Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .06.2025 |
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Evet, almadan vermek Allah'a mahsustur Sayın Başkanım, sevgili Komisyon üyelerimiz. Şimdi, biz ne veriyoruz, ne alacağız? Aslında bir onu şöyle bir analiz edelim: Biz zeytinlikleri, doğal alanı veriyoruz, birçok imtiyaz veriyoruz ama karşılığında ne alacağız? Yani benim Bakan Bey'e sormak istediğim aslında temel soru buydu. O koordinatları verilen havzadaki kömürün ekonomik değeri yaklaşık kaç milyar dolardır? Sanıyorum, özelleştirildiği dönemde 2,7 milyar dolara özelleştirme yapılmış diye hatırlıyorum ama tabii, sonradan da dört beş senedir de bu kömürler çıkarılıyor. Şu an kalan kömürün ekonomik değeri nedir, onu alabilir miyiz? Çünkü değerlendirme toplantısında bazı rakamlar konuşuldu ama çok da emin olamadık. Onu da hani bugün söyleyeceğinizi özellikle belirtmiştiniz.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Evet, oradaki kömürün ekonomik değeri nedir? Rayiç... Gerçi o kaloride pek de kömür yok.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ben sormuştum.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Siz sormuştunuz yani onun bir cevabını alamamıştık. Şimdi on altı-on yedi saat geçti.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Onlar çalışsınlar, var mı bilgi sizde?
OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Var, var Başkanım, hemen veriyorum.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Evet, buyurun.
OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Başkanım, koordinat alanlarındaki kömür rezervinin muhtemel olarak 200 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Yeniköy ruhsatında 165 milyon ton, Yatağan ruhsatında 35 milyon ton. Bölgedeki kömürün kalori değeri 2.200 kalori olup santraller bu kömüre göre dizayn edilmiştir.
Bilgi notu bu şekilde Başkanım.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam, ekonomik değeri nedir? 200 milyon ton kömür kaç para ediyor?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI MADEN VE PETROL İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ ARSLAN NARİN - Bin lirayla çarpacağız.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Bin TL mi?
200 milyon çarpı bin...
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Neyse, bizimki bakkal hesabı olsun.
ŞAHİN TİN (Denizli) - 200 milyar TL, 5 milyar dolar.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yani yaklaşık 2-2,5 milyar gibi konuşuldu diye hatırlıyorum ama 5 milyar dolar olsun.
Şimdi biz bu kadar çalışmayı, zeytinlerle ilgili bu kadar çalışmayı 5 milyar dolar için yapıyoruz.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI NEVZAT ŞATIROĞLU - Bir de yıllık 700 milyon dolarlık elektrik üretiyor.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - 700 milyon dolarlık... Yani 5,5 milyar dolar dersek oluyor mu bu iş, anlaşıyor muyuz?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI NEVZAT ŞATIROĞLU - Anlaşıyoruz.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Üç aşağı beş yukarı, değil mi.
Şimdi, gerçekten yani benim burada yüreğim parçalandı. Bazı muhtarlarımız memnun, bazıları işte derbeder. Biz o bölgeyi de gördük, kötü. Türkiye gerçekten büyük bir ülke, kaynakları olan bir ülke. Yeri geldiği zaman biriktirdiği rezervleri şak diye böyle 60 milyar dolar harcayabilen bir ülke, iki hafta gibi bir dönemde, üç hafta gibi bir dönemde.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Rezervi denize mi döküyor?
ŞEREF ARPACI (Denizli) - 5-5,5 milyar dolar için gerçekten buna çok gerek olmadığını düşünüyorum Sayın Bakanım. Yani biz bunu kamulaştıralım. 5 milyar iyi para, kötü para demiyorum ama 57 milyar da iyi para, tam iki senede birikti bakın, o para. İki senede emekçinin, asgari ücretlinin, ihracatçının paralarıyla birikti.
ADEM ÇALKIN (Kars) - O para gitmedi, TL'ye çevrildi.
MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - O para gitmedi.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ya, tamam, ben o şekilde yorumluyorum. Türkiye'nin rezervlerini konuşuyoruz ya, kömür de bir rezerv, dolar da bir rezerv, altın da bir rezerv ve bunların ekonomik değerini karşılaştırıyorum arkadaşlar. Rezerv konuşuyorsak senin deponu konuşuyoruz, Merkez Bankasındaki depondaki parayı konuşuyoruz ya da dağındaki, taşındaki değeri konuşuyoruz yani bunu karşılaştırmayı ben yanlış bulmuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ben devam edeyim.
Yani bunu yapabilecek bir ülkeyiz biz aslında. Ha, dışa bağımlı mıyız? Dışa bağımlılığımız artar mı? Artar. Ya, bunda yirmi üç senelik iktidarınızın da bir sorumluluğu var. Bunun hatırına aslında bu kadar insanı çok da üzmeye gerek yok.
Bakın, "5 bin kişi işten çıkacak." diyoruz. 5 bin kişi işten çıkmaz aslında da o santral devam edebilir fakat "O santrallerin ömrü tamamlandı." diye kendi şirketleri söylüyor. On sene sonra, on beş sene sonra, orada kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olduğunda çalışan arkadaşlarımızın, muhtarlarımızın aileleri oradan göçmek zorunda kalacak. Sizler bunları gayet iyi biliyorsunuz.
Şimdi, çok üzüldüğüm bir şeyi söylemek istiyorum. İrfan Bey burada sektörden, Eyup Bey geçen hafta benim önergeme karşılık verdi. Bakın, 5 bin emekçiyi burada ağırladık. Her hafta gelsinler, emekçilerimizi ağırlayalım, hepsi gelebilse keşke. 5 bin emekçi işinden olmasın diye burada tabiri caizse biraz manipülasyon yapıldı, üzüldüm. Niye biliyor musunuz? Şahin ağabey de bilir, Denizli'de geçen sene 20 bin tekstil işçisi işinden oldu, Türkiye'de 300 bin tekstil işçisi işinden oldu iki senede arkadaşlar. Bunların emekleri emek değil miydi? Sanayi Komisyonumuz tekstil sektörü için ne yaptı? Ben önerge verdim. İrfan Bey, iki sene önce siz çıktınız, benim önergeme karşılık verdiniz, konuştunuz, dediniz ki: "Ya, tekstil sektöründe bir sorun var ama o kadar büyütmeye gerek yok." Ben merak ediyorum, iki sene önce kaç kişi çalışıyordu sizde, şimdi kaç kişi çalışıyor? Denizli'de konkordatodan para batırdınız mı Türkiye'de, batırmadınız mı? Sektör mahvoldu.
Eyup Bey, geçen haftaki konuşmanızı hatırlıyorsunuzdur, sanayinin durumu ortada yani işsizlik aslında Türkiye'nin genel bir problemi. Burada emekçi arkadaşlarımıza benim de içim parçalandı, kimsenin işsiz kalmasını istemem ama konumuz bu değil, o santral çalışabilir. Devletimiz -Deniz Başkanım çok güzel ifade etti- bazı santralleri sübvanse ediyor. Yani sübvanse edilerek... Devletimiz büyük devlet, imkânları da var. O işsizliği kademeli olarak yönlendirebilir, o termik santral biraz daha çalışabilir. Bir planlama dâhilinde o köylülerimiz, çiftçilerimiz, çalışanlarımız da işsiz kalmaz aslında, bunu biliyorsunuz.
Şimdi, Hakan Vekilim bir iki konuda değinmişti ben onlara da değinmek istiyorum. "Sanayiciye hani yüklenilmesin, bu savaşın sorumluluğu da sanayiciye olmasın." dedi. Bunun sebebi şuydu: Geçen dönem çok da iyi bir karar vererek konutlar sübvanse edildi yaklaşık yüzde 80 oranında ama sanayi sübvanse edilmedi ve sanayinin kullandığı doğal gaz tam 12 kat arttı. Değil mi ağabey? "Ödediğin doğal gaz yüzde 8 ediliyor." dediler o zaman için.
MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Hâlâ sübvanse ediliyor.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Hâlâ ediliyor, edilsin ama 12 kat arttı mı doğal gaz fiyatı TL bazında? 1 milyon TL gelen fatura 12 milyon lira geldi arkadaşlar. Elektrik parası 8 kat arttı sanayi kullanımında. Ben o yüzden diyorum; şimdi, iki gün sonra mazota 3 lira, benzine 2 lira her gün zam gelmeye başladı. Diyorum ki yine bu artışlarda devletimiz ağalığını göstersin, ağalık vermekle olur, biraz sübvanse etsin, işsizlik artmasın. 300 bin kişi işten çıktı diyorum bakın.
MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Kaynak ama yani bunları söylediğiniz zaman karşılığına...
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Tamam.
Şimdi dışa bağımlı, Türkiye yatırım yapılabilir ülke değil diyorum bakın yani bunu da çok samimi bir şekilde söylüyorum. Niye yatırım yapılabilir değil? İşte GES'lerle alakalı oyun oynanırken kural değiştirildi. Şimdi, GES'lerden verim şöyledir böyledir tartışılır ama biliyorsunuz GES'lerde kural değişti, çatı GES'lerinde, sadece tükettiğin kadar alırım ben.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - 1 katı.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Eskiden tamamını alıyordu.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - 2 katı alıyordu, 1 katını almaya başladı.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Tamam yani tükettiğin kadarını da satıyorsun yani hem tüketiyorsun hem de tükettiğin kadarını satıyorsun. Eskiden ne kadar üretiyorsa üretir, alıyordu yani sonuçta bizim enerji ihtiyacımız var ya. Bunu biz neden değiştirdik? Doğal gaz, Rusya'yla yaptığımız taahhütler, doğal gaz taahhüdünü yerine getirebilmek için bildiğim kadarıyla, belki değildir.
MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Tam öyle değil aslında.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Tamam, olabilir ama yani güneşten alacağımız enerjiye orada bir kısıtlama getirdik. Nebi Bey daha çok güneş paneli satacaktı, bu sayede satamaz oldu.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Nebi Bey güneş paneli satmıyor, camını üretiyor.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ne yapıyorsa işte, güneş paneli yatırımı yaptı bildiğim kadarıyla.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Camını üretiyor.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Neyse...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Toparlayayım Başkanım.
Şimdi ülke yatırım yapılabilir ülke değil derken, sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına mikrofonda konuştu diye kelepçe vurulup yurt dışı yasağı getirildi arkadaşlar bu ülkede. En kötüsü de bugün yapılan -yani herkesten çok özür dileyerek bu ifadeyi kullanmak zorundayım- bir zibidinin bir Youtube videosuyla bu ülkede bir avukat, Ekrem İmamoğlu'nun avukatı savunma hakkı gasbedilerek tutuklandı. Ya böyle bir şey olabilir mi? Dün birisi Youtube'da bir video çekiyor, ismini ağzıma bile almak istemiyorum, dedikleri doğru çıkacak, bugün içeri alınacak. Ya siz böyle bir ülkeye yatırım yapar mısınız arkadaşlar?
"ÇED Gerekli Değildir." kararı alınmadan da projeler için onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatına başvurabilme, proje için yatırıma başlayabilme, hatta ihale yapabilme hakkı tanınıyor bu 1'inci maddeyle. Getirilen gerekçede de "ÇED Gerekli Değildir." ifadesinin olumsuz çağrısının yapıldığı ifade edilmiş. O hâlde ismini değiştirelim diyorum ben yani basitçe, neden o "ÇED Gerekli Değildir." belgesini ortadan kaldırıyoruz? Ben bunu anlamadım.
Sayın milletvekilleri, bu madde bir teknik düzenleme değil; bu madde ormanların, tarım alanlarının, su havzalarının, sit alanlarının göz göre göre kurban edilmesidir. Önce talan et, sonra ne olacaksa olsun anlayışıdır. Salda Gölü'nü, Kaz Dağları'nı, zeytinlikleri, Fatsa'nın altınını, Munzur'un suyunu koruyamayız bunu değiştirirsek. ÇED sürecinin ruhu önleyici tedbirdir, siz şimdi o tedbiri ortadan kaldırırsanız bu Meclis rantın değil, halkın iradesini temsil etmek zorundadır. Bu Meclis doğanın değil, şirketlerin önünü kesmek zorundadır arkadaşlar. Kamulaştıralım bu şirketleri, çalışsınlar, çok da zor değil. Kendisi burada, dışarıda bekliyor. Bitiriyorum, sıkıldınız ama daha çok konuşacağız. Kendisi dışarıda bekliyor, genel müdürü, hem bize diyor "Ben çok şikâyetçiyim, ekonomik ömrü yok, şöyle yok, böyle yok." Ama bu yasa geçsin diye de maşallah burada bekliyor. Gelsin bari, davet edelim, o da konuşsun. Onu niye davet etmedik, onu da bilmiyorum?
Biz bu maddeye karşı çıkıyoruz, bu yasaya karşı çıkıyoruz. Bu değişikliğin yasalaşmasına izin vermeyelim. Çocuklarımıza karşı tarihî sorumluluğumuzu yerine getirelim diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Teşekkür ediyoruz. Arkadaşlar bu saatte bile konuşmayı çok seviyorlar.
Çatı meselesini ben ifade edeyim müsaade ederseniz. Çatı ya da kendi tüketimi için üretim yapan tesisler şundan dolayı iptal edildi çünkü çok suistimal oldu. Adam ihtiyacı 50 kw iken yani 500 kw elektrik satmaya başladı. Ama o çatı üstü güneş panelleri kendi tüketimi için yapılmış yatırımlardı. İnsanlar "Ben tarım yatırımı yapıyorum." diye iki tane keçi alıp bir damın altına koydular, 1 megavat elektrik satmaya başladılar. Bu suistimalin önüne geçmek üzere bu düzenleme yapıldı. Bunun Rusya'yla, gaz anlaşmasıyla hiçbir alakası yok.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Elektrik ihtiyacımızı karşılaması açısından olumlu değil miydi bu?
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam da o başka bir şey.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Rakamını düşürseydik.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - O başka bir şey, bu kendi ihtiyacı için elektrik üretmesi...
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ama suistimal değil ki.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Suistimal.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Neden?
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ya, kendi tüketimi için...
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Siz elektrik üretelim diyorsunuz, kanunen düzenlenir, ne olacak? Rakam belirlenir.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam işte, yaptık onu, suistimalin önüne geçtik. "Tüketimin 1'se 1 de satabilirsin." dedik, bu kadar yani tüketimin 1'se gidip 10 satma, sen elektrik üreticisi değilsin yani, bundan para kazanmaman lazım senin. Kendi ihtiyacını üretmen...
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ama ona da izin veren Bakanlıktı zamanında.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Verdi, suistimal olunca işte, geçti.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yani bunlar bir plansızlık değil mi?
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Hayır, bağlantı noktasına göre yapılıyordu.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yani "suistimal" demeniz gerçekten sanayiciyi hep suçlamakla...
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Niye sanayici... Ya, ben tarımdan örnek verdim. Niye sanayiciyi suçlayayım ben? Tarımdan örnek verdim.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - "Üretici" diyelim, "parası olan adam" diyelim.