Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .05.2025 |
ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu da bizim olumlu bulduğumuz bir madde ama yine çekincelerimizi ve eksik bulduğumuz yanları anlatmak istiyoruz.
Şimdi, özel infaz usullerinin genişletilmesi, özellikle de yaşlı ve hasta mahpuslar yönünden konutta infazın ceza üst sınırının arttırılması olumlu bir gelişmedir. Sadece ağır hastalık, engellilik ve yeni doğum yapma hâllerinde adlilerin yanı sıra siyasi mahpuslara da konutta infaz seçeneği mevcuttur. Düzenlemenin eski hâlinde de durum böyledir. Sadece daha önce var olan beş yıllık ceza üst sınırı kaldırılmış ancak bu sefer da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları istisna hâline getirilmiştir. Düzenlemeye 3713 sayılı Kanun suçlarının dâhil edilmemesi büyük bir eksiklik olduğu gibi, yine Adli Tıp Kurumu raporunun ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama şartının getirilmesi, yürürlükte bulunan 16'ncı maddedeki hastalık nedeniyle cezanın ertelenmesi kapsamındaki uygulamadan çok farklı olmayacaktır. Daha önce buna savcılık karar verirken şimdi infaz hâkimi karar verecektir. Her ne kadar beş yıllık üst sınırın kaldırılması leheyse de uygulamada olumlu bir fark yaratmayacaktır. 3713 kapsamındaki suçlar için alternatif infaz yollarının tümden dışlanması, kişilerin cezaevinde geçirdikleri süreyi yalnızca işlenen suçun adlandırılmasına göre belirlemek anlamına gelir. Bu durum, eşitlik ilkesine ve kişiselleştirilmiş infaz rejimi anlayışına aykırıdır. Aynı süreli cezayı alan 2 kişi arasında yalnızca suçun siyasi niteliğine göre ayrım yapılması, hukuk önünde eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. 3713 kapsamına giren suçların büyük bölümü siyasal içerikli eylemler olduğundan, bu ayırım infazda tarafsızlığı zedeler. Terör tanımının muğlaklığı ve geniş yorumu nedeniyle siyasi nitelikli suçlardan yargılanan binlerce kişi, bu ayrımcı uygulamaların muhatabı hâline gelecektir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası açısından yaşlılık, hastalık, engellilik, hamilelik gibi insani durumlar göz önünde bulundurularak tanınan bir hakkın tanınmaması da cezanın siyasi niteliğine göre insan haklarının kısıtlanması demektir.
Öte yandan, ölünceye kadar infazı öngören bu rejim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin defalarca altını çizdiği umut hakkına da aykırıdır. Bu yaklaşım, cezayı, insanın fiziksel ve zihinsel varlığı tükenene kadar sürdürmeyi hedefleyen bir tür sivil ölüme dönüştürmektedir.
Bu çekincelerle bu maddenin daha kapsayıcı olarak düzenlenebileceğini, daha eşitlikçi uygulanabileceğini düşünüyoruz. Dediğimiz şekilde, bu olumlu bir düzenlemedir ama daha eşitlikçi hâle getirebiliriz.
Teşekkürler ediyorum.