KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN BARUT (Adana) - Kanunun 7'nci maddesiyle, kanuna aykırı yapı ve tesislerin derhâl yıkımını düzenlerken ihtiyaç duyulduğu takdirde bu yapıların genel müdürlükçe değerlendirilmesi istisnası, hukuki belirsizlik ve keyfiyet riski taşımaktadır. Bu muğlak ifade, yasa dışı yapıların bile gelecekteki özelleştirme veya işletme amaçlar için yasal bir kılıfa büründürülmesine olanak tanıyabilir. Yani aslında millî parklar içerisinde kaçak bir yapı varsa yani ne olacak? sorusu, önceden mahkeme kararı aranıyordu, şimdi bu konuyla ilgili mahkeme kararına gerek görülmüyor. Milli Parklar Kanunu'nda ya da diğer kanunlarda değişiklik öngören bu teklifle Millî Parklarla birlikte tabiat parkları, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı gibi koruma altına alınan alanlarda, başta turizm ve bunun yanı sıra ulaşım, enerji gibi alanlardaki altyapı yatırımlarına ilişkin projelerin gerçekleştirilebilmesinin önü açılmaktadır. Koruma odaklı yönetim anlayışından yatırım ve işletme kolaylıklarını öne çıkaran bu alanlardaki yatırım faaliyetlerini de yaygınlaştırmak suretiyle koruma statülerini etkisiz bıraktıran bir anlayışa geçiş yapılmaktadır. Yani planlama yetkisinin özelleştirilmesiyle birlikte, bahsedilen koruma alanlarıyla ilgili projelere ilişkin yatırımcıların özel planlama ofislerine hazırlatacağı planların onaylanmasıyla birlikte yapılaşmaya ve kitle turizmine açılacağını öngörüyoruz. Bu alanlar, gelecek nesillerin ve sağlıklı ekosistemlerin güvencesi olarak ticari kaygılardan arındırılmış bir şekilde yönetilmek zorundadır. Bu ormanlar, bu alanlar, bu millî parklar hepimizindir.

Dolayısıyla, bu maddenin de bu nedenlerle çekilmesini talep etmekteyiz.