KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AKIN (İzmir) - Evet, gerçekten on sekiz saattir konuşuyoruz. Gecenin bu saatinde bu tartışmaları ne kadar verimli yapabiliriz -ben de vekilime katılarak söylüyorum- artık bunun tespitinin yapılmasında fayda var.

Öncelikle şunu söyleyeyim, aslında 1'inci maddeyle çok bağımsız değil ama şunu söylemekte fayda var: Bu yasa teklifinde topyekûn, aslına bakarsanız birbirinden bağımsız değil, birbirini besleyen bir durum var. Şu andaki 2'nci maddeyle ilgili -sevgili vekilimiz de söyledi- bu madde aslına bakarsanız Anayasa Mahkemesi bakımından iptal edilmesi gereken bir kanun teklifinin ifadesi gibi gözüküyor. Pratik olarak şöyle bir yetkilendirmeyle karşı karşıya kalıyoruz: Basit bir yürütme yetkisi meselesi değil, aynı zamanda ne yapacağını Cumhurbaşkanı tarif edecek ve ona göre de bunun işlevlerini sağlamaya çalışacak. Böyle bir kurul yok, o zaman Meclisin bir anlamı yok. Ne yapacağını tespit ettiği, çerçevesinin belli olduğu, hangi stratejik kararları ve aynı zamanda hangi kritik madenlerle ilgili ne kadar yetki vereceği meselesi aslında doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı, Bakanlar Kurulunun tespitiyle yapılacak bir iş gibi gözüküyor. Bu, fiilen şu anlama gelir: Biraz önce ÇED meselesinde arkadaşlarımız söylediler, aynı zamanda ÇED'in ne kadar hızlandırılmış bir şekilde yapılması isteniyorsa burada da aslına bakarsanız, Bakanlığın bürokrasisini falan bir kenara bırakarak bayağı 4-5 kişilik heyetle bir an önce bu kararları vermek için kurulmuş bir sistem gözüküyor; bu çok tehlikeli bir şey arkadaşlar, bunu kabul etmek demek aslına bakarsanız önümüzdeki dönemde herkesin bütün yetkileri bu 5 kişiye vermesi anlamına gelir.

Keza, burada ikinci bir konu var bu konuyla ilgili. Şimdi -sevgili Deniz biliyor- biz İliç mahkemesine katıldık Erzincan'da. Bu, rehabilitasyon meselesi o kadar kolay bir mesele değil. İliç mahkemesi sırasında Amerikalı bir danışman keza kendini kurtarmak bakımından şöyle bir itirafta bulundu "Dünyada böyle bir şey yok, ben bunun raporunu Amerika'ya yazdım ama cevap gelmedi." dedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buyurun.

İBRAHİM AKIN (İzmir) - Raporda yazdığı da şu: Dünyada bu kadar yüksek tonda 150 metre sınırını aşmayacak bir liç havuzu oluşturulamazmış. Yani 150 metreyi geçen yokmuş ama İliç'te ne olmuş? 250 metre yükseklikte bir iş yapılmış. Yani şunu demek istiyor: "Burası göz göre göre bu şekilde yapıldı, ben bunu da raporladım ama ben raporlamakla görevliyim, tedbir alması gereken ben değilim." diyor; keza, kendini kurtarmaya çalışıyor. Buradan şuraya varmak istiyorum: Ülkemizde o kadar kontrolsüz, o kadar güvensiz, o kadar sağlıksız bir şekilde yapılıyor ki sadece yetki vermekle değil aynı zamanda denetlemekle ilgili bir sorumluluğumuz var. Bizim yasayı yapmakla ve aynı zamanda denetlemekle görevlendirilmiş milletvekilleri olarak bunun önüne geçme sorumluluğumuz var. O nedenle, bu yasaya bizim olur vermemiz mümkün değil hem anayasaya aykırılık bakımından hem de yetki gasbı bakımından buna itiraz ediyoruz ve yasanın geri çekilmesini talep ediyoruz.