KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun teklifinde kayıt dışılıkla mücadele; vergi, muafiyet, istisna ve indirimleriyle ilgili daraltma, dolaysız vergiler lehine bir artış yani dolaylı vergilerin azaltılmasıyla ilgili hedefler gerçekleştirilmek istenmiş fakat detaylara baktığımız zaman öyle olmadığını görüyoruz. Az önce, benden önceki vekiller de bahsetti. Yetkili müesseselerle ilgili yani burada döviz firmalarıyla ilgili kuruluştaki alınan izinler -ortalama 25 milyon, tarifede detaylar var- A, B gurubuna göre veya şubeye göre de farklı lisans bedelleri var, izin bedelleri var fakat şirketlerin hisselerinin devrinde de aynı tutarların ödenmesi sektörde de çok rahatsızlık yaratmış ve mülkiyet hakkı açısından Anayasa'ya da aykırı olarak görünüyor. Yani siz bir döviz firması olarak bir hissenizi devrettiğiniz zaman yine o kuruluşta ödediğiniz izin bedeline yakın bir bedel ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bu uygulama yanlış, az önce ifade edildi yani eşine devir olayında da bunu da netliğe kavuşturabilirsek örneğin, bu bedelin alınıp alınmadığıyla ilgili -yetkililer burada zaten, Bakanlık yetkilileri de burada- o konunun netliğe kavuşturulması... Mirasta zaten miras yoluyla intikal olduğu için veraset ve intikal vergisi istisnası kapsamında kalan üzerindeki kısımlarla ilgili vergiler zaten alınır ama bu konuyla ilgili de bir netlik olması gerekiyor. Şimdi, bakıldığı zaman bu uygulamanın Anayasa'ya da aykırı olduğunu ifade ettik. Şimdi, hisselerin devirlerinde değer artış kazancı diye bir vergilendirme olayı var. Çözüm önerisi olarak bunu buradan ifade etmiş olalım: Burada asgari böyle bir devir tutarını aşağıda sabit tutarak eğer değer belirlemede bir zorluk teşkil ediyorsa "En az şu kadarın altında olamaz." diye bir değer artışı belirleyip bunun vergilendirilmesi ve bu oranın da değer artış kazancı oranlarının biraz daha üstünde tutulmasıyla bu problem aşılabilir gibi görünüyor. Burada o zaman, bu sektöre girmek isteyen kişiler sektördeki bir firmanın hisselerini devralmazlar, yeniden firma kurma yoluna girerler. Zaten bir kişi de yetkili müessese olarak sektöre girdiyse ve bu sektörden çıkmak istiyorsa da ömür boyu çıkamayacak gibi bir şey olacak çünkü o kadar ciddi tutarları, izin bedellerini ve hisse devriyle ilgili bedelleri ödemesi mümkün olmaz; bence bunun burada düzeltilmeye ihtiyacı var. Bütün partilerin sözcüleri burada, Komisyon üyeleri burada. Bu konuda sektörden de ciddi talep var; kanun maddesinde daha ciddi bir şekilde ele alınır, detay bir şekilde alınır, düzenlenmesi gerekir.

Akaryakıtla ilgili -burada 7'nci madde- LPG ve bunların türev ürünlerinin ithaliyle ilgili ÖTV'nin eskiden teminat yoluyla ötelenmesi söz konusuydu; şimdi ithalde alınacak ÖTV ve ÖTV'li tutarın KDV'si tahsil edilecek. Burada, yine, uygulamada anlamlı görünse de indirilecek KDV'si veya devredilecek KDV'si yüksek olan firmalar açısından yine bu verginin indirim yoluyla ötelenmesi söz konusu olabilir; buradaki durumun tetkik edilmesi ve araştırılması önemli. Zaten ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler hakikaten çok büyük sıkıntı. Şimdi, vergi gelirlerine baktığımız zaman, birazdan ileriki maddede, burada konusu geçen binek otomobillerin ÖTV oranlarının da artırılması -yüzde 80, 150, 220- işte, arazi taşıtlarında, kamyonet olarak geçen yüzde 4'ten 50'ye çıkması; 14 milyar ekstra gelir beklenen konularla alakalı ÖTV tutarları da çok ciddi oranlarda artıyor. Yani, şimdi, mayıs sonu itibarıyla 4 trilyon 6 milyar bir vergi geliri var; bunun 679 milyarı ÖTV. Yani yaklaşık, oran olarak baktığınız zaman yüzde 16,94 yani 17'lik bir oran. KDV olarak baktığımız zaman da 1 trilyon 201 milyarı KDV; ikisinin toplamı yüzde 46 yapıyor. Biz dolaylı vergileri nasıl aşağı çekeceğiz? Yani "Dolaylı dolaysız vergileri aşağı çekeceğiz." diyoruz ama bir taraftan da ÖTV'yi ve KDV'yi yüksek tutarlarda tutarak az kazanandan da çok kazanandan da adaletsiz bir vergi sistemi olan dolaylı vergi oranlarını artırmış oluyoruz. Dolayısıyla da vergide adaleti sağlama açısından da bu kanun teklifinde aleyhte bir durum görüyoruz; bunun da mutlaka düzeltilmesi gerekir.

Şimdi, arabayı alıyoruz, arabayı alırken ciddi ÖTV ve KDV ödüyoruz, vergi ödüyoruz. Şimdi, arabayı aldık diyelim; yola çıkacağız, akaryakıtını dolduracağız. Bakıyoruz, akaryakıtın içerisinde de çok ciddi ÖTV ve KDV var. Yani 55 liralık bir litre fiyatının, işte 20,4'ü aşağı yukarı ÖTV ve KDV yani yüzde 37'ye tekabül eden bir kısmı vergi. Bu vergiyi de herkes aynı oranda ödüyor, geliri yüksek olan da düşük olan da aynı oranda ödüyor. Hadi bunu aldık, yola çıktım diyelim; yola çıkıyoruz, bu sefer bakıyoruz, bir de yüksek trafik cezaları var. Şimdi, Adalet Komisyonunda görüşüldü, ben de Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak o Komisyona katıldım; trafik cezalarıyla ilgili ceza tutarlarının artırılması, bazı konularla ilgili. Bütçede hedefler var; işte, 55 milyar hedef konmuş bu yıl için. Geçen yıl 20 milyar konulmuş, 44 milyar tahsilat olmuş, hâlbuki 72 milyar tahakkuk etmiş. 72 milyar tahakkuk/tahsil oranı yüzde 60,9'larda. Şimdi, 2025'in Mayısı itibarıyla 27 milyarlık bir vergi cezası tahsil edilmiş, 27 milyar yani 55 milyar hedef var, 27 milyarı tahsil edilmiş. Yine, tahsilat/tahakkuk oranında düşme var çünkü insanlar artık cezayı da ödeyemez duruma gelmiş, 60'lardan 39'lara düşmüş. Bir taraftan bütçe hedefi olarak koyuyorsunuz, bütçe açığının finansmanında bunu kullanma gayreti içerisindesiniz. Bu şekil giderse 66 milyar civarında bir zaten trafik cezası tahsilatı olacak, bir de Adalet Komisyonundaki o artırılan tutarlar Genel Kurula gelip kanunlaştığında 150-180 milyarları bulacak tutarlardan bahsediyoruz ki İçişleri Bakanlığının bütçesi 96 milyar, Ticaret Bakanlığının bütçesi 56 milyar, Dışişleri Bakanlığının bütçesi 39 milyar, Kültür Bakanlığının bütçesi 53 milyar, bir sürü bakanlık bütçesinden fazla trafik cezalarından bahsediyoruz. Şimdi, bu da işte bir dolaylı vergi. Yani nerede vergide adalet, nerede az kazanandan az, çok kazanandan çok ilkesi. Dolaylı vergilerin oranı yüzde 70'lere gelmiş, yüzde 70'leri bulmuş. Bu konunun da mutlaka düzeltilmesi gerekiyor ve vergide adaletin sağlanması açısından, ÖTV ve KDV'yle ilgili tutarların...Trafik cezalarıyla ilgili de inşallah Genel Kurula bu fahiş cezalar gelmez, zaten insanların ödeyebilme kabiliyeti de yok. Yani siz aracı alırken verginizi ödüyorsunuz, yakıtınızı alırken verginizi ödüyorsunuz, bir de yola çıktınız, trafik cezasını ödüyorsunuz. Zaten insanlar vergi yükü altında ezilmiş, hayat pahalılığı altında ezilmiş, geçinme sıkıntıları var, bir de bu vergileri ödemek zorunda kalıyorlar ki bu cezaların da ödenebilme kabiliyeti de hakikaten çok yüksek.

Diğer maddelerde bazı idari para cezaları var, kesilenler; onları da soracağız, kesilen cezanın ne kadarı tahsil edilmiş diye bakacağız. Bu konunun da mutlaka açıklığa kavuşturulması gerekiyor.

Şimdi, tasarruf tedbirleri diye bir şey çıktı, genelgesi çıktı, Hazine ve Maliye Bakanlığı yayınladı ama bütün kamu kurum ve kuruluşları uymuyor maalesef, uymadığı için de gerekli tasarruflar sağlanamadığı için de israf devam ettiği için de maalesef bütçe açığının finansmanında bu tür yöntemlere başvurulmak zorunda kalınıyor. Mayıs sonu itibarıyla 650 milyar bütçe açığı var, 835 milyar faiz gideri var. Faiz gideri yani mayıs sonu itibarıyla 2024'ün Mayısına göre yüzde 75 artmış, faiz giderleri de aşağı çekilemiyor ama ekonomik sıkıntıların çözümü dolaylı vergilerle aşılmaya çalışılıyor. Bu uygulamadan vazgeçilmesi lazım.

Ben bakanlıklara bazı soru önergeleri veriyorum, gelen cevapları sizinle de paylaşayım. İşte, "Kamu binalarıyla ilgili, taşıtlarla ilgili kira giderleri, alımlar nedir?" diye soruyoruz. Ticaret Bakanlığına bir soru sormuştum. Şimdi, mesela EXİMBANK'la ilgili genel müdürlük binası taşınırken finans merkezindeki Ümraniye'deki binaya on sekiz ayda 75,3 milyon TL kira ödenmiş. Geçen yıl 3,6 milyonmuş, 2024 yılında aylık kira, bu yıl, 2025 yılında 5,3 milyona çıkmış, altı ayda 31 milyon kira ödeniyor. Ya, bunlar çok ciddi tutarlar. Aynı şeyi Millî Eğitim Bakanlığına sordum "2024'le kıyaslayın, hani, tasarruf tedbirleri çıktı; alımlarla ilgili, kira giderleriyle ilgili, bina hizmet alımlarıyla ilgili ne kadar bir harcama, kamu harcaması yapılmış?" diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen tamamlayalım.

CEVDET AKAY (Karabük) - 271 milyar birkaç ilde ve ilçede harcama yapılmış, kiralama ve alımla ilgili harcamalar yapılmış. Bunlar çok ciddi tutarlar. Yine, Ticaret Bakanlığı burada; bazı kanunlara maalesef hiç kimse uymuyor. Şimdi, eski Bakan Yardımcısı görevinden ayrılıyor. 2531 sayılı Kanun'da kamu görevlerinden ayrılanların yapamayacakları işlerle ilgili veya süreyle ilgili bir kısıtlama var. Kendi alanıyla ilgili ayrıldığı zaman üç yıl aynı alanda görev yapamaması lazım fakat bu kişi yani Dünya Katılım Bankasında Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor ve ayrılıyor, özel sektörde kredi ilişkisinde olduğu veya desteklediği sektörle ilgili 7 tane özel firmada yönetim kurulu üyeliği yapıyor. Şimdi, bu tür bir sürü israf var, kanuna uymayan durumlar var, bunların da ortadan kaldırılması gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Akay, bir dakika daha veriyorum.

CEVDET AKAY (Karabük) - Muafiyet, istisna ve indirimlerin verimli alanlarda kullanılması gerekir ama bir taraftan da kaynaklarla ilgili tasarrufun sağlanması, herkesin tasarruf tedbirlerine uyması ve israftan kaçınması elzem ama maalesef bunu görmüyoruz. Maddeler üzerinde daha detaya gireceğim.

Teşekkür ederim Başkanım.