Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .05.2025 |
GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 12, 14 ve 15'inci maddelerini birlikte değerlendirmek gerekiyor burada. Tabii, bu maddeler yalnızca ceza hukukuna ilişkin teknik düzenlemeler değil, bunların tabii ki siyasi bir yönü de var. Biz cezasızlığı yok edecek adımlara açık yüreklilikle destek oluruz, öncelikle bunu ifade edelim ama kanun koyucu... Yani burada amaç nedir, ne murat ediliyor, iyi irdelemek gerekiyor. Zira, bir yanda, demokratik gösteri hakkını kullanan yurttaşlara yönelik cezaların artırılması, diğer yanda da protesto hakkını kullanan kitleleri doğrudan hedef alacak biçimde yeni suç tipleri inşa ediliyor. Bakalım, 12'nci maddeyle genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunun cezası artırılıyor, suçun toplu yerlerde işlenmesi hâlinde nitelikli hâl getiriliyor. 15'inci maddeyle de seri muhakeme usulü uygulanmayarak yargılama süresi uzatılıyor. 14'üncü maddeyle ulaşım araçlarının kaçırılması suçu yeniden düzenleniyor ve uygulamada gösteri yürüyüşü sırasında herhangi bir araç zarar gördüğünde de bu maddeden ceza verilmektedir.
19 Martta partimize ve İstanbul halkının iradesine karşı bir darbe yapılmıştır. İktidar halktan hiç beklemediği bir direniş görmüştür, halk Saraçhane'de, meydanlarda toplanmış, anayasal haklarına sahip çıkmıştır. O gün halk demokrasiye sahip çıkmıştır, şimdi biz de merak ediyoruz: İşte, bu maddeler o gün meydanlara çıkan, yarın da meydanlara çıkacak olan milyonlara yönelik bir tehdit düzenlemesi midir? Şimdi, sokağa çıkana "Genel güvenliği tehlikeye soktun." mu denilecek? "Ulaşım aracının hareketini engelledin." diye cezalar mı kesilecek ve bu kime yapılacak? Demokrasi talep eden milyonlara. Kimin tarafından yapılacak peki? Halkın iradesini sandıkla değil yargı eliyle tasfiye etmeye çalışanlar tarafından. Peki, sormak istiyoruz burada: Protesto etmek hangi kriterlerle bu bağlamda suç hâline getiriliyor ya da "topluca bulunmak" orada neden tehlike sayılıyor? Kadına, işçiye, doğaya karşı işlenen suçlarda cezasızlık sürerken neden sadece demokratik muhalefet hedef alınıyor? Bu düzenlemeler Saraçhane ruhunu, halkın özgürlük yürüyüşünü bastırmak için yargı sopasına bir çivi daha eklemeyi mi hedeflemektedir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Teşekkür ediyorum.
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - 28 Şubat sürecinde biz de muhalefette kaldık, biz de eylemler yaptık, hiçbir eylemde ortalığı birbirine katacak şey yapma peşine düşmedik ya!
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - "Ortalığı birbirine katmak." ne demek?
GİZEM ÖZCAN (Muğla) - "Ortalığı birbirine katmak." kelimesi muğlak bir ifade yani burada yapılanlardan ne murat edildiğini bizim anlamamız gerekiyor.
Bir diğeri de daha önce biz anayasal hakkınızı kullanarak miting yapmak istediğimizde pek çok engellemeyle karşı karşıya kaldık. Milletvekillerimizin araçlarının geçişlerine izin verilmedi, bunlarla hâlâ meşgul oluyoruz. "Ortalığı birbirine katmak." diyerek... Ortalık zaten katılmış durumda birbirine, her gün sabah şafak operasyonlarıyla uyanıyoruz Sayın Vekilim.
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Yolsuzluk yapmazlarsa uyanmazlar ya!
GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Bakın, siz bir hukukçu olarak masumiyet karinesini de ihlal ediyorsunuz!
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Siz de bir hukukçu olarak yargıya intikal etmiş bir konuyu burada sabahtan akşama kadar konuşuyorsunuz!
GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Bakın, masumiyet karinesini de ihlal ediyorsunuz. Sizin elinizde delil var mı? Neye dayanarak yolsuzluk yapıldığını iddia ediyorsunuz? Ben burada somut isnatlarda bulunuyorum, onunla ilgili de işlem yapılsın. Yolsuzluk kimse yapmasın tabii, kim yapıyorsa onun da yargılanması gerekiyor.
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Öyle oluyor zaten!
GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Ama siz somut delillere, makul sürede yapılan bir yargılamaya dayanmadan burada elinizde bununla ilgili bir veri, belge olmadan bir hukukçu olarak bence bu kelimeleri sarf etmeyin.