Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
Konu | : | Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun 28'inci Yasama Döneminin ikinci devresinde izleyeceği yol haritasının değerlendirilmesine ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .06.2025 |
ELİF ESEN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Değerli Başkanım, öncelikle, size ve bu Komisyonun yönetimindeki arkadaşlarımıza, aynı zamanda uzmanlarımıza ben geçtiğimiz dönem için çok teşekkür ediyorum. Hem kapsayıcı hem de katılımcı bir yönetim profili izlediniz ve bu da Mecliste bazen seslerin yükseldiği komisyonlardan biri olmamızın önüne geçti. Dostane ve örnek bir komisyon dönemi yaşadığımızı düşünüyorum ben bu geçtiğimiz iki yılda. Önümüzdeki iki yılın da benzer şekilde olacağından neredeyse eminim diyebilirim, ümidim öyle. Öncelikle, teşekkür ediyorum ve tekrar hayırlı olsun diyorum.
Birlikte yaptığımız işlerin bir kısmında biz vardık, bir kısmında yoktuk, hatta ben bir kısmında gönüllü olarak bu Komisyonun üyesiydim ama devam ediyordum ama o sebeple bazı gezilerde çalışmalarda bulunamadım ama ne kadar nitelikli ve dolu dolu işler olduğunu biliyorum.
Bunun yanı sıra erkek üyelerin varlığını çok önemsiyorum ve çok teşekkür ediyorum bu hassasiyetlerine çünkü kadın konusu sadece kadınların konuşacağı konu olmamalı. Eğer bir sorun varsa veya ihtiyaç varsa kadın erkek aynı masada birlikte çözüm geliştirebilmeliyiz çünkü onların da evlatları, anneleri, kardeşleri tarafında erkek bakış açısıyla bu Komisyonuna katacakları değerler önemli. Onlara da hayırlı olsun diyorum.
Şimdi, ben öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Arkadaşlarım, değerli vekillerim zaten aslında çok güzel ihtiyaçları dile getirdiler. Toplumumuzda öncelikle kız çocuklarından başlamak üzere nitelikli bir şekilde gençlik yıllarına erişimleri ve kadın olarak hayatlarına devam edebilmeleri için güvenli ve nitelikli bir hayat için çok eş güdümlü belki de bir seferberlik hâline ihtiyaç var çünkü yaşadığımız şartlar, evet, belki kısmen dünya konjonktürü olabilir ama Türkiye'nin birtakım kendine özgü sorunları da var ve bu sorunlar öncelikle kız çocukları olmak üzere kadınları da çok derin etkiliyor. Bunun için de eğitim hayatından başlamak üzere kız çocuklarının güçlendirilmesi, doğru bir şekilde hayata hazırlanmaları, evet, yani çalışmak isteyen kız çocuğunun çalışma hayatına doğru bir şekilde yönlendirilmesi ya da "Ben çalışmak istemiyorum, ev kadını olmak istiyorum." da diyebilir -bu tercih kız çocuklarımızın olmalı diye düşünüyorum- o zaman da yine nitelikli anneler, nitelikli eşler olarak topluma katkı sağlayan, sivil toplumda görev alan kadınlar olarak var olabilmeleri daha eğitim hayatından başlayarak senkronize strateji ve politikalara ihtiyaç var. Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı; bunlar aslında eş güdüm hâlinde çalışması gereken, kız çocuklarını, çocukları, kadınları koruyacak, güvende tutacak ve aynı zamanda da geleceğe güvenle taşıması beklenen bakanlıklar. Hep öneriyoruz, yine öneriyorum: Bu bakanlıkların, özellikle mahalle boyutunda kadına, kız çocuğuna ulaşan bu bakanlıkların mahallede muhtar ve kolluk güçleri İçişleri Bakanlığı, mahalledeki okul Millî Eğitim bakanlığı, mahallenin sağlık ocağı aileyle doğrudan iletişimde olan Sağlık Bakanlığı ve yine beraberinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının içindeki sosyal hizmete dayalı politikaya evrilmiş sosyal yardım ve destekler -sadece sosyal yardım değil, destekler de çok önemli- öncelikle ailenin, toplumun yapı taşı olan ailenin içinde kadının ve kız çocuklarının güçlü kalmasını sağlar. Senkronize ve dijital bir iş birliği gerekiyor. Bugün bu çok mümkün teknolojik yapıyla. Eğer bir kadın bir darp gördüyse ya da bir çocuk ihmale, istismara uğradıysa bunu tespit eden mahallenin doktoru, bunu tespit eden mahallenin öğretmeni, bunu tespit eden mahallenin muhtarı, kolluk gücü, bunu tespit eden mahallenin aile ve sosyal hizmetlerden sorumlu sosyal hizmet uzmanının kolay, basit raporlarla ve dijital yolla girebileceği bir dijital sistemi bizim artık geliştirmemiz gerekiyor. Bence hani seferberlik hâli dediğimizde en önemli şey bu ve ben KEFEK olarak bunu bir politika, bir strateji belgesi olarak ilgili bakanlıklara hep birlikte, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin iş birliği ve güç birliğiyle bu dönemde verebiliriz diye düşünüyorum, ümit ediyorum.
Yine -buna benzer bir çıktı- aslında çok yakın zamanda Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Araştırma Komisyonu neticelendi ve bir komisyon raporu var. Bizim ilk ve ivedi işimiz o komisyon raporunun çıktılarını oturup incelemek, oradan çıkarabileceğimiz sonuçları politika notu, strateji belgesi olarak önümüze bir koymak ve yapabiliyorsak yine burada da KEFEK iş birliğiyle bunu kanunlaştırabilecek ya da ilgili bakanlıklarda genelge ve yönergelere girebilecek hâle getirmek. Artık, ikinci dönemimizde biraz daha elle tutulur sonuçlarımız olması gerekiyor diye yine düşünüyorum ama yani bu rapor çok önemli bir rapor, buna bir bakmalıyız.
Önümüze onuncu yargı paketi gelecek. Onuncu yargı paketinde de benim şahsım adına önerilerim var ama belki oturup bunu da konuşmalıyız ve buradaki katılımcı milletvekillerimizin önerileri olabilir. Onuncu yargı paketine de paket geldikten sonra bile içine dercedilebilecek maddeler olabilir. KEFEK olarak yine bir öneri metnimizin, politika metnimizin olması gerektiğini düşünüyorum bu konuyla ilgili. Benim önerim şu: Cezaevi ziyaretleri yaptığım için cezaevinde çocuklu, 0-6 yaş grubu çocuğu olan anneleri ziyaret ediyorum. Bu kadınların birçoğu uyuşturucu madde konusunda orada yatıyorlar, bu çocuklar da o girdabın içindeler. Bu öyle bir girdap ki yani 26 farklı suç tipine açılım yapıyor. Biz belki bu kadını çıkarıp bahsettiğim sistemle gözetim altında tutarsak o kadını ve o çocuğu o döngüden çıkarmamız mümkün olabilir. İçişleri Bakanlığımıza ve AK PARTİ Grubu grup yöneticilerine elektronik kelepçenin kategorize edilerek 0-6 yaş grubu çocuklu kadınlara uygulanması yönünde bir önerim oldu. Belki diğer önerilerle birleştirilip bu önerinin de arkasında durabiliriz çünkü GAMER ziyaretimizde İçişleri Bakanımıza sormuştum; boşta elektronik kelepçeler var, artı, alınması da büyük bir güç değil, alınabilir. Bunu anneleri dışarıda tutarak, dediğim gibi, suç, yaş vesaire kategorizesiyle mümkün kılabiliriz diyorum.
Son olarak, illerde yaptığımız bu çalışmaları çok önemli buluyorum çünkü hem bizim o bölgeye gittiğimizde o ilin bürokratlarına, o ildeki yöneticilere bir farkındalık çalışması bu, hem de bizim açımızdan bir farkındalık çalışması ve kapasite gelişimi çünkü Türkiye büyük bir coğrafya ve farklı illerinde farklı sorun ve ihtiyaçlar var, onlara orada vâkıf olabiliyoruz. Belki model değişebilir, modeli biraz daha oturup daha yalınlaştırmalıyız ve modelin içine belki bir panel koyabilmeliyiz yani orada interaktif bir sohbet de olabilir ama panelde o bölgenin rol model kadınlarını o bölgenin gençleri, çocukları tanımalı, dinlemeli; o rol model kadınları öne çıkarmalıyız diye düşünüyorum. Yöneticileriyle de o modeli geliştirmeliyiz yani birkaç endişem var o konuyla ilgili.
Son ziyaretimizde İzmir'de kooperatif konusu ortaya daha çok çıkmıştı. Kooperatiflerin kadının güçlenmesinde önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Yerelde kadının güçlenmesi, maddi imkânlarının daha gelişmesi kooperatiflerle mümkün. Yine, bu önümüzdeki dönemde bir kooperatif zirvesi önermiştim. Kooperatifçilikle ilgili ayrı ayrı bölgelerden gelen kooperatif temsilcileriyle ve bu konunun uzmanlarıyla, hukukçularıyla bu zirveyi yapabilir ve buradan da bir sonuç raporu çıkarabilir ve ilgili bakanlıklara bu raporu, politika metni önerimizi iletebiliriz.
Ve son olarak, eğer kadınlarda bu kadar işsizlik varsa ve bu kadar düşük ücretle çalışma gibi bir sorunumuz varsa, gerçekten kredi kartlarının ödenememesi vesaire... Ödenemeyince ne oluyor? Bazı kadınlar intihara meylediyor, bilmediğimiz bazı kadınlar fuhşa sürükleniyor, bazıları farklı suçlara meylediyorlar, çocuklarından kopuyorlar; aslında toplumsal bir sürü sorunu ve acıyı beraberinde getiriyor. Bizim kadını nitelikli bir şekilde güçlendirmemiz bu anlamda önemli. Eğitimde tutundurmamız, sonra da mesleklendirmemiz, özellikle riskli bölgelerdeki kadın ve kız çocuklarına bunun uygulanması önemli. Ben bazı mesleklerin, meslek liselerinin de kapsadığı bazı mesleklerin itibar kaybının giderilmesine yönelik KEFEK'in bir çalışma yapmasını da yine öneriyorum, itibarlı hâle getirilmesi... Buna örnek olarak da şunu veriyorum: İstanbul'da Mutfak Sanatları Akademisi var, yirmi iki, yirmi üç yıldır hizmet veriyorlar. Aşçılık mesleğini itibarlı hâle getirip, spesifik alanlarda yat aşçılığına, tekne aşçılığına kadar bunu vardırıp artık yurt dışından -yurt içini bırakın, yurt dışından- işe alım listeleri olan bir kurum. Belki o kurumun temsilcilerini misafir edebiliriz; aşçılık mesleğini nasıl itibarlı hâle getirmişler; bunu bakım elemanlarına, eve temizliğe giden elemanlara... Çünkü bakım kadının üzerinde çok ağır bir yük. Ben W20'nin de içinde bulundum. Kadının iş ve aile dengesi orada çıkan en önemli sonuçlardan biriydi. Biz hâlâ bu döngünün içindeyiz; kadının iş ve aile dengesi. İşte kadının iş ve aile dengesini dengeleyebilmemiz için bakım sektörünü geliştirmeliyiz ve bunun devlet eliyle gelişmesi, kadınların mahalle bazlı bakım sistemine... Sadece kadınların değil, ebeveynlerin yani yine kadınların diyoruz, yükü kadının üzerine atıyoruz, "Kadın götürecek çocuğunu bakım merkezine..." Hayır, baba da bırakabilmeli. Organize sanayi merkezlerinin içinde bakım verecek ünitelerin olması, nitelikli, güvenilir, erişilebilir ve uygun maliyetli bakım konusunun bizim gündemimizde olması gerektiğini öneriyorum. Epey bir öneri oldu.
Teşekkür ediyorum, sağ olun.
Tekrar hayırlı olsun.