KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Şimdi, bu 2'nci maddede bir kurul tanımı var, bir kurul tanımlanıyor, bizden önceki konuşmacılar da anlattılar; Cumhurbaşkanı yardımcılığı başkanlığında, ayrıca 4 stratejik bakanlığın da ortak olduğu bir kurul. Peki, bu kurul ne iş yapıyor? Bu kurul, stratejik ve kritik madenlerle ilgili izin süreçlerinde nihai karar mercisi hâline gelecek. Şimdi, öncelikle burada kritik ve stratejik madenleri belirlemek lazım, bunların isimlerini yazmak lazım. Çünkü neden yazmak lazım? Eğer kritik ve stratejik madenleri yazmazsak, yarın linyiti kritik ya da stratejik maden olarak belirlerse bu kurul, burada bu kurula verilmiş olan üstün kamu yararı gibi bir şey var, bir yetki var; acele kamulaştırma, üstün kamu yararı, bir sürü şey yapılabilir. Bu üstün kamu yararıyla zeytinlikler tahrip edilebilir, ormanlar kesilebilir, başka bir şey yapılabilir. Bu süper bir yetki aslında baktığınız zaman bu kurula verilen. O yüzden, öncelikle kurulu belirlemeden önce stratejik ve kritik madenler listelenmeli, hangisiyle ilgili ne kadar stoklama yapılacağında zaten -yüzde 10 kadarını- Sayın Cumhurbaşkanı bu ilgili teklifle yetkili. Şimdi, bu düzenlemeyle kamu kurumları arasında ortaya çıkabilecek görüş ayrılıkları, yerel idarenin ve çevre koruma birimlerinin veya ilgili uzman kuruluşların olumsuz görüşleri, bu "kurul" adı verilen merkezî yapının kararıyla aşılabilecek. "Üstün kamu yararı" gibi hukuki sınırları ve çerçevesi belirsiz bir kavrama dayanılarak alınacak bu kararların yerinden yönetim ilkesini zayıflatacağı, demokratik katılım mekanizmalarını işlevsiz bırakacağı, çevresel etki değerlendirmesi gibi süreçleri ise baypas edeceği çok açıktır. Kurulun teşekkül biçimi, karar alma süreçleri, sınırları, itiraz mekanizmaları gibi temel unsurların açıkça belirlenmemiş olması kanuni belirlilik, öngörülebilirlik, hukuk devleti, idarenin yasallığı ve hukuki güvenlik ilkelerine de aykırılık teşkil etmektedir. Çevreyle ilgili stratejik nitelikteki kararların sadece merkezî bir yapı tarafından alınması, yerel yönetimlerin, meslek odalarının, uzmanların ve halkın süreç dışı bırakılması sonucunu doğuracak ve çevresel hakların fiilen ortadan kaldırılmasına yol açacaktır. Bu nedenlerle 2'nci maddenin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.