ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Öncelikle tekrardan merhabalar. Bizim grubumuz adına, DEM PARTİ Grubu adına İbrahim Vekilimiz konuşacak, ben birkaç cümle söyleyeyim, tümü üzerine Vekilimize sözü vereceğim.

Şu an bir tarafta ekoloji var, doğa var; bir tarafta da endüstri ve sermaye var; bir tarafta emekçi var, zeytin var, doğa var, tabiat var ve bu noktada sürdürülebilirlik nasıl olacak? Bu iki yapı arasında temel çıkmaz nasıl yürüyecekler birbirleriyle? İktidarın tavrı, yaklaşımı, durduğu nokta ne olacak? Bu bizim için belirleyicidir. Elbette ki enerji 21'inci yüzyılın vazgeçilmezidir yani iki saat evde elektrik olmazsa hiç kimse dayanamaz, bu anlaşılır ama enerjiyi üretmek için yüzlerce, binlerce zeytin ağacına, doğaya zarar mı vereceğiz? Köylüye, emekçiye, toprakla uğraşanlara, onunla geçimini sağlayanlara ne vereceğiz; karşılığında ne alacağız? Bu iki derin çelişki arasında gidip gelen bir iktidar gerçekliği vardır. Bizim bu iki durumun birbiriyle sürdürülebilirlik noktasında nasıl hareket etmesi gerektiğini bu kanun üzerinde derinlemesine incelememiz gerekiyor. Ama görünen odur ki sanki endüstri, sermaye, enerji iktidar tarafından çok fazla kullanılıyor, bunun önüne geçmemiz gerekiyor. Bakınız bizde tarımla uğraşıyoruz, çiftçilikle uğraşıyoruz, bu ülkenin millî gelirine katkı sağlıyoruz. Ortak noktada durmamız gerekiyor. Ortak nokta nedir? Bu işin sınırı neresi olacaktır? Madencilik, enerji üretimi nerede duracak? Asıl mesele budur; nerede durduracaksınız? Doğaya zarar verdiği yerde durması gerekiyor, köylüye zarar verdiği yerde durması gerekiyor, geçimini tarımla yapana, zeytinliklere zarar verdiği noktada durması gerekiyor. Ben kısaca şimdilik bunları söyleyeyim. Sözü DEM PARTİ adına İzmir Vekilimiz İbrahim Vekilimize bırakıyorum.