KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Doğrudan benimle ilgili konuştuğunuz için ben İç Tüzük maddesini tekrar okuyayım:

"Komisyonlarda söz alma:

Madde 29 – Komisyonlarda istem sırasına göre söz verilir.

Komisyon başkanı ve komisyona katılması halinde Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, bakan yardımcıları ve üst kademe kamu yöneticileri, söz sırasına bağlı değildir. Komisyonca çağrılmış uzmanlara, komisyon başkanı, gerekli gördüğü zaman söz verebilir."

Dolayısıyla, arkadaşlar, ben İç Tüzük'e göre de herhangi bir kısıta tabi değilim. Burası Meclis Genel Kurulu değil. Oradaki Meclis Başkan Vekilleri, bildiğiniz gibi, oy kullanamıyorlar ama ben Komisyonun bir üyesi olarak aynı zamanda oy da kullanıyorum yani tarafsız değilim, tarafımı belli ediyorum ve bizim burada yapmaya çalıştığımız husus, en doğruyu bulma noktasında bir tartışmayı yürütebilmek. Yoksa, monolog şeklinde ben oturayım, buradan kendi taraftarlarıma videomu çekeyim, görevimi yaptım mı? Yaptım. Bu anlayışla gideceksek zaten bu Komisyonun hiçbir anlamı yok ki. Burada eğer izah edilmesi gereken bir durum varsa bunu Başkanın açıklamasından daha doğal hiçbir şey olamaz.

Dolayısıyla ben burada sizi zemmetmek, sizi eleştirmek için bir şey söylemiyorum ama ortada bir durum varsa; müdahale edilmesi, açıklanması gereken bir husus varsa bunu söylüyorum, İç Tüzük'e göre de hiçbir yanlış yapmıyorum. Dolayısıyla sizin o itirazınızın doğru olduğunu kabul etmiyorum.

Şimdi, bir hususta daha açıklama yapacağım müsaade ederseniz. Bakınız, dünyadaki zeytincilik sektöründe rekabet edebilmenin bir unsuru da diğer ülkelerde zeytincilik nasıl yapılıyorsa, nasıl plantasyon şeklinde zeytin üretimi oluyorsa... Bugün İspanya'ya gidin, İtalya'ya gidin, Yunanistan'a gidin; nasıl genç zeytin ağaçları diktiklerine, plantasyon şeklinde üretim yaptıklarına bakın. Siz üç yüz yıllık ağacınızla yeni endüstriyel bir zeytin ağacını yarıştıramazsınız, netice de alamazsınız. Eğer sektör olarak bakıyorsanız bizim zaten kendi zeytinlerimizi gençleştirmemiz, ıslah etmemiz, daha endüstriyel hâle getirmemiz bir mecburiyet. Aslında, bu manada da sizin sanayici olarak buna bir bakmanız gerekir diye düşünüyorum.