| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .06.2025 |
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli misafirler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
En başta duruşumuzu belirlemek, belirtmek de isterim. Biz ne yatırımlara karşıyız ne yatırımcılara karşıyız.
Bunu ifade etmeden önce sizlere başka şeyler de söylemek isterim. Öncelikle, ülkenin ihtiyacı...Başkanım...
OTURUM BAŞKANI ŞAHİN TİN - Ne oldu? Ben varım ya.
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Tamam, peki.
OTURUM BAŞKANI ŞAHİN TİN - Türker, beni saymıyor musun?
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Tamam, peki.
Sadece çevreye ve doğaya, varlıklara geri dönülmez zararlar verecek şekilde yapılan yatırımlara karşıyız. Bugün görüştüğümüz teklif maalesef çevreyi, hukuku ve ortak geleceğimizi tehdit ediyor -bunu açıkça söylememiz gerekir- doğayı yok sayıyor, yerel yönetimleri devre dışı bırakıyor, kurumlara sınırsız yetki veriyor.
Daha iyi anlaşılır olabilmesi için ilimizden birkaç örnek vermek isterim, örnek olarak Bolu'dan başlayabiliriz. Arkadaşlar, Yedigöller Bolu'nun en önemli mesire alanlarından bir tanesi, doğanın harikası bir yer; herkes orayı çok iyi bilir, sizler de gitmiş olabilirsiniz. Geçenlerde "Yedigöller'de ağır maden araması yapılıyor, izin veriliyor." diye bir olay çıktı. Biz de "Yedigöller Millî Parkı bölgesinde böyle 880 hektarlık alanda maden araması yapılıyor mu?" diye Bakanlığınıza bir soru sorduk. Bakanlıktan "Böyle bir alanda çalışma başlatıldı, ön izin verildi fakat gerçek izin Valilik ve Orman Genel Müdürlüğünün görüşü de alınarak başlayacak." denildi.
Şimdi gelelim biz buraya, aynı şeye. Şimdi, Orman Genel Müdürlüğü ve Valilik olumsuz yanıt verse şu andaki konu da kapanmış olacak ama şu anda yasa geçtiği zaman, bugün kabul edilecek teklifle, üç ay boyunca cevap vermese -artı, bir ayda uzama süresi var- bir ay süresince de olumlu veya olumsuz cevap vermeyince otomatikman Yedigöller'de maden araması gerçekleştirilecek. Diyelim ki bu karar olumsuz verildi, bu sefer, dördüncü grup madenler için Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından kurulan yeni kurul nihai kararı verecek; doğru mu? Yani ayrıyeten bir altın araması için dördüncü grubun... Cumhurbaşkanı Yardımcısının yanında, daha doğrusu onun kurulunda böyle bir karar verildiği zaman... Yani bir kurul oluşturulup da karar verilecek mi?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI NEVZAT ŞATIROĞLU - Verilecek.
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Olumlu veya olumsuz cevap verebilecek mi?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI NEVZAT ŞATIROĞLU - Kurulun amacı o şekilde değil Sayın Vekilim.
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Nasıl amacı, onu öğrenebilir miyiz?
OTURUM BAŞKANI ŞAHİN TİN - Ama bu istisna olsun, hep böyle olursa yürütemeyiz Türker Bey, o yüzden diyorum. İsterseniz sonra cevap versin, notunuzu alın.
Buyurun lütfen.
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Bu örnek, bence yasa teklifinin sıkıntılarını kendi başına da ortaya koyan bir örnek. Yedigöller sadece Bolu'nun değil de Türkiye'nin nefes aldığı bir yer, turizm açısından da değerli, ekolojik olarak kırılgan bir bölge; orman var, su var, yaban hayatı var. Altın aramak demek dinamit demek, siyanürün toprağı zehirlemesi demek, yüzyıllarca ipotek altına alınan bir hayat demek; rehabilitasyonu da yıllar alabilir. Doğa yok olursa geriye getiremeyiz.
Şunu yeniden, açıkça ifade edeyim: Biz yatırımlara karşı değiliz. Madencilik de, enerji de bu ülkenin ihtiyacıdır ama doğa katliamını da görmezden gelemeyiz. Para kazanılacak diye bir ağacı, bir zeytini, bir su kaynağını gözden çıkaramayız.
Zeytinliklerle ilgili düzenlemeyi 2022 yılında halkın tepkisiyle geri çekmiştiniz, şimdi tekrar getiriyorsunuz; bu sefer harita eklediniz, "sınırlı alan" diyorsunuz. Ülke ekonomisini neredeyse bitirdiniz, para kalmadı, doğaya saldınız kendinizi ama unutmayın ki bir zeytin ağacı yine de milletin gözünde kutsaldır. Bu düzenleme açıkça zeytin yasasına aykırıdır. Sırf birkaç şirket rahat çalışsın diye özel yasa çıkarılır mı? Diğer çalışanlar, santraller ne olacak? Diğer santrallerle haksız bir rekabet oluşacak mı, oluşmayacak mı? İhaleye çıkarken, özelleştirirken bu arkadaşlara acaba Hükûmet söz mü verdi, bu alanları daha önceden tahsis mi etti? siz onların tahsisini gerçekleştirmek için formaliteyi mi yerine getiriyorsunuz? Bırakın, o zaman, eğer bu işi yapmıyorsanız, bunu beceremiyorsak bu işten de vazgeçin, navlun desteği verin, oradaki alanda zeytinliği kaldırmaktansa -madem sözünüz var- EÜAŞ'a yaptığınız gibi, destek sağladığınız gibi, oradaki üretim şirketlerine sağladığınız destek gibi oraya navlunda destek verin, o iki firma da ucuz kömürü getirsin kendisine. O süreci ekonomik ömrü dolana kadar bu şekilde değerlendirin. Bu kadar insanı, bu kadar köyü, bu kadar metrekare alanı ziyan etmeyin. Bu işi bu şekilde çözmek varken niye böyle bir şey yapıyoruz?
Diğer konuya gelelim. Bugün ülkenin en büyük sorunlarından biri gıda enflasyonu. Şu anda, meraları siz yapılanmaya açıyorsunuz. Yani ne oluyor? Enerji tesisleri kurmaya açıyorsunuz. 2001 yılında mera 15 milyon hektarmış, bugün 13 milyon hektara düşmüş. Hayvansal ürün tüketimi bu politikalarla lüks hâline gelecek, doğal zenginlikleri kolay kolay gözden çıkaramayız.
Enerji Bakanlığına verilen yeni yetkiler de çok vahim; artık imar planı yapılabilecek, yapı ruhsatı verilebilecek. Yerel yönetimler, belediyeler tamamen baypas edildi. Merkeziyetçilik doğayı da kenti de felakete sürükler. Az önce Rıdvan Bey söyledi, Kartalkaya bölgesinde bir yangın gerçekleşti, kurumlar birbirine girdi, bakanlıklar birbirine girdi; herkes "Yetki bizde değil." diyor, "Sorumluluk bizde değil." diyor. Olay var ama sorumlu yok; enteresan bir şey. Şimdi, orada yetkiyi bakanlık alacak, itfaiyesi var mı? Yok. Başka bir raporu var mı? Yok. Başka kurumlardan görüş almadan nasıl yapacak, onu da merak ediyorum. Aynı mantıkla şimdi enerji tesislerinin uygulanması çok zor. Tüm yetkileri merkeze topluyorsunuz, sonra başımıza olmayacak işler geldiğinde sorumluluktan kaçıyorsunuz. Hak ettiğimiz yönetim şekli bu değil. "Ben yaptım, oldu" zihniyetinden çok çektik.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; madencilik faaliyetinin bittiği alanlarda rehabilitasyon meselesi var, MAPEG de bu konuda çok zayıf. Sayıştay raporuna baktığımız zaman -burada var Sayıştay raporu- rehabilite edilen alanların verilerinin hiçbiri yok, MAPEG 2022 raporunda burada hangileri yapılmış belli değil. Peki, daha önce yaptıklarımız ne olacak? Yani cezasını kesmişiz, parasını almışız, sonra demişiz ki: "Bir kurum yapsın." Hangi kurum yaptı, hangi kurumlar yaptı? Nerede iyileştirme yapıldı? Teminatlarını bozdunuz çok cüzi bir rakama; yapabildik mi, gerçekleştirebildik mi? Başarı oranımız nedir? Hiçbir kaydımız yok. Böyle giderse bu iş de gerçekten sınıfta kaldık.
Kurumun görüş ve izin vermesini de yok sayılacak diye geçiyoruz. Kurum ve kuruluşlarda da özellikle söylediğimiz konu ÇED raporunun hızlandırılması ve bir an önce yapımının gerçekleştirilmesiyle ilgili. 30'a yakın kurum görüşlerini de ÇED raporuyla beraber hareket ettiriyoruz. Olumsuz olduğu zaman bu 30 tane kurumu yormamış mı olacağız? 30 kurumun inanılmaz derecede çalışması yani her konuda çalışması... Sonunda başarısız olacak, ÇED raporu olumsuz gelecek... ÇED raporunda başarı oranı nedir? Yüzde 50 kadar kurumu niye fazla fazla yoralım? Çok mu elamanımız mı var? Az mı mesai yapıyor arkadaşlarımız? Sonra ne yapacağız bunu, nasıl geri döneceğiz? Burada da sıkıntı var.
Bu teklife biz de tamamen olumsuz bakıyoruz, geri çekilmesini istiyoruz. Halkı, doğayı, hukuku yok sayan hiçbir düzenleme meşru değildir.
Teşekkür ederim.