KOMİSYON KONUŞMASI

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Sayın Başkanım, turizmciler olarak -Kadem ağabey, müsaade ederseniz, buradaki meslektaşlarım adına izin alarak da söyleyeyim- 60 milyona yakın dünya insanını ağırlıyoruz, hepinizi de ağırlamaktan şeref duyarız. İnşallah, daha güzel yerlere...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Ama size yer kalmadı diyorsunuz.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Yerimiz her zaman mevcut, başımızın üstünde yeriniz var.

KADEM METE (Muğla) - Bu ekip o kadar deneyimli oldu ki geldikleri zaman her biri birer müfettiş gibi denetleyecek.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Yani malumunuz, çok zor bir dört ay geçirdik. Bu dönemde böyle bir daveti etmemiz söz konusu olmamakla birlikte bir yemek bile...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yok, olmaz, biz muhabbet olsun diye...

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Latife olarak söylediniz ama her zaman başımızın üstünde yeriniz var.

Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyesi milletvekili dostlarım, arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok zor bir dört ay geçirdik hakikaten hep beraber. Bir facia, hatta, yangında hayatını kaybedenlerimizin ailelerinden dinlediğimiz gibi de tam bir katliam yaşadık, çok acı bir katliam yaşadık. Toplantıya başladığımızdan beri -hani, tekrara düşmemek açısından söylüyorum, biraz önce de belirtmiştim zaten- burada gördük ki bir kere, bizim Yangın Yönetmeliği'mizi -Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın- hepimizin inceleme fırsatı olmakla birlikte yurt dışındakilerden çok daha farklı olmadığını ama güncellenmesi gerektiğini, güncellenirken de geleceğe dönük bir daha böyle bir facianın yaşanmaması için de denetlemenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Hani, biraz önce sizler de söylediniz; bu işin iktidar-muhalefet kısmını veya bakanlık kısmını, belediye kısmını ya da kurumlar kısmını kamu kurumları olarak nitelendirmemek lazım, kurumlar arasındaki iletişim eksikliğini de hep beraber gördük ama denetlemenin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sadece yangın denetlemesiyle ilgili değil bu diğer konularda da geçerli; Gıda Yönetmeliği'nde de geçerli, trafik denetlemelerinde de geçerli. Hani, ülkemizde bu denetimle ilgili bir eksiklik olduğunu görüyoruz; bununla ilgili çalışmaların yapılması gerektiğine de inanıyorum, bu Komisyonda da buna atıfta bulunmak lazım.

Tabii, bunun yanında da denetlenirken denetim elemanlarının kamuda ne kadar eksik olduğunu gördük. İşte, onların -bir ara bahsetmiştim ben- gittikleri yerlerde harcırahlarıyla ilgili sıkıntılar olduğunu gördük bakanlıklarda ama bunun yanında, burada öyle bir şey çıktı ki uzmanlık alanı gerektiren de bir denetim olması gerekiyor yani bunun eğitimini almış, bunun dersini almış, gittiklerinde denetlemede yangından anlayan kişilere de denetlemede ihtiyaç olduğunu gördük. Bunu da üniversitelerimizde veya kamuda yetiştirmek üzere tekrar gündeme almamız gerektiğini görüyorum.

Yine, bu Komisyon toplantılarında ara sıra konuştuk, hepimiz de biliyoruz; itfaiyelerimizdeki -burada belediye başkanlarımız da var, Tahir Bey de yurt dışındaymış, o da yazmıştı gruba, onun da tecrübesinden yararlanarak gördük ki- eksikliklerin, özellikle -hani burayı kibar olarak geçeyim, yanlış anlamayın- mevzuattan dolayı atanamama veya eleman alamadıklarından dolayı da bazı belediyelerimizde eleman sıkıntısı olduğunu hep beraber burada gördük. Tabii, bunu geliştirmek lazım; bunları da Komisyon toplantısından sonra veya rapora yazmak lazım ki itfaiyeyle ilgili kadroların her belediyede, bütün her tarafta hemen verilmesi lazım. Kamu tasarrufu falan değil, bunun tasarrufu olmaz Sayın Başkan.

Tabii, bunun yanında başka bir şey daha dikkatimizi çekti, hep beraber gördük; Türk Standartları Enstitüsü ve TÜRKAK buraya geldiğinde anladık ki itfaiye ve yangın için gerekli ekipmanların, hani personel eğitimi diyoruz, itfaiye diyoruz, itfaiye araçları diyoruz, 12'nci kata çıktı, 5'inci kata çıktı... Biliyorsunuz, geçen hafta Diyarbakır'da bir olay yaşadık, bir yangın olayı yaşadık, yine vatandaşlarımızı orada kaybettik. Önce aldık, almadık; doğru mu yani yine öyle bir şey. Yani bu ihtiyacı gidermemiz lazım. İtfaiye araçları, itfaiye memurlarının olaya gidişatları, işte onlara ulaşım şartları; 112'nin kullanılması da değerlendirilmişti, onun nasıl kullandırılacağıyla ilgili detaylara girmemiz lazım ama ekipmanların da itfaiye kurumlarında yer alması lazım. Yani birçok belediyemizde görüyoruz, gidiyoruz, şehirleri hep beraber geziyoruz; itfaiyenin önünden geçerken de çok modern araçlar olmakla birlikte baktığımızda eski araçlar da görebiliyoruz. Tabii, bunların yanında sokak araları var, onların düzenlenmesi var; onlar çok daha detaylar ama bunların da düzenlenmesi lazım. Kadroyu da söyledim, mevzuatları söyledim, TÜRKAK ve TSE dedim.

Hani, itfaiyecilerin kullandığı araçlar derken bir de sadece... Tabii, Komisyonumuz Kartalkaya yangınıyla ilgili toplandığı için hep oteller üzerinden gittik ama organize sanayi bölgeleri var, fabrikalar var -Sayın Başkan, doğru mu- ondan sonra kamu kurumları var, hastaneler var...

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - En son bir şeyden bahsettiler; bu akülü, elektrikli araçların depoları var mesela ve şehir merkezlerine çok yakın, hatta bazen sırt sırta. Yakında bir yangın da oldu, mesela bir tanesi yanmaya başlamış, kimse hiçbir şey yapamıyor orada.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Tabii, burada ilgili mühendislerimiz de var, mimarlarımız da var. Yapılarda benzin istasyonları var yani aslında buradan yola çıkarak, bunu iyice geliştirerek bu Yangın Yönetmeliği'ndeki yapacağımız değişikliklerde bunları da topyekûn ele almak lazım.

TÜRKAK ve TSE önemli yani imalat ve şeyleri. 51 firma var demişlerdi, hani böyle böyle. Hatta aldığımız cevaplardan bir tanesi -hepimiz bakabiliriz- evet, aynı özellikleri taşıyanları ihmal ediyorlar ama TSE'den daha belge aldılar, alamadılar falan, kimseyi suçlamak istemiyorum ama bunun da standartlarının gelişmesi lazım. Yani yangında kullanılacak malzemelerin ve kullanacak olan yerlerin de bir standarda getirilmesi lazım.

Kapı örneğini verdik; son bir buçuk, iki aydır turizmci arkadaşlarımızdan bize gelen yoğun talep. Komisyon üyelerimizin hepsi biliyor; Türkiye'de kapıyı üretecek yer yok ki bir veya iki firma, hadi üç firma olsun. Ben yanılayım, bilmiyorum, siz de içindesiniz; boya diyorlar, boyayı yapacak yer yok yani ondan sonra da gerek valiliklerimiz, doğru...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ya, Sururi Bey, isterse yapabilecek yer olsun; binlerce, milyonlarca kapıyı bir anda iki ayda, üç ayda üretebilecek bir kapasiteniz var mı? Öyle bir kapasite dünyada yok.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Tabii, bunu kimseyi kollamak ve şey anlamında söylemiyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Tabii, dünyada yok böyle bir kapasite.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Muhakkak ki olması gereken bir standart...

KADEM METE (Muğla) - 70 puan aldı mı, icabında sprinkler sistemi var, adrese dayalı sistemi var; kapısının illa da yangına dayanıklı olması gerekmiyor.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Tabii, şimdi, ben hepinizle bilgi iletişimi kurdum; Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımızla konuştuğumuzda 2007'den beri de uygulanan bir sistem var. Yani burada dediğiniz gibi, kapıların hepsini şimdi değiştirmeye kalksak üretimde zaten yetişmiyor, bir buçuk, iki sene boyunca yetişmez yani yetişmiyor.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - İyi de bu yeni çıkmadı ki daha önce yok muydu? Standart vardı.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Daha önce vardı işte, orada da hemen denetlemeye geliyorum yani denetime geliyorum, oradaki sıkıntıya geliyorum.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Oteli yapmışsın, kapıyı yapmamışsın, şimdi kapıyı nasıl yapacağım diye...

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Ondan sonra, yapı denetimler var.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bu da doğru.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Doğru, ben de ona katılıyorum zaten. Yani hepsinde yok anlamında söylemiyorum, burada yanlış anlaşılmasın; bizim denetlenen veya dünya markaları olan oteller de var bu.

Yapı denetimden biraz önce bahsedildi. Biliyorsunuz, yapı denetimden buraya geldiklerinde de söylemişlerdi, bir kolu da bu. Hani, sadece betonarmeye bakmadan yangınla ilgili olan kısma da müdahale edebiliyor ve kontrol etmesi lazım; bunun da iyice incelenmesi lazım belediyelerle bu işlemler yapılırken inşaat aşamasında. Geçmişe dönük siz de bahsettiniz, onunla ilgili herhâlde tekrar bir çalışma yapılacak diye düşünüyorum.

Şu anda belediyeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı, il valiliklerimiz konunun ehemmiyeti gereği yaptığı denetimlerde -hangi belediye olursa olsun, bunu iktidar-muhalefet olarak söylemiyorum- tüm Türkiye'de bütün her yeri kontrol ederken Yangın Yönetmeliği'ne uymayan yerleri kapatmaya başladılar, haklı olarak kapatıyorlar da. Ondan sonra, bazı yerlerde, yoruma açık olmakla birlikte, Sayın Başkan, ruhsatlar iptal edilmeye başlıyor. Ruhsatın iptali ayrı bir şey; bu yangınla ilgili olan eksikliklerin giderilmesi, zaman verilmesi, önümüzdeki süreçte -Murat Bey'le de zaman zaman konuşuyoruz, sizlerle de çok konuşuyoruz- bunu tekrar bir değerlendirmek lazım, bakmak lazım. Yani iş yeri açma...

KADEM METE (Muğla) - Öyle bir çalışma var.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Ya, o kışlık, yazlık, işte termal otel ve şey diye onları ayrıca değerlendirebilir, ilgili makamların bu konuya dikkat etmesi lazım. Ruhsatları iptal ediyoruz dedik.

TÜRSAB ve TÜROB'dan iki şeyde destek alacaktık. Onlardan bize yorum geldi mi, onların katkılarını aldık mı?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Geldi herhâlde.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - O önemli.

Benim son olarak söylemek isteyeceğim şey, bu iş -biraz önce de söyledim- Yangın Yönetmeliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait. Bu Komisyonda da dört ayda hakikaten çok kişiyi, kurumları dinledik; biz de tecrübe ettik, biz de eksik kalan yerlerimizi gördük. Çevre ve Şehircilik Bakanımızla Komisyonun toplantısını talep edeceğim ben hep beraber, biz ziyaret de edebiliriz buraya gelmese de.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Artık Komisyonumuz bitti yarın itibarıyla ama bir ziyaret yapabiliriz.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Bence şey olarak ona da konunun ehemmiyetinden çünkü böyle...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Parti gruplarından birer arkadaş alıp ziyaret edebiliriz.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Evet, temsilciler olabilir, hep beraber olabilir.

Yönetmeliklerin ve mevzuatların bu konuyla ilgili tüm bakanlıklar, ilgili bürokratlar tarafından bir havuzda toplanıp yayılması lazım, tek bir elden çıkması lazım çünkü çok büyük karışıklık var. Sayın Başkan, mevzuat kurumuna girdiğinizde bakıyorsunuz ki hakikaten o kadar çok değişiklik var ki yönetmelikler değişmiş, konular değişmiş; bundan dolayı bayağı bir sıkıntı var. Bunların ilgili bürokratlar tarafından toplanıp tekrar sadeleştirilmesi lazım. İlgili bakanlıklar veya kim sorumlu olacaksa onlar tarafından düzeltilmesi lazım diye düşünüyorum.

Tekrar dört ay boyunca hep beraber gösterdiğiniz desteğe teşekkür ediyorum. Bir daha tekrarlıyorum: Eğer vaktimiz olursa 7 Temmuzda ailelerle birlikte olmak, temsilciler olabilir onlara güç vermek lazım.