KOMİSYON KONUŞMASI

SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri, Merkez Bankamızın çok kıymetli Başkanı, değerli bürokrat arkadaşlarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok hızlıca, tabii yeni yasama yılına başladık, hayırlı uğurlu olsun, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çalışmaları hayırlı olsun diyelim.

Sevgili Başkanım, sizi tabii dinlerken genel ekonomiyle ilgili, makro politikalarla ilgili, kalkınma politikalarıyla ilgili birçok şey size soruldu. Ya, biraz şu iki yıllık -çünkü biz iki yılı biraz geçtik yani 2023 Haziranda başladık- Merkez Bankamızın performansını rakamlar üzerinden konuşmamız lazım. Elbette başardıklarımız var, başaramadıklarımız var. Şöyle bakıyorum ekipte bir kişi değişmiş yani son yedi sekiz yılda çok değişiklik olduğu için bu bir başarı kabul edilebilir -işin esprisi- ama gerçekten uluslararası rezervlerin eksi 60-70 milyar dolarlardan 180 milyar dolarların üzerine çıkması, KKM'nin 10 milyar doların altına inmiş olması, ülke risk priminde yaşanan iyileşme, cari açık. Birçok konuda başardıklarımız var, bunlar için tebrik ediyoruz, teşekkür ediyoruz ama asıl Merkez Bankamızın ana fonksiyonu, ana işlevi fiyat istikrarı -işte, biraz önce İsmail Bey de söyledi- ve döviz kurları elbette ki fiyat istikrarı için çok önemli. Burada başarılı mıyız?

Şimdi, Sayın Hocam 38,21'le aldınız, şu anda 33. Bu kadar yüksek faizle bu kadar büyük maliyetlerle yani 4-5 puanlık bir düşüşü başarı olarak kabul etmemiz mümkün değil. Buradan hareketle şunu söylemem lazım: Bu yüksek faize çok vurgu yapıldı, sebepleri konusunda siz çok değerlendirme yapmadınız, süreye de bakıyorum. Şimdi, bizim burada temel sorunumuz, artık konuşmamız gereken şey -sizden de bunu duymak isteriz, tabii bunu belki politik olarak siz söyleyemezsiniz- para politikalarıyla, yüksek faizle... Evet, bir dönem bunu yapmak zorundaydık ama şu anda bu ekonomik programın çok önemli iki ayağının eksik olduğunu biliyoruz. Elbette tasarruf konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın yayınlamış olduğu genelgeler oldu, şu oldu, bu oldu. Arkadaşlar "120 bin." dediler ama Türkiye'de iştirak şirketleriyle birlikte toplam kamu aracının 151 bin olduğunu biliyoruz, aynı nüfusa sahip Almanya'da bunun 14 bini geçmediğini de biliyoruz. Bunu zihinde kalan bir örnek olsun diye söylüyorum. Şimdi, burada bunun para politikası ayağıyla ilgili bir şeyler yapıldı ama işin kalkınma tarafında, üretim, yatırım ikliminin oluşturulmasında, bu tarafta büyük eksiklikler var, çok büyük eksiklikler var. Ben geçtiğimiz iki ay içerisinde 27 ile gittim yani iktidar partisini birlikte kurduğumuz arkadaşlar da var, Cumhuriyet Halk Partisinden de var çünkü paranın partisi yok. İnsanlar şu anda bunun faturasını Sayın Mehmet Şimşek'e kesiyorlar, elbette iktidara kesiyorlar yani toplumda büyük bir ekonomik yangın var ve bu yangını söndürecek olan ekip Merkez Bankası çünkü enflasyonu biz kontrol altına almadan bu yangın sönmeyecek ve bu yangını söndüremediniz. Burada hem maliye politikasının hem üretim, yatırım, üretim politikalarının, kalkınma politikalarının mutlaka daha makro ölçekte bir ekonomik seferberlikle ele alınması gerekir. Bunun elbette tüm faturası size değil. Tabii, başaramadıklarımız... Bence birinci başaramadığımız şey güven. Bakın, bir yıl önce 2024-26 OVP'si açıklandığında enflasyon yüzde 15,2 gibiydi hafızam yanıltmıyorsa, sonra 17,5; sonra kademe kademe bunu biz 27,5; 28; 29; tahmin ediyorum 32-33'te bitireceğiz ya da 34'te bitireceğiz. Şimdi, dolayısıyla vatandaşa bir şey söylüyoruz ama o söylediğimizin 2 katından fazla enflasyon çıkıyor. Bakın, ben 2016 yılında enflasyonun yüzde 8,5 olduğunu biliyorum, 2021-23 arasında yaşanan o büyük travmada 2021 enflasyonumuzu yüzde 8 hedeflediğimizi biliyorum. Şimdi "rasyonel ekonomi politikaları" deyip geldiğinizde kalkınma planınızda, orta vadeli programınızda, enflasyon raporlarınızda belirlediğiniz rakamlar eğer gerçekleşmezse... Bakın, 2026'yla ilgili yüzde 16 diyoruz, geçen seneki OVP'de o yüzde 8 civarı bir şeydi. Dolayısıyla burada bir güven sorunumuz var ve en önemli güven sorunumuz ve maalesef, insanlarımızın canına tak ettiren bu enflasyon zembille inmedi Sayın Başkan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Toparlıyorum.

Şu anda beklenen enflasyon konuşuldu. Beklenen enflasyona göre geçen yıl ile bu yıl arasında asgari ücretlinin, emeklinin devletten yüzde 15 alacağı var, bunu nasıl telafi edeceğiz? Dolayısıyla biz bu TÜİK'le ilgili meseleyi halledemedik. Yani ben düzenli takip etmeye çalışıyorum, açıklama gelmiyor. Ya, TÜİK'in şu enflasyon sepetini açıkladığınızda -ki "En doğru rakam bu son açıklanan rakam." diye ekonomistler arasında çok konuşuldu- bu güven probleminin mutlaka çözülmesi gerekiyor.

Elbette bunu söyleyeceğim, biraz latife olarak şey yapın, biraz geç oldu; şimdi kuraklık dedik, don dedik, şu dedik, bu dedik; ya, bu dünyanın her tarafında var. Şu anda gıda enflasyonu Türkiye'de 36 küsur, dünyada 3,23. Dünyanın 12 katı, 13 katı gıda enflasyonumuz var, konuşmamız gereken şey -sizden bunu elbette duymayacağız, biliyorum- biz bu gıda enflasyonunu düşürmek için ne yaptık olmalı. Şimdi, bunu duymadığımız zaman yani işi Allah'a havale etmek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELİM TEMURCİ (İstanbul) - O Allah bütün dünyaya bu iklimi veriyor, iklim değişikliği sadece Türkiye'de değil, onu oraya havale edemeyiz. Ya da okullar başlayacak... Yani biz her sene eylülde okulların başlayacağını bilmiyor muyuz? Ya, bu şöyle oluyor, ben açık ifade edeyim: Yani artık öyle bir noktaya geldik ki taktığımız rozetlerden daha büyük bir meselemiz var ve mesele, Türkiye ekonomisini güçlü bir şekilde... Bu kalkınma, yatırım, üretimle birlikte elbette para politikaları olacak, devletin belki küçültülmesi, belki yeniden yapılandırılması da dâhil daha büyük bir tabloyu konuşmamız gerekiyor. Gidişatın bu manada hayra alamet olmadığı ve milletin derdinin siyasetin derdi olmadığı bir Mecliste yaşıyoruz ve maalesef, siz bu sorulara cevap verirken, işte, kur korumalı mevduatla ilgili geldiğimiz noktada 60 milyar dolar mı eksiğimiz var, 70 milyar dolar mı kaybımız var diye konuşuyoruz ama 11 ilimizi vuran depremin -Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı- bu ülkeye 90 milyar dolar maliyeti oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen selamlayalım.

SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Bitiriyorum.

Sonuçta şunu söylemek istiyorum: İyi yaptığımız şeyler var ama kötü yaptıklarımızı da artık sen yaptın, ben yaptım meselesinden çıkıp... Şimdi, ben sunuma baktım, geçen seneki sunum da elimdeydi, karşılaştırdım yani ya dışarıya bağlıyoruz ya millete bağlıyoruz, işte "Okula gittiler." diyoruz veyahut da diyoruz ki: "Don oldu, şu oldu, bu oldu." Ya, artık enflasyonla ilgili mücadelenin başarısızlığını Allah rızası için buraya bağlamayalım, gerçek sebepleri konuşalım, ülke bizim, hepimizin, bunun üzerine ne yapabileceğimizi konuşalım.

İyi bir ekip olduğunu düşünüyorum, onun için de tekrar başarılar diliyorum.

Allah hepimizin yardımcısı olsun.