KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, Komisyon Başkanlığını selamlıyorum.

Şuradan başlamak isterim: Maden ve enerji gerekçesiyle aslında az gelişmiş ve ne yazık ki yirmi üç yıllık bir iktidarın, toplumu, ülkeyi yoksullaştırdığı, halkı modern köle yaptığı ve büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya bıraktığı tarihsel bir süreçte ülke kaynaklarını peşkeş çekmekten başka çaresi yoktur. Kapitalizmin ve liberal düzenin kendi öz işidir bu; önce yoksullaştırır, sonra iş birlikçi bir yönetim seçer ve sonra da o ülkenin bütün kaynaklarını talan eder. Bunun eğer karşıtlığının dışında bir şey varsa -Zelenski örneği- savaş yok, bir şey yok, bizde niye böyle durum, sorabiliriz?

Diğer bir önemli tespitim şudur; bugüne kadar bu gelen yasa şunu çok net ortaya koyuyor: Fiilen iktidarın yaptığı ÇED meselesinde, ÇED'in hiçbir şekilde öneminin olmadığını, günün sonunda Bakanlığın ÇED raporunu madencilerine tahsis ettiğini biliyoruz. Yine mera alanlarını talan ettiğini biliyoruz, ormanları talan ettiğini biliyoruz. İşverenler ne isterse, madenciler ne isterse onu yaptığını çok iyi biliyoruz. Bu yasa, aslında bugüne kadar fiilen yapılan bu işlere hukuki olarak bir yasa zırhı getirmekten ibarettir. Birkaç örnek vermek isterim. Komisyon Başkanımız bilir, Bursa'da Kirazlıyayla örneği vardır. Defalarca ÇED itirazı olmuştur, iptal olmuştur, tekrar olmuştur ama maden çoktan çalışmaya başlamıştır. Yine mera alanları için böyledir, orman alanları için böyledir. Yani günün sonunda yapılan bu iş, bu yasa -batmış bir ekonominin maalesef sonuçları olarak görebiliriz- önce 86 milyonu vergi sarmalına, sonra da bütün ülkenin doğal kaynaklarını yabancı, çok uluslu, yerli iş birlikçi ve yandaşlara peşkeş çekme işidir.

Meralardan bahsettiler. Açıkça söyleyelim, meralar ne yazık ki hiçbir şekilde iktidar tarafından korunmamaktadır. Beş dakikaya bunların sığmadığını biliyorum ama net olarak gördüğümüz şudur ki bu ülkenin en önemli varlıklarıdır meralar ama 12,5 milyar dolarlık canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı yapılmıştır, et sorunu çözülememiştir. Bu ülke insanlarının çoğu Ramazan ve Kurban Bayramı olmasa evine et götüremeyecektir.

Zeytin meselesi rekor söylendi. Değerli arkadaşlar, 2024 var yılıydı ama zeytinyağı şu anda yerde, çiftçi bugünün koşullarına göre en ucuz zeytinini 2024'te sattı, 2024-2025 sezonunda. Yanlış bir politikayla zeytinyağına ihracat kısıtı getirilerek maalesef şu anda çiftçi piyasanın çok altında zeytinyağını satmak durumunda. Evet, o kadar ağaç dikildiği söyleniyor ama bir gerçeği paylaşalım: Ağaç başına verimimiz 12,5-13 kilogram civarında. Yani siz yağlık zeytin ekeceğiniz yerde sofralık zeytini desteklerseniz geleceğimiz hâl budur. Peki, bu sene ne olacak? O verim üçte 1'e düşecek. Kısaca, yapılan ve söylenen şeylerin sahici ve samimi bir karşılığı yok. Sahici ve samimi olan, bu ülkenin var olan kaynaklarının yağmalanmasıdır. Madem bu devleti bu kadar düşünüyoruz, bu kanun teklifinde olup iktidarın itiraf ettiği bir şeyi paylaşalım: ÇED, mera, orman; geçtim, zaten yapıyorlar bütün bunları, hiçbir engel yok arkadaşlar ama kendi itirafları, altının onsunun 2 bin dolar olduğu dönemde 2 bin dolara kadar devlet payını almışlar; şu anda doların altın değeri 3.300 dolar ama 3.300 dolara kadar, 2 bin dolardan bugüne kadar bir tek kuruş fark alamamışlar. Bu, kamu zararı değil mi? Neredeydiniz? Merayı yağmalarken, ormanı alırken, öbür tarafı alırken, fiilî her türlü uygulamayı yaptınız ama devlet payı, halkın payı konusunda ancak bugün yasayla getirebiliyoruz. Bu, çok açık şunu göstermektedir: Bu düzen, bu yapı tartışmalı bir yapıdır; bugün yapılan iş, bu yasa açık bir yetki gasbıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Başkan, bitireyim.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buyurun.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim.

Belediyelerin defalardır yetkilerini alıyorsunuz, defalarca. Eğer iktidar belediyeleri olsaydı... Sadece bu maddede ya da bu kanun teklifinde değil bundan önceki onlarca kanunda belediyelerin bütün yetkisini aldınız. Ne zaman? 31 Marttan sonra. Çok açık söyleyelim ki "kamu yararı" dediğiniz "kamusal alan" dediğiniz yapılar elbette... MAPEG bir kamu kurumuysa belediyeler de kamu kurumu, neden onların yetkisini alıyorsunuz, hangi gerekçeyle, neden bütün bunları yapıyorsunuz? Günün sonunda, yapılan bu iş -net söylüyorum- hazırlanan bu yasa teklifi fiilî bir düzeni hukuki bir düzene çevirme modeli. Elbette, içerisinde savunabileceğiniz kendinize göre bazı maddeler olabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Bitirelim.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bitiriyorum Başkan.

Yapılan iş bütünüyle, yirmi üç yılda çökertilmiş, kapitalizmin ve emperyalizmin dayatmalarıyla yok edilmiş bu toprakların kalan kısmının da yandaşlara peşkeş çekilme yasasıdır hukuki yolla Meclis kullanılarak.

Teşekkür ederim.