| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Bayburt Milletvekili Orhan Ateş ve İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut ile 110 Milletvekilinin Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin (2/3174) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .06.2025 |
SELMA ALİYE KAVAF (Manisa) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz, Değerli Bakan Yardımcımız, Komisyona gelen sivil toplum kuruluşlarının çok değerli temsilcileri, değerli katılımcılar; ben de hepinize hoş geldiniz diyorum, saygıyla selamlıyorum.
Evet, kapsamlı sayılabilecek bir kanun teklifi hazırlanmış, maddelerine geçince onun üzerinde ayrıca görüşlerimizi, maddelerle ilgili katıldığımız noktaları veya çekincelerimizi dile getireceğiz.
Şimdi, Sayın Bakan Yardımcımız da dedi, sağlık hizmetlerine erişim noktasında yapılanları anlattı. Bu arada, tabii ki sağlık hizmetlerinin daha kolay, daha çok erişilebilir olması ve daha kaliteli hizmet sunulması için -Başkanımız da şimdi söyledi- personel hizmeti veren insan potansiyelinin iyi yönetilmesi gerekir; insan kaynağının önce yetiştirilmesi, sonra da iyi yönetilmesi gerekir. Ülkemizde çok ciddi bir hekim sıkıntısı var, bu bilinen bir şey, sayılarla da tespit edilmiş bir şey. Hekimlerimizin hâlâ sayıca -işte muhtelif rakamlar veriliyor- büyükçe bir kısmı yurt dışına gitmek için başvurularda bulunmuş, sıra bekliyorlar, o ayrı bir tartışma konusu ancak illaki yeni hekimlerin yetiştirilmesi gerekir. Bu amaçla sanırım Türkiye'nin birçok muhtelif illerinde tıp fakültesi açıldı ama maalesef, açılan binalar fiziki yeterlilikten uzak, hekim adayı bir öğrencinin yetiştirilmesi için gerekli donanıma sahip değil, ayrıca birçoğunda da hoca yok. Diğer taraftan, bir 67 yaş sınırı var emeklilik açısından; 67 yaşını dolduran öğretim üyeleri emekli ediliyor ve ancak o üniversiteye bağlı taşrada açılan başka fakültelerde çalışmak kaydıyla kendilerine tekrar çalışma izni verilebiliyor. Hâlbuki bu insanlara kendi bulundukları şehirde ya da ayrıldıkları üniversitede de çok ciddi ihtiyaç var. Burada da kendilerine, fiziki yeterlilikleri müsaade ettiği sürece çalışma izni verilmesi son derece yerinde olacaktır çünkü tecrübe, bilgi, birikim, donanım kolay kazanılan şeyler değil. O yaşa kadar hem hekim olarak pratikte edindiği tecrübe hem hoca olarak uluslararası alanda ve Türkiye'de yapmış olduğu akademik çalışmanın getirdiği çok ciddi bir birikim var. Bence bu birikimin heba edilmemesi gerekir.
Bir diğer konu, maalesef randevu sistemi işlemediği için tıkanmış durumda ve acil servisler polikliniğe dönmüş durumda. Bazen acil serviste bekleme süreleri dört saat ya da daha uzun olabiliyor. Bu da hasta yakını ile doktorları karşı karşıya getiriyor ve hekimlerimize yönelik şiddete zemin hazırlar bir hâle geliyor. Bu açıdan sistemin yeniden revize edilmesi, daha sağlıklı işler hâle getirilmesi gerekiyor.
Yine, birinci basamak dediğimiz aile hekimliği sistemi hastanelerimizin yükünü azaltmak açısından düşünülerek sisteme konmuş bir uygulama ama o da tıkanmış durumda, aile hekimlerinin çok ciddi sıkıntıları var. Bunlar bize geliyor, size de geliyor.
Sayın Başkanım, bir de son olarak, tabii ki sağlık en temel hizmet, devletin en temel görevi. Zaten eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte vatandaşın hayat kalitesini yükseltmek için vergi alınıyor.
Dediniz ki: "Sağlığın metalaştırılmaması gerekir." Bunu 25'inci madde geldiğinde göreceğiz, lisans ve ruhsatların satılması gündeme gelecek. Bunu da hatırlatmak istedim.
Teşekkür ediyorum.