı daha da azaltır. Bu kısır döngüden bizim kurtulmamız için bu torba yasaya ve önümüzdeki hafta görüşmeye başlayacağımız bakanlık bütçelerine çok daha farklı bir perspektiften bakmamız gerekiyor. Şimdi, bu perspektifin bütüncül olması lazım. Neden? Çünkü bakın, yarın Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz buraya gelecek ve 2026 bütçesini sunacak. Biz bugün 2025'in bitmesine iki ay kala yeni bir vergi paketini konuşuyoruz. Bu, nereden bakarsanız bakın, bütüncül bir anlayış değildir.
Şimdi, neden biz bu 335 milyarlık vergi paketine ihtiyaç duyduk, ondan biraz bahsedelim. Baktığınız zaman, kurumlar vergisinde senenin başında 1,6 trilyonluk bir gelir öngörüyordunuz, bunun yarısını bile yakalayamayacaksınız çok büyük ihtimalle. Bakın, geçen sene kurumlar vergisinde öngördüğünüzün yüzde 38 altında kaldınız hafızam beni yanıltmıyorsa ama bu sene onun da gerisinde kalacaksınız. Yani öyle bir noktaya geliyor ki şirketleri uyguladığınız politikalarla boğuyorsunuz, şirket sayısı azalıyor, istihdam artmıyor, onlardan vergi toplayamıyorsunuz, ondan sonra kurumlar vergisi düştüğü için burada tam 46 sayfalık vergi istisnası eklerinde gidip olmadık kalemlerden 335 milyar lira bulmaya çalışıyorsunuz. Bakın, bu anlayış yanlış bir anlayış. Biz istihdam yaratmadan, iş yerlerinin üretimini artırmadan, imalat sanayisi başta olmak üzere üretimi artırmadan bu kısır döngüden kurtulamayız. Sebebi basit. Neden kurumlar vergisi artmıyor? Çünkü enflasyonla mücadelede çok yüksek bir faiz uyguladığınız zaman şirketler bunu yüksek finansman gideri olarak yazıyorlar ve zarar yazıyorlar. Bugün bizim öz sermayesi kısıtlı olan şirketlerimizin hepsinde finansman giderlerine bakın, devasa bir şekilde arttığını görürsünüz. Arkadaşlar, hazinemiz bizim on yıllık yüzde 40 borçlanıyor, yüzde 40; birazdan bu konuya geleceğim. Böyle bir ortamda kurumlar vergisinin hedefinin yarısına bile ulaşmanız mucize ama bunun sebebi dış konjonktür değil, bunun sebebi bizzat uyguladığınız dezenflasyon programı ilk önce bunun altını çizmek lazım. İkinci mesele de şu: Talebi boğduğunuz zaman ve enflasyonla sadece dar gelirli, orta gelirli vatandaşın talebini boğmak üzere mücadele ettiğiniz zaman şirketler üretim yapmak için herhangi bir şekilde teşvik duymuyorlar. Enflasyon düzeltmesinin -biraz önce sayın vekilim de söyledi- bütçede kurumlar vergisinin azaltıcı yönde etkisini göremediniz, büyük ölçekli şirketlerin yararlandığı vergi ve istisnaları kaldıramadınız, o yüzden de kurumlar vergisinde devasa bir yanılma oldu. Bunu da siz bu vergi ve istisnalardan, işte, kira gelirlerinden elde edilecek olan parayı artırarak ya da taşıt alım vergisi gibi, "İkinci el, üçüncü el araba satışından da ben biraz daha para alayım." diyerek kapatmaya çalışıyorsunuz. Dolayısıyla, buradaki bu torba yasa anlayışı bizi daha iyi bir yere götürmez.
Şimdi, size birkaç şey daha anlatmak istiyorum. Bunun sonucunda biz 300 milyarın üzerinde bir vergi geliri bekliyoruz. Tamam, eyvallah. Eğer bu 330 milyar civarındaki vergi gelirini siz "Çocuklarımızın okulda yemek projesini harcayalım." deseydiniz -ki bu senenin bütçesinde yok- bu muhalefet sırasında hiç kimse bir şey demez, hepimiz sizi alkışlardık ya da "Türkiye'nin barınma problemi için harcayacağım." deseydiniz yine biz ise hiçbir şey demezdik fakat gelin, görün ki burada yapılacak olan, bu ekstradan elde edilecek olan vergi gelirini nereye kullanılacağını yazmıyorsunuz ama bize birkaç tane ipucu veriyorsunuz, o da bütçede. Bakın, bütçede bugün faiz harcamalarının boyutu 2 trilyonu geçti yani bugün biz kira geliri olandan, ikinci el, üçüncü el motorlu taşıtını satandan, askerliğini yaparken çalışamadığı için yüzde 33 yerine yüzde 45'le artık dışarıdan borçlanma zorunda olacak olan askerimize daha fazla yük getiriyoruz. Bunun bize getirisi 335 milyar, Maliyeye. Arkadaşlar, siz bunun 5 katından fazlasını faiz olarak veriyorsunuz. 2 trilyon bütçenin yüzde 18'i. Şimdi, diyebilirsiniz ki: "Bu 2025 yılına özgüydü, 2026 yılında işler değişecek." Orta vadeli programa bakıyoruz, 2026 yılında öngörülen faiz harcaması 2,7 trilyon yani bu, bizim faiz harcaması açısından iyi bir dönemimiz. Önümüzdeki sene şimdikinden yüzde 35 daha fazla faiz harcaması yapacağız. Yani korkarım ki bu programa devam edersek, bu hazine ve maliye anlayışı, bu para politikası anlayışı devam ederse biz önümüzdeki sene birçok torba yasayı daha burada konuşmak zorunda kalacağız. Sebebi de bizim çok yüksek faiz maliyetleriyle bütçede oluşan ekstra yük.
Şimdi devam ediyorum ve çok önemli bir noktaya geliyorum. Burada yeni yasa bize net borçlanma tutarı da ekstradan bir 595 milyar lira daha eklemeyi öngörüyor. Bakın, Hazine ve Maliye Bakanlığı yüzde 5 arttırdı, Sayın Cumhurbaşkanımız yüzde 5 daha artırdı. Bu yetmedi, bu torba yasayla beraber tam 595 milyar lira daha borçlanmak istiyorsunuz. Diyebilirsiniz ki: "Düşük faizle borçlanırım, benim böyle bir kabiliyeti var." Şimdi, baktık, yüzde kaçla borçlandığına hazinenin. Sayın Bakan Yardımcımız da burada. Arkadaşlar, on yıllık devlet tahvili yüzde 40. Bu sene enflasyon yüzde 32-yüzde 35 TÜİK ölçümleriyle. Önümüzdeki sene enflasyonun yüzde 20-25 bandına inmesini öngörüyorsunuz, ondan sonra da yüzde 5. Geçen hafta birileri on yıllık yüzde 40 devlet tahvil alarak on yıl boyunca -diyelim ki enflasyonu düşürdük, umarım da düşürüz- reel anlamda yüzde 30-yüzde 35 değer kazanacak. Şimdi, böyle bir ekonomide on yıllık devlet tahvilinin on yıllık yüzde 40 olduğu bir yerde siz hangi yatırımcıyı, hangi üreticiyi istihdamını artırmaya, üretimini artırmaya ve böylelikle daha fazla kurumlar vergisi vermeye ikna edebilirsiniz? Sormamız gereken soru budur. İkinci nokta da şu: Neden yüzde 40'la borçlanıyorsunuz? İki sebebi olabilir: Ya gerçekten enflasyonu düşüreceğinize inanmıyorsunuz -umarım öyle değildir- ve "On sene boyunca ben yüzde 40'tan daha iyi borçlanamam." diyorsunuz ya da piyasalar izlediğiniz politikalardan dolayı size güvenmiyordur, o yüzden de yüzde 40'tan daha az size borç vermeyi kabul etmiyordur. İkisi de bence başlı başına çok önemli problemler. Yani biz burada...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hocam buyurun, bir dakikanızı açtım.
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Biz burada vatandaşın üzerine daha büyük bir mali yük getiriyoruz ama aynı zamanda yüzde 40 devlet tahviliyle borçlanarak önümüzdeki dönemde vatandaşın durumunun daha iyi olacağını garanti etmiyoruz.
Bakın, bir nokta daha var, bunu önemli bir şekilde tartışmak lazım çünkü bunun bir siyasi boyutu da var. Uzun bir süredir Merkez Bankası enflasyonla mücadeleden daha fazla rezerv biriktirmeye çalışıyor çok yüksek faizlerle. Şimdi, buradaki torba yasada da ekstradan 595 milyar lira daha borçlanma limitini artırarak nakit biriktirmeye çalışıyorsunuz. Burada çok değerli bürokratlar var, çoğunun da tanıyorum. Ya burada yanlış bir rezerv ve hazine stratejisi izliyorsunuz yani gereğinden fazla nakit ve rezerv biriktiriyorsunuz ya da -umarım öyle değildir, Allah korusun- yeni bir 19 Mart benzeri hukuksuzluk sürecinin olası etkilerini şimdiden bertaraf etmeye çalışıyorsunuz. İkisinden bir tanesi. Bu kadar fazla rezerv biriktiyorsanız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyoruz Hocam.
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Bu kadar fazla yani ekonominin dengelerinin...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Son bir dakikada bitirelim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bitirdim, herkes aynısını yapıyorum. Hocama maddelerde söz vereceğim isterse.
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Tamam, son cümleyi ekleyeyim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun Hocam.
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Yani burası gerçekten önemli. Merkez Bankasının bu kadar fazla rezevr biriktirdiği, hazinenin bu kadar fazla nakit biriktirdiği yerde ya yanlış bir strateji izliyorsunuz ya da önümüzdeki dönemde olabilecek olan bir hukuksuzluk sürecine, önceden onun olumsuz etkilerini bertaraf etmek için zemin hazırlıyorsunuz.
Teşekkür ederim.