KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçen hafta bu maddede kalmıştık hatırlarsanız. Sayın Başkan, ben sizin hassasiyetinize de teşekkür ederim, orada tekrar devam etmek üzere durdurdunuz. Ben şöyle zannetmiştim açıkçası, hatta dün bile bekledim, acaba bir taslak gelir mi, bu madde içinde bir değişiklik yapılır mı diye beklemiştim.

Şimdi, geçen hafta da söylemiştik ama tekrar etmekte fayda var. Hazırladığınız kanun teklifinin bu ilgili maddesi madde içinde, kendi içinde çelişiyor. 1219 sayılı Kanun'un 12'nci maddesinde şöyle bir değişiklik yapıyorsunuz: Biliyorsunuz, orada (a), (b) ve (c) bentleri var hekimlerin çalışabileceği yerler statüsünde, (b) ve (c) bentleri Sosyal Güvenlik Kurumuyla anlaşmalı olma ya da olmama durumunu ifade ediyor. Daha önce "her biri kendi içinde kalmak kaydıyla birden fazla" yazan durum "en fazla iki" olarak değiştirildi fakat altta bir ekleme yapıyorsunuz, bir cümle getiriyorsunuz: "Sosyal Güvenlik Kurumuyla anlaşmalı olsun ya da olmasın." deniliyor. Bu "her biri kendi içinde olmak kaydıyla" söylemini otomatikman düşürüyor zaten. Yani burada bir değişiklik yapılması gerekiyor, kafa karışıklığı var çünkü yukarıda başka bir şey söylüyorsunuz, aşağıda başka bir şey söylüyorsunuz; bu, bir. İkincisi, 4/A çalışma şeklini destekliyoruz, güvenceli ve kadrolu çalışma şeklini destekliyoruz fakat burada bazı çalışma koşullarını netleştirmeniz gerekiyor; güvenceli çalışmak için, kayıt dışı çalışmaların önüne geçebilmek için bazı konuları netleştirmeniz gerekiyor. "Biz yaptık, oldu."yla olmuyor maalesef. Burada denetimler nasıl sağlanacak, koşullar nasıl hazırlanacak? Hekimin özlük hakları ve sağlık kurumunun sürdürülebilir olması açısından ne tür yenilikler getirilecek? Bunun da mutlaka netleştirilmesi gerekiyor. Arkadaşlarımız söyledi, 5510 sayılı Kanun ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda serbest meslek makbuzuyla çalışmayı devam ettiriyor. Bir yerde 4/A, bir yerde serbest meslek makbuzu çalışma şekli nasıl yürüyecek? Kanunlar birbiriyle çelişmeyecek mi? Kafalar karışmayacak mı?

Bir şeyi daha dile getirmiştim. Özel sağlık işletmelerinde, biliyorsunuz, kadro kısıtlaması var zaten uzun zamandan beri çalışan ama bunun ortaya çıkış şekli bir planlama modeliyleydi, kamu tarafında kaçışlar olmasın diye de düşünülmüştü fakat bugün geldiğimiz noktada hizmetin sürdürülemez hâle geldiği, âdeta eziyet çektirildiği bir düzene dönüşmüş vaziyette. Bu konuyla ilgili yapmayı düşündüğünüz şeyler nelerdir? Mesela, 60 yaş üstünde kadroyu açıyorsunuz, iki yıl yurt dışında çalışıp gelene açıyorsunuz; bu yaptığınız şeyle bu tür değişiklikler ne olacak, onun masaya yatırılması gerekiyor. İki yıl kullanılmayan kadroyu elinden alıyorsunuz yani bunlar hep böyle bir ceza düzeni üzerine kurulu şey. Böyle bir korku iklimiyle yaratılan... Sağlık sistemi böyle yürümez çünkü biraz hizmet odaklıdır. Mesela, organ nakli yapan özel sağlık kurumlarında ekstra kadro ihtiyaçları oluyor ama o taleplere hiç cevap verilmiyor. Sağlık Bakanlığı asla başvurulara kadro vererek dönmüyor yani bunu çok net biliyoruz. Hizmet odaklı bir yaklaşım yok. Bunların da mutlaka netliğe kavuşturulması gerekiyor. Bu hâliyle çıktığı zaman gerçekten bir kaos iklimi yaratacak, kayıt dışılığı körükleyecek ve gerçekten istemediğimiz durumlarla karşı karşıya kalacağız. Bunun netleşmesi gerekiyor efendim.

Sağ olun.