Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 16 .10.2025 |
BAŞKAN FUAT OKTAY - Evet, ben teşekkür ediyorum.
Burada bir konuyu sormak istiyorum: Biraz önce Derya Hanım'ın konuşmasında bir şey vardı, bir paragraf vardı. "Bu borç yeni bir ödeme yapılması anlamına gelmemektedir, 2010'ların başında verilmiş yirmi yıl vadeli ve düşük faizli kalkınma kredisidir. Borcun büyük kısmı pandemi ortamında G20'nin borç erteleme girişimi kapsamında ertelenmiş, ardından tahsil kabiliyeti kalmamıştır. Bu alacağı defterde tutmak hazineye bir getiri sağlamadığı gibi muhasebe yükü yaratmaktadır." gibi bir ifadesi vardı, buna katılıyor musunuz?
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI AYŞE BERRİS EKİNCİ - Doğrudur Sayın Başkanım.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Evet, dolayısıyla aslında böyle bir konu var, şurada ben bir şey ifade etmek istiyorum aslında. Uluslararası ilişkiler ile içerdeki sabit gelirlilere yapılacak ödemeyi karıştırmamakta fayda var diye düşünüyorum. Yani özellikle Plan Bütçede zaten şu anda bütçe görüşülecek bir konu yani 50 milyon dolar, 58 milyon dolarla, uluslararası boyuttaki yürütülen işler ile içerdeki onun alternatifi olmadığını aslında hepimiz de biliyoruz, yakinen de biliyoruz bunu, dolayısıyla onun ikisini birbirinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum.
İkincisi de "Karşılığında ne alınıyor?" dediğimiz aslında bu ikili ilişkilerde aslında bu karşılıklı çıkarlar üzerinde devam eden bir ilişki. Ben kendi dönemimde de çalıştığım dönemde de hatırlıyorum, bunu bir eylem planı bazında yürütürdük, yürütüyorduk. Şimdi de zaten arkadaşlarımız biraz önce ifade ettiler 72 maddelik yeni bir eylem planı. Yani o eylem planının içerisinde zaten tüm projeler -neler var dediniz- aslında hepsi var. O eylem planı paylaşılabilir de gizli bir şey olduğunu da düşünmüyorum yani nelerin olduğu orada var, ikili ilişkiler boyutunda, özellikle ekonomik ilişkiler boyutunda orada karma ekonomik komisyonun aldığı kararlar, dolayısıyla çok boyutlu bir ilişki devam ediyor Kırgızistan'la alakalı.
Kıbrıs konusu zaten kamuoyunda da basında da medyada da siyasette de çok tartışıldı bu konu. Bu konuyu aslında Dışişlerimiz de ilgili birimlerimiz de bunu ifade ettiler. Bu, aslında hem bir tarafta Avrupa Birliği kendisiyle ilişkilerin yürütülmesi boyutunda Kıbrıs'ı dayatan kendileri olup, sonrasında da tekrar içerde yeniden bir gündem oluşturup böyle yapan ülkelerle siz iş birliğini devam mı ettireceksiniz anlamında bir kamuoyu baskısı oluşturmaya dönük yani bir taşla iki kuş vurma peşinde olan bir Avrupa Birliği veya dışarıdaki bir yapıyı gördük. Dolayısıyla bizim Türk dünyasıyla ilişkimiz son derece stratejik, son derece kalıcı ve pozitif ilerleyen, ivme de sürekli yukarı doğru giden bir ivme. Dolayısıyla tek bir konuda bu ipleri germek veya koparmaktan ziyade geliştirerek, kendimizi anlatarak, Kıbrıs'ı anlatarak bunun sadece Kıbrıs veya Türkiye için değil, Doğu Akdeniz için değil, Türk dünyası için ne anlama geldiğini anlatarak, bıkmadan, usanmadan ama ilişkileri geliştirerek devam etmekte fayda olduğunu düşünüyorum, zaten bir anlamda sessiz diplomasi yürütüldü orada da yani kamuya veya basına açık şekilden ziyade her biri gerek devlet başkanları nezdinde gerek bakanlar nezdinde her aşamada bizde parlamenter diplomasi boyutunda bu şeyi devam ettirdik ve ettirmeye de devam edeceğiz zaten. Dolayısıyla Kıbrıs'la ilişkilerde aslında baktığımız zaman yine yukarı ivmeyle devam eden bir ilişkiyi görüyoruz orada da yani dün asla kabul etmeyen bir coğrafyadan bugün "Olabilir." diyen, Türk dünyasına gözlemci olarak kabul eden, sonrasında Cumhurbaşkanını davet eden, Dışişleri Bakanlığı nezdinde davet eden, sonra dostluk grupları oluşturulan, şimdi Kıbrıs'a ziyaretlerin başladığı, aşama aşama devam eden bir pozitif gelişme var. Bence biz Dışişleri Komisyonu olarak da bunun daha da geliştirilmesi boyutunda neler yapabiliriz kısmına odaklanmamızda fayda var diye düşünüyorum yoksa ilişkileri koparmak gerçekten çok kolay yani bireysel ilişkilerde böyle olduğu gibi ülkeler arası ilişkilerde de bu böyle aslında. Dolasıyla belki burada yine yapıcı davranarak, stratejik sabır göstererek hedefimizden sapmadan Kıbrıs'ın tanınmasına dönük, yönelik bu çabalarımızı sürdürmemizde fayda var diye düşünüyorum. Aslında burada bizim belki odaklanacağımız bir başka boyut Kıbrıs'la ilgili Avrupa Birliğinin tutumudur yani burada Yunanistan'ın ve Rum kesiminin dış politikasına esir olmuş bir stratejik körlüğün içerisinde bulunan bir Avrupa Birliği vardır, dolayısıyla bu dayatmalar oradan geliyor. Belki bu dayatmaların hafifletilmesi noktasında bu tarafla da görüşmemiz ama yine bir kez daha ifade etmek istiyorum, stratejik sabırla burada hedefimize doğru yürümeye devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.