KOMİSYON KONUŞMASI

AYTEN KORDU (Tunceli) - Coğrafyamız zor bir coğrafya ama işte, yaklaşımlarla, daha da yanlış politikalarla daha da zor bir coğrafya hâline getiriliyor diye devam edeyim.

Şimdi, 8'inci maddede, özellikle yaşadığım coğrafyayı ve vekili olduğum ili de özel ilgilendiren bazı ibareler var.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Siz hangi ilden vekilsiniz?

AYTEN KORDU (Tunceli) - Dersim.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Dersim, Tunceli mi yani?

AYTEN KORDU (Tunceli) - Evet, harita üzerinde Tunceli ama biz hâlâ kadim eski ismini kullanıyoruz "Dersim" diye.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Evet, Tunceli milletvekilisiniz.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Bu konuda da her sene bir başvuru yapıyoruz, isminin iade edilmesi konusunda ama bu konuda hâlâ Mecliste adım atılmadı, umarım bu konuda da adımlar atılır.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Onun kararını Meclis vermiyor bildiğim kadarıyla.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Dersim halkının talebidir; Dersim hâlâ "Dersim" diyor, neyse yani...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Onun kararını Meclis vermiyor, bildiğim kadarıyla idari bir karar.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Şimdi onun, istiyor mu, istemiyor mu polemiğine, tartışmasına girmeyelim.

Şimdi, 8'nci maddede şöyle bir sorun var: Yani maden arama meselesinin daha da fazla faaliyetlerini etkinleştiren bir madde aslında 8'inci madde yani ona teşvik ediyor hatta iki yıl üst üste programın yüzde 50'den azının gerçekleştirilmesi hâlinde ruhsat iptali öngörüyor, işlevlerin rezerv bulunamaması hâlinde de yine ihale bedelinin iadesine imkân tanınacağını öngörüyor. Tabii, bu maddeler konuşulurken çok çok konuşuldu, çokça arama başvurusu var, çok yoğun bir şekilde her tarafta bir arama başvurusu var, bu, bunu biraz daha etkin kılıyor ama bunun çok da büyük zararları var hem bitki örtüsüne hem doğaya. Bazı örnekler vereceğim, kendi bulunduğum coğrafyada da var. Geliyorlar, arama adına sondajlama yapıyorlar, sondajlama çalışması yürütüyorlar, bir şey bulamıyorlar ve sondajları bile kapatmadan gidiyorlar. Dolayısıyla o sondajlamalar, oradaki su yataklarının yerlerini değiştiriyor, birçok köylü daha sonra suyunun neden kesildiğini anlamıyor, şimdiye kadar akan suyun neden köyüne gelmediğini anlamıyor, köylere, yataklar yer değiştirdiği için sular, az su gidiyor ve köylüler arasında karşılıklı sosyal çatışma başlıyor. Dolayısıyla bunlar ilk elden kesin bildiğimiz ve toprakta arama sırasında tahribat yaratan durumlar.

Diğer bir konu, ben, Dersim'de, Rehak coğrafyasının, Kızılbaş coğrafyasının Alevi bir kadınıyım ve Alevi bir vekiliyim, o coğrafya gerçekten inanç konusunda çok kadim bir coğrafya. Açıklamamızda çokça şunu söylüyoruz: Ekoloji, sadece börtü böcek değildir; ekoloji, sadece gördüğünüz ağaç değildir. Ekoloji, üzerinde kültürel olarak kendimizi inşa ettiğimiz yaşam biçimidir, bu aslında her yerde öyledir. Yani Karadeniz'de de öyledir, diğer yerlerde de öyledir. O toprak üzerinde "ekolojik yaşam" dediğimiz şey bizim kültürel yaşam biçimimizdir aynı zamanda. Biz, ekolojiyi insanla ele aldığımız için böyle tanımlamayı açma gereği duyuyorum ama onun dışında, bir de coğrafyamızda, kendi yaşadığım ilde de kendi inancımda da su, toprak, dağ, taş, her şey canlıdır ve her şeyin, her köyün bir ziyareti vardır; bu ziyaretler ya sudur, ya çeşmedir, ya ağaçtır ya dağdır yani yaşama canlı bakar, onu kutsar, ona değer verir ve onun hakkını verir, hakkını gözetir, böyle bir inanca sahibiz. Dolayısıyla arama faaliyeti yerlerinde, çoğu zaman ki çok yakın zamanda Dersim'de yine Sekasur Çevre Platformu iki ziyaret arasında gerçekleştirilen bir kum ocağı maden çalışmasında şu söylendi: O bölgede, 1938'de, 24 insan katledildi. İnsanlar orayı ziyaret bildiler, ziyaretleri var ve orası maden kum ocağına verildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYTEN KORDU (Tunceli) - Şu an onun çalışması ve protestoları devam ediyor Sekasur bölgesinde, bunu örnek olarak veriyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Siz onun koordinatlarını verirseniz Bakanlığımız bir baksın. Eğer böyle, insanların değer verdiği bir yerse orayla ilgili tedbiri alır Bakanlığımız. Yani siz bize ulaştırın olur mu?

AYTEN KORDU (Tunceli) - İşte, bu sadece Dersim'de değil, Alevi o bölgelerin çoğunda var yani Maraş'ta var, Adıyaman'da var, Malatya'da var, belli yerlerde ziyaretlerin ve cemevlerinin yakınlarında maden çalışması yürütülüyor, buna ilişkin birçok Alevi platformu açıklama yapıyor, biz de buradan Mecliste ifade etmeye çalışıyoruz. Diyeceğim o ki bu tür arama faaliyetlerinde mutlaka bütünleşik sosyal ve ekolojik etki değerlendirmesinin mutlaka yapılması gerekiyor, mutlaka o tür bölgelerde ekoloji örgütlerinin ve yerel halkın düşüncesinin mutlaka alınması gerekiyor.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Teşekkür ediyoruz.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Çünkü bu tür maden arama ve maden inşası aynı zamanda o bölgede inancımıza saldırı olarak da ele alınıyor, bir kez daha belirtmek isterim.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Teşekkür ediyoruz.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Dolayısıyla aramayı teşvik eden, sosyal yetkiyi gözetmeyen, bu maddenin geri çekilmesini tekrar talep ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ben Munzur'da rafting yaptım, raftingle ilgili bir itirazınız var mı Sayın Vekilim?

AYTEN KORDU (Tunceli) - Bu söylediğimle bir ilgisi yok sanırım.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yok, ona da karşı çıkabilirsiniz. Dünya Rafting Şampiyonası düzenlendi, çok müthiş

AYTEN KORDU (Tunceli) - Ama bakın, bu verdiğiniz örnek... Sayın Başkan, bakın, şimdi, benim hassasiyetle...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yok, onunla ilgili konuşmadım.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Böyle örnek verirseniz...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Onunla ilgili konuşmadım, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim. Onunla ilgili konuşmadım, sadece Tunceli'den bahsettiğimiz için konuştum yani o coğrafyaya gittiğimi ifade etmek için konuştum, 5-6 defa gittim, kendi başıma da gittim, sivil olarak da gittim, o bölgeyi gezdim, gerçekten müthiş bir coğrafya.

AYTEN KORDU (Tunceli) - İşte, maalesef barajlarla, madenlerle talan ediliyor. "Turizm" diyerek de kent iyice yaşanılmaz hâle getiriliyor, o da dengeli değil. Yani şöyle bir durum var: Politikalarda denge yok, denge sorunu var.