KOMİSYON KONUŞMASI

LATİF SELVİ (Konya) - Sayın Başkanım, bir iki konuda açıklama yapmak istemiştim de. Birincisi, "Mesleki Yeterlilik Kurumu çerçevesinde çalışmamız var." dediniz, bunun Türkiye yeterlilik çerçevesini oluşturarak mı bunu yapıyorsunuz? Bir de Avrupa yeterlilik çerçevesiyle uyumu var mı?

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Ona göre yapılıyor Başkanım zaten, MYK öyle çalışıyor.

LATİF SELVİ (Konya) - MYK onayladıklarına veriyor ya, TYÇ'sini, AYÇ'sini işaretliyor.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Akredite edilmiş kuruluşlar tarafından zaten yapılıyor ya belgelendirme, o akreditasyonu almak için de Avrupa Birliği...

LATİF SELVİ (Konya) - Şimdi, bir diğer konu şu: İstatistikle ilgili önemli bir noktaya sayın vekilim değindi. Sanıyorum orada BİLSEM'ler okul olarak geçmediği için BİLSEM'deki öğrenciler liseye geçişte normal öğrenci olarak geçiyor yani onlar biraz ayrıştırılsa rakamda problem çıkmaz. Çünkü eğitim de zorunlu eğitim olduğu için herkes mutlaka eğitimin içerisinde, MESEM'ler de buna dâhil, bir mesleğe gidenler vesaireler de dâhil herkes sistemin içinde. Orada bir kenara kayması bir şeyin mümkün değil.

Mustafa Hocam, Sayın Genel Müdürüm; normal kaynaştırma eğitimleri de verdiğimiz için normal okullarda donanım itibarıyla vaktiyle yapılmış okullarımız var, engelli çocukların burada birtakım yerlerde rahatlıkla eğitimini alabilmesi için biraz daha çalışılması gerekiyor herhâlde. Bu çocuklarımızın eğitimi normal arkadaşlarıyla birlikte devam edeceği için okullarda öğrenciler de öğretmenler de çok ilgi, alaka gösteriyorlar lavabolarından merdivenlerine kadar. Bunlarla ilgili bu hususta herhangi bir bilgi vermek ister misiniz?

Bir de Hayat Boyu Öğrenmedeki yapılan hizmetlerde hayat boyu öğrenme eğitimini verdiğimiz yerlerin bizim okullarımız gibi imkânları yok; daha çok kurslar şeklinde yürüyor. Bu konuda da bir çalışma yapılması gerekir mi bu özel eğitime ihtiyaç duyan arkadaşlarla ilgili?

Arkadaşlar, bir de daha önce bizde engelli çocuklar için -çok sınırlı- görme engelliler, zihinsel engelliler, bir de işitme engelliler için meslek lisesi gibi okullar vardı. Bu arkadaşlarımız özel eğitilirdi, geriye kalan engelli eğitimini sınıf öğretmeni arkadaşlarımız verirlerdi. Onlar yüz seksen saatlik bir eğitim programından geçiyordu. Şimdi, Sayın Başkan biraz önce sorduğunda "Başka kurumlardan da eleman temin etse." diye... Şimdi, artık bu alanın özel eğitim öğretmenleri var. Eğitim fakülteleri bünyelerinde eğitimlerini alıyorlar ve bu arkadaşlar görevlendiriliyor ama diğer teknik taraflarında farklı çalışmalar söz konusu olabilir, bu olumlu, iyi bir gelişmeydi. Bir de donanımı itibarıyla bu okulların, müstakilen devam ettireceğimiz, müstakil olarak devam ettireceğimiz özel eğitim okullarının da masrafı yüksek. Burada dünyanın her yerinde ciddi bir özel sektör katkısı var. Sayın Genel Müdürüm, burada da "Önemli miktarda devlet olarak bütün yükümlülükleri karşılıyoruz." dediniz. Buradan da bir miktar destek alınsa isabetli olur diye değerlendiriyorum. Mesela, normal endüstri meslek liselerindeki eğitimlerde de Almanya hep örnek verilir ama Almanya yüzde 58 giderini özel sektörden karşılıyor. Türkiye'de son yıllardaki protokol okullarıyla beraber özel sektör katkısı yüzde 2 civarında. Burada özel eğitimin ciddi planda özel alandan desteğe ihtiyacı var. Belediyeler burada son derece önemli. Ben bazı belediyelerde gördüm; Konya Selçuklu Belediyesi de çok donanımlı ve otistik çocuklarımız için sportif aktiviteler filan yapacakları bir faaliyet alanı oluşturmuş, millî sporcular çıktı bunların içerisinden. Burada da mutlaka yerel yönetimlerle koordinasyonu güçlendirmeliyiz diye değerlendiriyorum.