KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli katılımcılar; bu dönem yaptığımız her yasa çalışmasıyla ilgili olarak başında bir usul tartışmasının gündeme gelmiş olması hem bizim Meclis olarak yasama kalitemizi sorgulatan hem verilen sözleri tekrar tekrar burada dile getirip sözleri veren kişileri sorgulatan bir konuma taşımış oluyor. Yasamanın içerisinde torba yasa olarak yapılacak olan süreçle ilgili uygulamalar, başta bugün Hükûmetimizin başını temsil eden Başbakan tarafından "Bir daha olmayacak." şeklinde bir söylemle kamuoyunda dile getirildi ama ne hikmettir ki bütün yasalar torba yasa. Teklifleri, tasarıları birleştirerek, çorbaya çevirerek ve mevzuatın içerisinde birbirine karmaşık bir süreç işleterek yasa yapma tercihini ortaya koyuyoruz. Bu, gerçekten, defalarca tekrarlanıp, defalarca dile getirilip bizim söylemekten ama siz de bunu dinleyerek... Sayın bakanlar, her görüşmede birçok bakanımız cevaben "Evet, biz de bunu uygun görmüyoruz." diyerek, torba yasa mantığının, yasama yapma şeklinin sağlıklı bir yasama açısından uygun olmadığında hemfikir olduğunu söyleyip aradan bir ay geçmeden, yirmi gün geçmeden "Hadi buyurun, size bir tane daha torba sunuyoruz." diyerek karşımıza getirip ve burada birbiriyle alakası olmayan kanun maddelerini bir araya getirip yasa yapma tercihi ortaya konuluyor. Bu, gerçekten yanlış. Bu, 26'ncı Dönem... Ki geçtiğimiz dönemlerde de başta Meclis Başkanı olmak üzere, bunun bir garabet olduğunun dile getirildiği dönemler geçirdik biz. Bunlar söylenmesine rağmen, biz birbirimizin veya toplumun aklıyla alay mı ediyoruz? Ya da yasa yapmayı böyle basit görüyor ve ciddiyet içerisinde gerçekleştirilecek bir faaliyet olarak görmüyor muyuz? Ve neden her seferinde "Evet, artık olmayacak." deyip deyip karşımıza torba yasalarla gelen bir süreç konuluyor?

Şimdi, Sayın Başkan, bir Meclis İçtüzüğü'müz var. Siz sürekli olarak her konuyu... Sizin şahsınıza siz demiyorum. Dile getirilen söylem, yasa yapma açısından İç Tüzük'ü sorgulayan, İç Tüzük'le ilgili çalışmayı sorgulayan bir söylemle karşımıza çıkıyor. Ama bugün nasıl Türkiye'nin bir Anayasa'sı varsa Meclisin de bir İç Tüzük'ü var ve İç Tüzük'ünün ortaya koymuş olduğu çalışma sistemi var. Bunun içinde diyor ki Sayın Başkan İç Tüzük'ün 34'üncü maddesi: "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklifi, başka bir komisyonun ihtisası dahilinde görürse, gerekçeli olarak tasarı veya teklifin o komisyona havale edilmesini isteyebilir." Çok güzel. Ve burada çok açıkça da "başka bir komisyonun ihtisası dahilinde görürse" diyor.

Şimdi, yaptığımız yasanın içerisine baktığımız zaman, bu yasanın içerisinde gerçekten hem Kültür ve Turizm Bakanlığının bağlı olduğu komisyonunun ihtisası içinde hem baktığımızda sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerde hem "Kanal İstanbul" dediğiniz ama adını "su yolu" diye sakladığınız, çevre ve şehircilikle ilgili komisyonun ilgilendiği bir ihtisas bilgisine ihtiyaç var.

Yine, "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için, bir başka komisyonun düşüncesini öğrenmeyi gerekli görürse, tasarı veya teklifin o komisyonda görüşüldükten sonra iadesini isteyebilir."

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hükûmet sıraları dinleyebilir mi konuşmayı lütfen?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yani Sayın Başkan, burada 34'üncü madde, size, sağlıklı bir yasama faaliyetini burada yönetirken, diğer taraftan, diğer ihtisas komisyonlarıyla gösterilecek iş birliğinin de sağlayıcısı yetkisini ve görevini veriyor. Onun için, burada öncelikle bu yetkinizi de kullanarak bizim bu çalışmalarımızı daha doğru ve daha teknik açıdan da baktığımızda temelleri sağlam bir noktaya taşımanızda gereklilik olduğu düşüncesindeyim.

Diğer taraftan, Anayasa'ya uygunluk incelemesi var. Şimdi, önümüzde toplamı 26 madde olan bir tasarı var ve maddelerin hepsi birbirinden farklı. Ben anayasa hukukçusu değilim ama bir parlamenter olarak ve Anayasa'ya da en azından belli şekilde hâkimiyetimi düşündüğümde belli maddelerin anayasal olarak da burada sorunlar içerdiğini düşünebiliyorum. Peki, bunun anayasal uygunluğunun madde madde incelemesi yapıldı mı, yaptırıyor muyuz? Bu konuda da bir çalışmaya ihtiyacımız var.

Diğer taraftan, maalesef, bir çalışma hatamız da "Biz neden torba yasayı tercih ediyoruz?" diye düşündüğünüzde, aslında bunlar parça parça kendi ihtisas komisyonlarında 3 madde, 5 madde görüşülerek gelse Genel Kurula indiği zaman normal bir yasa olarak görüşülecek. Ama istenmeyen şey açıkçası şu: İstenmeyen, Genel Kurulda bu yasaların temel yasa olarak görüşülmeyerek, doğrudan yasama olarak içeriğindeki normal süreçte görüşülmesinin sağlanması. Yani bu ne? Hadi bu yasayı alalım, bölümlere ayıralım; geneli üzerinde, bölümler üzerinde konuşulsun, ondan sonra da her maddeyle ilgili bir önerge versin partiler ve o önerge üzerinde beş dakika konuşulsun. Yani sadece komisyonda yalapşap geçtikten sonra Genel Kurulda da konuşulmasın, Genel Kurulda da konuşulurken kamuoyuyla yeterince paylaşılıp değerlendirmesi yapılmasın ve temel yasa olarak geçsin mantığıyla gerçekleştirilen bu torbalarla bir yasama süreci idare ediyoruz.

Ama temel yasa... Yine İç Tüzük'ümüzde der ki: "Bir hukuk dalını sistematik olarak bütünüyle veya kapsamlı olarak değiştirecek biçimde genel ilkeleri içermesi; kişisel veya toplumsal yaşamın büyük bir bölümünü ilgilendirmesi; kendi alanındaki özel kanunların dayandığı temel kavramları göstermesi, özel kanunlar arasında uygulamada ahenk sağlaması, düzenlediği alan yönünden bütünlüğünün ve maddeler arasındaki bağlantıların korunması zorunluluğu..."

Yani şu 26 maddeye bakın Sayın Bakanım, bu 26 maddenin içinde hangi ahenk var, hangi bütünlük var? Baktığınızda tasarının ismi çok güzel geliyor: "65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve..." Ne kadar güzel, 65, yaşlılarımız bizim başımızın üstünde, onlarla ilgili bir düzenleme yapacağız. Ama bir açıyorsunuz, içinden su yolu; bir açıyorsunuz, içinden İstanbul'la ilgili olarak baktığınızda hayati olarak, olumsuzlukları pek çok bilim insanı tarafından da dile getirilen bir Kanal İstanbul'la ilgili sürecin tanımsal bir kolaylıkla yaratacağı sonuç. Ve yine aynı şekilde, meralarla ilgili bir maddenin içeriğinde olması, diğer taraftan yine çevreyi, daha doğrusu kullanıcı açısından baktığınızda kentsel dönüşüm açısından ortaya konulacak hedeflere göre birtakım kişilerin illegal, kanunsuz bir şekilde ortaya koyduğu bina yapma mülkiyet tercihlerinin ödüllendirilmesi; bu tür düzenlemeler.

O yüzden, birincisi, diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi, bu torbanın artık çorbalıktan çıkarılarak asli, doğru ve hak ettiği şekilde bir yasal çalışma hâline dönüştürülmesi ve aynı şekilde konunun ihtisas olarak sağlayacağı desteğin alınabileceği bir çalışma sürecinin ortaya konulması. Bu konuda da Sayın Başkanım, yine, İç Tüzük'ün size vermiş olduğu yetkiler dâhilinde bunu kolaylaştıracak ve etkinleştirecek çalışmayı sadece sorarak ve karşılıklı yazışma dışında, yasanın buradan çıkışının bu Komisyon Başkanı, sizin başkanlığınızda olduğu bilinciyle bir yönetim göstereceğinize inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.