Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Adıyaman Milletvekili Resul Kurt ve Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç ile 50 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3186) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 03 .07.2025 |
CAVİT ARI (Antalya) - Evet, değerli arkadaşlar, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, değerli bürokratlarımız, değerli komutanlarımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Günümüzün, bugünümüzün sıcak gündemleri var. Bunlardan bir tanesi: Vatandaşlarımızın, özellikle emeklilerimiz başta olmak üzere çalışanlarımızın, memurlarımızın, memur emeklilerimizin yaşadığı sorunlar maalesef ki iktidar tarafından çözülemediği gibi bu sorunlar artarak devam etmekte. Şimdi, bakın, altı aylık enflasyon verisini şöyle sıralayayım: Ocak ayında yüzde 5,03, şubatta yüzde 2,27 -devam ediyor- haziran ayına gelince yüzde 1,37 olarak açıklanıyor. Neden bu oran yani neden yüzde 1,37? Önce onu soruyorum ve bizi dinleyen herkese soruyorum. Bugün sokakta, çarşıda, pazarda, markette, kasapta, nereye gidersek gidelim yüzde 1,37 enflasyon oranını gören var ise bize de haber versin. Ya, her şeye zam geldiği ve hatta daha dün doğal gaza yüzde 25 oranında zammın olduğu, her gün benzine, mazota, elektriğe yüksek oranlarla zamların geldiği ve bir alışverişe gittiğinizde aynı ürünü bir sonraki gidişinizde neredeyse yüzde 10-15'ler ve devamında yıl toplamında yüzde 100 artış oranlarıyla alınan bu ülkede yüzde 1,37 enflasyon açıklanıyor TÜİK tarafından. Sebebi ne? Sebebi, bu oran bu şekilde düşük açıklanacak ki işte memura, emekliye yapılacak olan artış oranı olarak hesap edilsin. Şimdi herkes TÜİK'i bu anlamda sorumlu tutuyor, ben gerçek sorumlunun iktidar olduğunu söylemek istiyorum çünkü iktidar TÜİK tarafından, TÜİK eliyle emeklimizi, çalışanımızı, memurumuzu, kısacası herkesi mağdur etmeye devam etmekte ve zaman zaman da kendi açıklayamadıkları bu artış oranlarını herhâlde utanıyorlar ki şimdi SGK eliyle bu açıklamayı yapacaklar. Bakın, SGK ve BAĞ-KUR emeklileri yüzde 16,67 zam alacak. Ya, zaten geçen verdiğiniz zam bu süre içerisinde eridi yani o dönemki artış oranları bugün neredeyse yok denecek bir duruma düştü. Emeklilerimiz perişan vaziyette. En düşük emekli aylığı bugün 14.469 TL. İşte emeklinin genel anlamda büyük çoğunluğu bu en düşük emekli aylığına mahkûm edilmiş durumda. Şimdi ne olacak? Bu artış oranına göre baktığımızda -az sonra kanun teklifini de getireceksiniz- tahminen 16.880 TL'ye çıkacak. Yani bu parayla emeklinin yaşamaya mahkûm edildiği bir ortamdayız. Memur ve memur emeklileri için de yine yüzde 15,57 oranında zam beklenilmekte. Kısacası -tekrar tekrar söylüyorum- iktidar bugün emeklimizi, asgari ücretlimizi, çalışanımızı gerçekten mağdur etmiştir ve mağdur etmeye devam ediyor ve hâlâ çalışanlarla ilgili, emeklilerle ilgili bir çözüm bulabilmiş değildir. İşte burada göstermelik enflasyon oranları. Nedense bu enflasyon hep böyle, çalışanın ve emeklinin maaşlarının artacağı dönemlerde aniden düşüyor, maaşlar o oranla hesaplanıyor, artışlar yapılıyor ve enflasyon tekrar normal seyrine dönüyor ve böylelikle de vatandaşımız mağdur olmaya devam ediyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, gündemdeki diğer güncel konulardan bir tanesi orman yangınları. Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, yedi yıldır burada milletvekiliyiz ve her yaz ayı geldiğinde benzer konuları konuşuyoruz. Şu an ülkemizin birçok önemli bölgesinde orman yangını var ve bu yangınların söndürülmesi noktasında maalesef ki iktidar acziyet içerisinde. Geçtiğimiz dönemlerde, örneğin, dönemin en büyük yangınlarından biri olan Manavgat yangınını günlerce söndüremediniz ve binlerce dönüm alan yanmıştı. Şimdi bugün de hâlâ bu orman yangınları devam ediyor ve gerekli müdahale yapılamıyor, yangın söndürme uçaklarıyla gerekli müdahaleyi etmekte sınıfta kaldınız. Örneğin, gece olduğunda gece görüşü olan bir uçak var mı, yok mu? Soruyorum buradan. Bildiğimiz kadarıyla yok ve gece çalışabilecek bir uçak olmadığı için de şu an akşama kadar çalışılıyor, akşam ancak karadan işçi arkadaşlarımız marifetiyle müdahaleler yapılıyor. Geçen bir sosyal medya paylaşımında görmüştüm, diyor ki: "Uzaya gönderdiğimiz turist arkadaş için 55 milyon dolar para harcanmıştı, bu parayla en az 2 tane, 3 tane gece görüşü olan ve gece çalışabilecek orman yangını söndürme uçağı alınabilir." Evet, ben de aynen bu görüşü destekliyorum. Gerçekten de 55 milyon dolar ve gittiği tarih olan 2023 döneminde genel bütçenin yaklaşık yüzde 2'sine yakın bir parayla uzaya gidip, tatil yapıp, gezip gelen ve sonuçta ne işe yaradığı belli olmayan bir kişi için. Neymiş? 13 bilimsel deney gerçekleştirerek tarihî bir başarıya imza atmış. İlgili bakan buraya geldiğinde sorduk, "Neymiş bu deneyler, bir açıklayın?" dedik, hâlâ bize bir cevap verecekler. Eğer ki o turist arkadaş için bu 55 milyon dolar harcanıp da seçim döneminde okul okul, etkinlik etkinlik astronot kıyafetiyle o kişiyi seçim öncesi siyasi manevra olsun diye gezdireceğinize 2 tane, 3 tane uçak almış olsaydınız gerçekten bugün ormanlara daha hızlı bir müdahale edilme ihtimali, şansı vardı. Şu an her taraf yanıyor ve siz seyrediyorsunuz ve hâlâ Orman Bakanlığı gerekli önlemleri alıp yeterli müdahale etmekten âciz vaziyette ve Sayın Bakan televizyona çıkıyor, kameraların önüne geçiyor, diyor ki: "Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Onun takdirleriyle, tensipleriyle, onun talimatlarıyla ve bize verdiği manevi güçle, moralle yangına müdahale ediyoruz." Ya, insan utanır yani Cumhurbaşkanını bu işe bari karıştırma. Yani Cumhurbaşkanı sana yangını söndür talimatı mı verecek ya da vermezse yangını söndürmek için müdahale etmeyecek misin? Ya, bunu bari söyleme ve hâlâ yanıyor. Demek ki Cumhurbaşkanının talimatı da bu yangınları söndürmeye yetmemiş.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, burada en güncel konulardan yine bir tanesi bu askeriyeyle ilgili konu. Benden önceki konuşmacı arkadaşlarımız da çok detaylı şekilde açıkladılar. Bugünkü düzenlemede 3 tane önemli konu var, açıklandı detaylı şekilde. Ben bunları şöyle bir bütünlük içerisinde ifade etmek istiyorum. Bakın, geçtiğimiz dönemlerde, yıllarda bu orduda belirli geleceği olan komutanlar, kendilerine uydurulan birtakım ithamlarla, değişik yargılamalar sonrası ordudan uzaklaştırıldı. Önce gerçekten cumhuriyetçi, Atatürkçü, liyakatli subaylar ordudan atıldı, uzaklaştırıldı; sonra, onların yerini dolduran belli yapıdaki, düşüncedeki subayların sonrasında nasıl bir sonuç yarattığını 15 Temmuzda hep birlikte gördük. Ve hep söylüyorduk: Bakın, o yapının amacı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Arı, lütfen tamamlayın.
CAVİT ARI (Antalya) - O yapı önce "mülkiye" dedi, evet, döneminde birçok valiye birçok kaymakama tesir etti; sonra "askeriye" dedi, işte orduyu ele geçirdi ve sonra "adliye" dedi, adliyeleri o dönemde ve hatta belki de bu dönemde ele geçirdiler, yargıyı da ele geçirmiş oldular. Şimdi onun sonuçlarını gördünüz ama bundan akıllanmadınız ve siz şimdi kendimize bir ordu yaratma peşindesiniz. O nedenle, o dönemde elenenlerin devamı olarak daha iki hafta önce buradan bir kanun düzenlemesi daha geçti. Neydi? Teğmenlikten itibaren albaylığa kadar olan süreç içerisindeki asgari personelin terfisiyle ilgili Cumhurbaşkanına bir yetki verilmesi, istediği devreyi efendim, terfi süresini uzatma yetkisi verildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi, orada siz Cumhurbaşkanına terfi süreciyle ilgili artırma ve süreyi kısaltma yetkisi veriyorsunuz ama bir taraftan da terfi edecek kişilerle ilgili karar verecek olan o mekanizmanın adaletli bir mekanizma olmadığını zaman zaman görüyoruz. Çünkü bir kişiyi terfi ettirebilmek için bu orduda 60-70 kişinin, önünde bulunan kıdemlilerin bir anlamda elendiğine şahit olduk. Şimdi, hepsine bir bütün baktığımızda ne olacak? Siz kendi siyasi ordunuzu yaratma planı içerisindesiniz.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen selamlayalım.
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum.
Bugüne kadar zaten değişik atamalarda sanki siyasi bir atama yaparmış gibi tutum ve davranış içerisinde oldunuz, buna bu ülke şahit oldu. Şimdi, bu atamalar içerisinde en böyle kritik olanlardan bir tanesi yaşla ilgili. Şimdi, bakın, bir ordu komutanımızın -özellikle de donanmayla ilgili söylüyorum- efendim, neymiş 67 yaş sınırını 72 yaş sınırına artırma yetkisi veriyoruz. Değerli arkadaşlar, kişiye özel kanun çıkmaz. Eğer biz kişiye özel kanun çıkarıyorsak demek ki sizin o kişiden bir beklentiniz var ya da o kişiyi özellikle kendi adınıza oraya dikmişsiniz sonucu çıkar. Bu da askeriye gibi tarafsız olunması gereken ve herkese eşit davranması gereken bir kuruma zarar verir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) - Siz günü kurtardık zannediyorsunuz, günü kârlı kapattık zannediyorsunuz ama sonuç itibarıyla bu ülkenin en temel kurumlarından bir tanesi olan ordumuzun temeline inanın dinamit koyuyorsunuz, zarar veriyorsunuz. Bu da doğru bir uygulama değildir çünkü bu ülkede askeriye yıllardır var, siz geldiniz, bugün varsınız, yarın yoksunuz ama bu ordu yıllarca olacaktır.
Teşekkür ediyorum.