KOMİSYON KONUŞMASI

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 5'inci maddesi Maden Kanunu'nun 13'üncü maddesinde değişiklik yaparak rehabilitasyon bedelini ayrı bir ödeme kalemi olarak tanımlamakta ve bu bedelin işletme ruhsat bedeliyle aynı oranda ödenmesini öngörmektedir. Ayrıca, bu bedelin özel bir hesapta tutulacağı ve kullanılmayan kısmının iade edileceği belirtilmektedir. Kâğıt üzerinde bu düzenleme madencilik faaliyetlerinin doğaya verdiği zararları telafi etmek için olumlu gibi görünse de yapısal bir sorunu yalnızca mali bir kalem gibi ele almaktadır. Oysa madencilik faaliyetlerinin sonunda yapılması gereken rehabilitasyon sadece bir bedel meselesi değil, aynı zamanda ciddi bir uygulama ve denetim sorunudur. Bu konuda yıllardır Sayıştayın MAPEG denetim raporlarında çok açık tespitler yer almaktadır. Sayıştay gerek 2021 gerek 2022 gerekse 2023 yılı denetimlerinde ruhsatı hükümsüz kalan veya terk edilen maden sahalarında çevreyle uyum ve rehabilitasyon çalışmalarının gereği gibi icra edilmediğini açıkça belirtmiştir. Aynı sorun yıllar içinde tekrar edilmekte ancak çözüm üretilmemektedir. Önceki uygulamada ruhsat bedelinin yüzde 20'si çevreyle uyum bedeli olarak yatırılıyor, bu tutarın rehabilitasyon çalışmalarına kaynaklık etmesi bekleniyordu. Ancak Sayıştay defalarca bu tutarın yetersiz olduğunu, mevzuatın öngördüğü şekilde nemalandırılmadığını, rehabilitasyon yapılmayan sahaların ise valilikler eliyle restore edilmek zorunda kalındığını, onun da yeterli bütçe ve personel olmadığı için çoğu zaman yapılmadığını tespit etmiştir. Yani mesele yalnızca paranın yatırılması değil, rehabilitasyonun nasıl yapılacağı; kim tarafından, hangi denetim mekanizmalarıyla, hangi süre ve yöntemlerle yapılacağı konusunda hâlâ ciddi bir belirsizlik söz konusudur. Bu düzenlemeyle bu belirsizlik giderilmemiştir. Sayıştay raporları da bu eksikliklerin altını çizmektedir. Özetle şunları önermektedir: Rehabilitasyon sürecine ara dönemli ve bölgesel planlama getirilmesi, projelerin mülkiyet durumuna göre ilgili kurumların sorumluluklarının netleştirilmesi, bedellerin belirlenmesi, gecikme hâlinde yaptırımların açıkça düzenlenmesi, kimlerin proje hazırlayabileceği ve hangi usullerle onaylanacağına dair düzenlemelerin yapılması, veri kayıt sistemi kurulması ve kurumlar arası koordinasyonun artırılması. Bu düzenleme çok geç kalmış bir adımdır. Geçmişte yaşadığımız İliç faciası, Ermenek ve Soma örnekleri bize göstermiştir ki maden sahalarının rehabilitasyonu sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorumluluktur. Madencilik faaliyeti bitmiş, ruhsatı iptal edilmiş alanlarda bile yıllarca hiçbir iyileştirme yapılmamış, çevreye ve yöre halkına ciddi zararlar bırakılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Bugün bu düzenlemeyi yaparken sadece bir kalem daha ekliyoruz diye bakamayız. Bu bedellerin gerçekten rehabilitasyon için kullanılıp kullanılmadığını, süreçlerin şeffaf ve denetlenebilir olup olmadığını, uygulamanın sahada nasıl işlediğini de düşünmek zorundayız. Sayıştay yıllardır söylüyor, biz ise buna hâlâ başlangıç yapıyoruz. Bu gecikmenin hesabını doğa veriyor, köylü veriyor, yaşam alanlarını kaybeden yurttaşlar veriyor. Bu düzenlemenin gerçek anlamda işlemesi için uygulama esaslarının şeffaf biçimde belirlenmesi, kurumlar arası yetki ve sorumlulukların açıkça tanımlanması ve etkin denetim mekanizmalarının kurulması zorunludur.

Burada şu soruları da sormak zorundayız: Bugüne kadar ruhsatı düşmüş, terk edilmiş ve üretimi durdurulmuş kaç maden sahasında rehabilitasyon çalışması yapılmıştır? Bu çalışmalar için bugüne kadar kamu kaynaklarından ne kadar harcama yapılmıştır? Bu harcamaların ne kadarı MAPEG tarafından, ne kadarı valilikler eliyle yapılmıştır? Ve en önemlisi, bu çalışmaların başarı oranı nedir? Yani doğa gerçekten eski hâline dönebilmiş midir? Rehabilitasyonun ne zaman, hangi standartlara göre tamamlandığına kim nasıl karar vermektedir? Denetim mekanizması var mıdır, yoksa nasıl işletilmektedir? Maden sahalarında yapılan sözde rehabilitasyonlar sonrası bu araziler hangi amaçla ve hangi kurumun denetiminde kullanılmaktadır?

Teşekkür ederim.