| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .06.2025 |
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Maddenin önemine binaen bir kısas: Dönem padişahlık dönemi, Sultan Mahmut da tabii, kılık kıyafet değiştirmiş, bir kahveye gitmiş böyle orta yerde. Ya, herkes "Tıkandı baba, bana bir çay ver." falan diyor. Demiş ki: "Sana niye 'tıkandı baba' diyor?" Böyle bir bakmış, "Beyim, çayları dağıtıp gelip söyleyeyim sana." demiş. Çayları dağıtmış gelmiş, oturmuş yanına. Demiş ki: "Anlat bakalım." "Ben bir gece rüya gördüm, benim çeşme böyle oluk oluk akıyordu; biraz azaldı, korktum, bir sopa buldum, karıştırırken kırıldı, daha ince akmaya başladı; biraz daha zorladım, damlamaya başladı; sonra korktum, o damlama da gidecek, uyandım o heyecanla. O günden beri ben ne yaparsam yapayım, rızık gelmiyor; sıkıntı büyük." diyor. "İyi, sen yarın sarayın arka kapısına gel, fırının oraya, ben sana yardımcı olayım." diyor. Bir tepsi baklava yolluyor. "İki ay boyunca sana bir tepsi baklava, evinde çocuklarınla ye." diyor. Gidiyor, alıyor baklavayı ama diyor ki: "Ya, evde ekmek yok, bana baklava veriyor bu." Çıkıyor, "Sıcak baklavam var, sıcak baklavam var, sarayın baklavası." diyor. Bir Yahudi duyuyor, "sarayın" deyince hemen alıyor elinden, "Kaç para?" diyor, "3 akçe ver beyim." diyor, veriyor 3 akçe. Her gün yakalıyor bunu, alıyor elinden 3 akçeye. İki ay sonra padişah diyor ki: "Şunun evine gidelim, bir bakalım." Bir gidiyorlar, evde gene bir şey yok. "Ben sana iki ay boyunca baklava gönderdim, her bir diliminin altında bir altın vardı." diyor. "Ya, ben ne bileyim efendim, bir Yahudi aldı elimden." "Ya, bunun olacağı yok, götürün bunu hazineye." diyor. Hazineye sokuyorlar. "Verin eline bir kürek, bir şansı var. Soksun küreği çil çil altınların içine, ne kadar çekerse hepsini verin gitsin." diyor. O altınları görünce tabii sapıtıyor, küreği ters sokuyor, bir çekiyor, 1 tane altın geliyor, diyorlar ki: "Efendim, sultanım, böyle oldu." "Ya, bu böyle olmayacak. Siz en iyisi bunu Üsküdar tepesine götürün, oradan bir taş bulsun. Söylemeyin. Ne kadar uzağa atarsa orayı ona bağışlayayım." diyor. Bu, tabii, herhâlde, ne kadar ağırsa o kadar altın verecekler diye en büyük taşı kaldırıyor, atamıyor, kafasına düşürüyor, ölüyor tıkandı baba. "Sultanım, böyle oldu, tıkandı baba öldü." diyorlar. O da diyor ki: "Vermeyince mabut, neylesin Sultan Mahmut."
Şimdi, biz de gecenin şerrini bitirdik, sabahın hayrına döndük. Bundan sonra otobanda gidiyoruz, sıkıntı yok devam edebiliriz.
CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Bir gerekçe ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buyurun.
RIDVAN UZ (Çanakkale) - 5'inci madde şundan önemli Sayın Bakanım: Bu rehabilitasyon bedeli yalnızca rehabilitasyon için kullanılacak diye bir madde var. Hakikaten şimdi bu doğru ama burada şu eksik: Bedelin nasıl olacağı, nasıl alınacağı, hangi kriterle kullanılacağı tam anlatılmamış. TEMA Vakfından bir hanımefendi vardı burada, o da güzel izah etti, dedi ki: "15 bin dolara, 20 bin dolara bunlar belirlenmiş ama Kanada'da ya da başka bir yerde bunlar 1 milyon doları bulan sıkıntılı işler." Yani rehabilite edebilmek adına bu paralar lazım. Dolayısıyla, burada bir kriter konulmadığı için de, ne olacağı belli olmadığı için de biz bu noktada bu maddenin geri çekilmesini talep ediyoruz.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Mevcut hâli kalsın mı yani?
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Hayır...
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Mevcutta bir uygulaması var zaten rehabilitasyonun ve bundan çok daha kötü.
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Yani yeni getirilen çekilsin, yeniden düzenlensin.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Peki.
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Çok teşekkür ediyorum efendim. 6'ncı madde daha önemli...