KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkanın sunumunu dinledik. Şimdi, bu sunumu rahmetli Süleyman Demirel izlemiş olsaydı bu tabloya bakıp "Memleketin hali nasıl?" diye sorsak tek kelimeyle "iyi" derdi, iki kelimeyle de "iyi değil" derdi. Bendeki hissiyat o oluştu.

Tabii, ağırlıkla enflasyondan bahsettiniz. Tabii ki ağırlıkla sunumunuzda enflasyondan bahsedeceksiniz çünkü en büyük göreviniz fiyat istikrarını sağlamak. Merkez Bankasının yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 24'tü, orta vadeli planda yüzde 28,5. Eylül ayı enflasyon rakamları açıklandı; ağustosta yüzde 32,9 olan enflasyon eylülde yüzde 33,29'a çıktı. Eylül ayı enflasyonu da yüzde 3,23. Yani bu korkunç bir rakam. Avrupa Birliği ortalamasının, yıllık ortalamasının 2,4 olduğunu düşündüğümüz zaman memlekette bir aylık enflasyonun 3,23 çıkması oldukça ciddi bir rakam. İlk dokuz ayın endeks artışı, TÜFE'deki artış yaklaşık yüzde 26. Oysa biz emeklimize, memurumuza 16,7 zam vermiştik ve asgari ücrete de bir yıl boyunca hiç zam verilmediğini de burada söylemek isterim.

Enflasyonda dünyada bizden daha fazla olan 7 tane ülke var, onları burada saymak istiyorum sizlere: Venezuela, Güney Sudan, Zimbabve, İran, Burundi, Filistin, Arjantin. Suriye artık dağılma noktasına gelmiş, Suriye'deki enflasyon bizim yarımız kadar; yüzde 15,9. Ukrayna ile Rusya yıllardır savaş yapıyorlar; Ukrayna'daki enflasyon yüzde 13,2, Rusya'daki enflasyon ise yüzde 8,1.

Bütün konuşmalarda ve sizin sunumunuzda da vardı, bir kuraklıktan ve don felaketinden ve bundan dolayı da gıda fiyatlarında, gıda enflasyonunda bir artıştan ve bunun genel enflasyona etkisinden bahsedilmek isteniyor. Doğrudur, mutlaka etkisi vardır ancak şunu unutmamak lazım: Ülkemizde on dört aydan beri gıda fiyatlarında ciddi artışlar söz konusu. Bizdeki bir aylık gıda enflasyonu, gıda fiyatlarındaki artış yüzde 4,62. FAO'nun Gıda Fiyat Endeksi, eylül ayında yıllık olarak artış yüzde 3,37. Yani bir yıllık artış 3,37; biz de sadece eylül ayındaki gıda fiyatlarındaki artış yüzde 4,62.

Sunumunuzda da bahsettiniz "Kira ve eğitim kalemleri enflasyonu yukarı çekmektedir." denilmekte. Hizmet alt kalemleri incelendiği zaman da kira artışı yıllık yüzde 79. Ekim ayında resmî kira artış oranı yüzde 38,36. Emekliye yüzde 15, yüzde 16; memura yüzde 15, yüzde 16 arasında zam yapıldı; asgari ücretliye hiç zam yapılmadı, yapılan zam sıfır ancak kiraya ekim ayında yüzde 38,6 zam yapılacak. Arkadaşlar, bunu biz yıllardan beri söylüyoruz, çok ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıyayız, bu da artık ilanlara yansımış durumda. Bunu görmüşsünüzdür belki Sayın Başkanım, şu ilana bakın, Cumhuriyet gazetesinde de çıktı, bir kira ilanı, okuyayım: "Sahibinden Ümraniye'de, toplu taşımayı yakın, ulaşımı kolay 2+1 daire. Emlakçılar kesinlikle aramasın." diyor. Bazı şartları var bu arkadaşın: "Emekliye kiralık değildir, emekliler aramasın." diyor. Neden aramasın? "Çünkü maaşına haciz koyamıyoruz, bu yüzden emeklileri tercih etmiyoruz." diyor. "Daire sadece devlet memurlarına veya kurumsal çalışanlara verilecektir." denmekte. "Tahliye taahhütnamesi istenecektir. Ayrıca, adli sicil kaydı ve findeks kredi notu talep edilecektir. İş yerinden maaşında haciz olmadığına dair belge de istenecektir." Yani yalı falan kiraya vermiyor, Ümraniye'de 2+1 daire veriyor. Geçmişte evlilik programları vardı, seyrediyorsunuzdur, ben de denk gelmiştim. Genellikle ikinci baharını yaşamak isteyen dul erkek ve kadın yurttaşlarımızın başvurduğu programlardı bunlar. Toplumun ahlak yapısını bozduğu gerekçesiyle yasaklandı. Hatırlarsanız, evlenmek için başvuran o tonton amcalarımız göğsünü gere gere "Emekliyim, emekli maaşım var." diyorlardı. Yani o günlerde emekli maaşı yuva kurmak için bir garantiydi. Şimdi gelinen nokta da bırakın evlenmeyi, kız almayı, emekliye ev bile kiralamıyorlar. Yani gerçekten içinde bulunduğumuz durum bu, absürt bir şey, âdeta bir kara mizah örneği ancak içinde bulunduğumuz durum ne yazık ki bu. Şimdi burada kime kızcağız? Yani böylesi bir ilan esasında irite etti, bu ev sahibinin böyle bir ilan vermesi beni irite etti ama kabahat onda mı acaba? Burada suçlu kim; ev sahibi mi, kiracı mı? Yani buradaki suçlu belli. Buradaki suçlu, bu hâle getiren yani şu anki iktidar. Peki, enflasyonla mücadelede başarılı mıyız? 2023 yılı Haziran ayı enflasyonu yüzde 40,2'ydi yani göreve geldiğinde, şu anki Hazine ve Maliye Bakanı göreve geldiğinde enflasyon yüzde 40,2'ydi, bugün enflasyon yıllık olarak yüzde 33,29; herhangi bir gelişme yok yani buradan enflasyonla mücadelede başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Ekonomistler artık Türk tipi enflasyondan bahsetmeye başladılar, Türkiye'de enflasyonun yapışkan bir yapıya büründüğünden bahsedilmekte. Enflasyonun fiyat istikrarsızlığının sebebi yani bahsettiğiniz gibi kuraklık, don vesaire değil; evet, bunların da mutlaka etkisi vardır veyahut da okulların açılması değil mutlaka yani okulların açılması bu yüzde 33,29'luk enflasyona bahane olmaz, olamaz, bunun başka gerekçeleri var, başka gerekçeleri var. Açmasaydınız o zaman okulları. Öyle, vallahi çocuklara zaten doğru düzgün eğitim veremiyoruz, çocuklara zaten bir öğün yemek veremiyoruz, su veremiyoruz, sağlıklı su. Akıl etmediniz, vallahi ben sizden onu da beklerdim, "Açmayalım." derdiniz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yusuf Tekin aklına getirmez onları.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Enflasyon beklentileri hâlen yüksek yani bunun sebepleri ne arkadaşlar, neden bu ülkede enflasyon artık kronik hâle gelmiş, yapışkan hâle gelmiş? Bilim insanları Türk tipi enflasyondan bahsediyorlar. Çünkü enflasyon beklentileri hâlen daha yüksek, sunumunuzda da bu var ve bundan dolayı, güvensizlik ortamından dolayı fiyatlama alışkanlıkları bozuldu yani bu ciddi bir sorun. Siyasi belirsizlikler had safhada. 19 Mart sivil darbe girişiminin ekonomik sonuçları bir önceki sunumunuzda grafiklere yansıyordu, bugün de grafiklerinize yansıyor. Herkese diyorsunuz ki: "Kemerleri sıkın." Vatandaşa "Kemerleri sıkın." diyorsunuz ancak devlet kemer sıkmıyor. Ya, tasarruf genelgelerine rağmen devlet tasarruf yapamıyor. 2024 yılında genelge çıkarıldı, biliyorsunuz ve dendi ki: "Artık araç alınmayacak, kamuya araç alınmayacak." İnanın, bu genelgeden sonra 2025 bütçesini beraber yaptık, 2024 yılından daha fazla alım yapılacak 2025 yılında, genelgeye rağmen. Kullanılmayan araçlar satılacaktı, kamuda 120 bin araç var. "İhtiyaç fazlası tespit edilsin." denmişti, sadece 1.079 tane ihtiyaç fazlası araç tespit edilmiş, bunun sadece 298 tanesi satışa çıkarıldı ve sadece ve sadece 135 tanesi satıldı; bunun neresi tasarruf?

Şimdi, borçlardan bahsedildi. KOBİ'lerin borçları son sekiz ayda yüzde 27 artmış ancak takipteki borçlar yüzde 58,7 artmış. Takipteki borçların genel bütün borçlar içerisindeki oranına baktığımız zaman karşımıza çıkan rakam Ağustos 2025'te yüzde 2,8; bu rakam aralık ayında 1,9'du, 2023 yılında 1,7'ydi yani ciddi bir artış söz konusu.

Vatandaşın kredi kartında bankalara olan borçlarına baktığımız zaman burada da bir felaketle karşı karşıya kalıyoruz. Evet, sizin dediğiniz gibi, kredi kartı borçlarında ılımlı bir seyir var, yüzde 40'lık bir artış var bu dokuz ay içerisinde ancak ödenemeyen borçlara baktığımız zaman yüzde 95'lik bir artış var ve bunun genele oranına baktığımız zaman yüzde 4. Aralık 2024'te bu rakam yüzde 2,9'du, 2023 Aralığında yüzde 1,3; 2022'nin Aralığında yüzde 1,6'ydı yani 2023'te 1,3 olan oran 2025 yılı Eylülünde yüzde 4'e çıkmış durumda. İnsanların gelirleri giderlerini karşılayamıyor, bu çok açık ve net ve mecburen kredi kartlarına yüklenmekteler ve olmayan parayı harcıyorlar ve bu borçlar ödenemiyor ve bu borçlar artarak devam ediyor yani burada bireysel iflasların kaçınılmaz olduğunu üzülerek söylemekteyim.

Vatandaşların bankalara ödediği faiz yani hakikaten de 2024 yılında 341 milyar lira kredi kartına faiz ödemiş vatandaşlarımız, kredi kartına ödedikleri faiz; 2025 Ocak-Temmuz aylarında bu rakam 318 milyar lira yani ilk yedi ayda geçen seneden... Neredeyse geçen sene kadar faiz ödenmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Toparlıyorum, az kaldı.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 2023 yılında kredi kartlarına ödenen faiz 101 milyar lira, bu senenin yedi ayında 318 milyar lira, tam 3 katlık bir artış söz konusu. Bunlar gerçekten de ciddi rakamlar.

Biz şunu daha önce söylemiştik: İktidar partisi garibanı sevmiyor ancak benim gördüğüm kadarıyla Merkez Bankası da garibanı sevmiyor. Şimdi, yastık altındaki altınların enflasyonun sebebi olduğunu söylemiştiniz. Bakıyorum, bununla ilgili adım atmışsınız, yarım gram altın artık basılmıyor. Yani yarım gram altının fiyatı 2.650 lira, ufak tasarruf sahipleri yarım altın almak suretiyle tasarruflarını yapmak istiyorlar ancak buna imkân vermiyorsunuz. Şöyle bir sıkıntı oluşmaya başlamış: Siz bunu basmıyorsunuz ancak şu anda merdiven altında ayarının ne olduğu belli olmayan altınlar basılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bitti Başkanım.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, selamlayalım, bitirelim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 2.650 lira değeri olması gereken yarım gram altın şu anda 2.800 lira, 3.000 liraya satılıyor. Yani kiloyla almada bir sıkıntı yok ama teyzem ufak, birazcık para artırmış, 2.500 lira, 3.000 lira para artırmış, bunu da "Yastık altına koyayım." diyor, ona müsaade etmiyorsunuz ve bu da merdiven altına itiyor ve ufak tasarrufçuların 2.650 liraya alacağı altını 2.800 liraya, 3.000 liraya almasına sebebiyet veriyorsunuz.

Teşekkür ediyorum.