| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .05.2025 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, değerli hocamız, Türkiye Barolar Birliği temsilcilerimiz; hepinizi DEM PARTİ adına saygıyla selamlıyorum.
Evet, değerli arkadaşlar, yine sabaha bir hukuk garabetiyle, bir demokrasi darbesiyle uyandık. CHP belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu yerel yönetimlerden 47 kişi hakkında yapılan operasyonu kınadığımızı bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Bu ülke sadece halkın iradesine ipotek koyan bir yerde değil, bugün aslında onuncu yargı paketiyle de bir kez daha gördük ki halkın beklentisini yok sayan bir tutumun hâlen ısrarla sürdürülmek istendiğini görüyoruz ve aslında bu Meclisten halkın büyük bir beklentisi varken uzun yıllardır artık antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmesi ve hukuk devleti ilkesine geri dönülmesine dair büyük bir beklenti varken maalesef bunu ısrarla sürdürmek istemeyen bir aklın hâlen devrede olduğunu görüyoruz.
Yine değerli arkadaşlar, sizlerin de bildiği üzere, bizler için çok önemli ve kritik olan, 1 Ekimde başlayan bu sürecin 27 Şubatta barış ve demokratik toplum çağrısıyla taçlandırıldığını ve 12 Mayısta ise Türkiye tarihinde daha önce eşi benzeri görülmemiş bir adımla çok önemli bir boyuta kavuştuğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Tam da böylesi bir dönemde, tam da böylesi bir fırsat varken görüyoruz ki mevcut siyasal iktidar bu fırsatı tekrardan bu yargı paketiyle ıskalamakta ısrarcı. Aslında tam da elimize bu fırsat geçmişken, tam da bu kadar toplumsal barış söylemlerinin yükseldiği bir dönemde biz isterdik ki bu onuncu yargı paketinde toplumun ihtiyaçlarını konuşalım, toplumun taleplerini konuşalım, Türkiye'nin barışını inşa modellerini konuşalım ama maalesef ki bu onuncu yargı paketiyle görüyoruz ki yine bunların tamamına kulak tıkayan bir siyasal iktidar gerçekliği var.
Evet, değerli arkadaşlar, çok iyi biliyoruz ki şubat ayından bu yana bu ülkenin Adalet Bakanı ona uzatılan her mikrofona çok büyük laflar etti, çok büyük kelimeler etti. Ne dedi Sayın Adalet Bakanı? "Ceza adaletini daha etkin sağlayacağız." dedi. Ne dedi? "İnfaz eşitliği adına önemli düzenlemeler yapacağız." dedi. "Hasta mahpuslarla ilgili olumlu gelişmeler yapacağız, bunu yasalarla teminat altına alacağız." dedi. "Hiçbir mahpusun cezaevinde hayatını kaybetmesini istemiyoruz." dedi. Yine "Konutta infaz usullerinde daha çok kişi yararlanacak." dedi ve son olarak da "Covid yasasındaki eşitsizlikleri düzelteceğiz." dedi. Keşke şimdi kendisi burada olmuş olsaydı, biz de bu soruları sorup daha önce bu büyük büyük konuşmuş olduğu kelimelerin cevabını ondan duysaydık ama maalesef kendisi de burada değil, Bakan Yardımcısı da burada değil, sorabileceğimiz bir muhatap burada değil; teknik işlerle ilgilenen, mevzuatla ilgilenen kıymetli bürokratlar burada. O yüzden bu sorularımızın cevabını belki iktidar partisi vekilleri verir. Neden verir? Çünkü onlar da aynı şekilde, Sayın Bakanın söylemiş olduğu kavramları, cümleleri, talepleri çıkmış oldukları her sahnede birer birer söylediler fakat ne oldu sonuç itibarıyla? Hiçbir şeyi bu paketin içerisine koymadınız.
Bakın, değerli arkadaşlar, Mevlana'ya bir soru sormuşlar, demişler ki: "Adalet nedir?" Demiş ki: "Meyve ağaçlarını sulamaktır." "Peki, zulüm nedir?" demişler, demiş ki: "Dikenleri sulamaktır." Siz bugün mevcut siyasal iktidar olarak, elinize almışsınız hortumu, dikenleri sulamaya devam ediyorsunuz. Oysaki bu halkın bizden talepleri var, bu hakkın mevcut siyasal iktidardan talebi var ve beklentisi var. Bu zulmün bitmesini, eşitliğin gelmesini, adaletsizliğin son bulmasını istiyorlar fakat maalesef ki buna dair hiçbir düzenleme burada yapılmıyor, bu pakette de yer almadı.
Bizler aslında neyi talep ettik, halk neyi istedi? Ben şimdi bunları sıralayacağım sizlere. Başta hasta mahpuslara şartsız ve ayrımsız olarak tahliye ve tedavi imkânlarının sağlanmasını bekliyorlardı bu Meclisten.
Bakın, değerli arkadaşlar, Türkiye'de İnsan Hakları Derneğinin raporuna göre 1.400'ü aşkın hasta mahpus var. Bunun yaklaşık 350'si ağır hasta mahpus ve buna dair somut, net bir düzenleme istediler bu pakette fakat siz ne yaptınız değerli arkadaşlar? Yine bu pakette güya yapmış gibi gösterip maalesef ki bir adım atmadınız. Ne yaptınız? Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını ayrık tuttunuz. Ben o zaman soruyorum size: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan bir tutsak, bir mahpus ağır hasta olamıyor mu, kanser hastalığı ona bulaşmıyor mu, ölümcül herhangi bir hastalığa erişememesi gibi bir durumu mu söz konusu? "Neye dayanarak siz bunu bu paket içerisine almadınız?" diye sormak istiyorum ve bu sorunun cevabını da gerçekten merak ediyorum.
Bir diğeri, değerli arkadaşlar, 31 Temmuz 2023 tarihli Covid yasasında yine adli ve siyasi mahpuslarla ilgili hukuki eşitsizliklerin giderilmesi bekleniyordu bu pakette. Neden bekleniyordu? Az önce de ifade ettim, Adalet Bakanı ve iktidar partisinin büyük büyük lafları insanları da hâliyle bayram öncesi böyle bir paketin gelmesi için umutlandırmıştı fakat siz ne yaptınız? Bunu kapsam içerisine almadınız. Peki, sadece kapsam içerisinde almamakla mı kaldınız? Hayır. Bir de hiç çekinmeden, hiç sıkılmadan hedef şaşırttınız. Bu bir iddia, ben bu Komisyondan bugün bunun cevabını AK PARTİ sıralarından bekliyorum arkadaşlar çünkü iddia olduğuna inanmak istiyorum. Nedir arkadaşlar bu iddia? Bize gelen telefonlar var, insanlar bizi arıyor, diyorlar ki: "Sayın Vekilim, siz her yerde diyorsunuz 'Covid yasasında eşitlik olsun, olmalıdır, işte, siyasi ayrım olmaksızın yapılması gerekiyor, adlilerde de bu ayrımcılık yapıldı.' Bunu diyorsunuz, hoş, güzel fakat biz AK PARTİ vekillerini arıyoruz, AK PARTİ vekilleri bize diyor ki: 'Vallahi, kusura bakmayın, DEM PARTİ'liler izin vermedi, biz bu pakete bunu koyamadık. Çünkü dediler ki 'Eşitlik olsun, örgütlü suçları da dâhil edin.' E, biz bunu yapamazdık, o yüzden yapmadık.'" diye cevaplar veriliyormuş ve ne oldu? Dikkat ederseniz, dünden bu yana bütün basın şunu konuşmaya başladı: AK PARTİ ve DEM PARTİ anlaşamadı ve bu yüzden Covid yasası onuncu yargı paketi içerisine girmedi. Ben bu sorunun cevabını AK PARTİ sıralarından almak istiyorum ve şunu da ekliyorum: Madem eğer biz bunu engellediysek, madem biz DEM PARTİ olarak bunu engellediysek birazdan biz DEM PARTİ olarak bir kanun teklifi sunacağız "Onuncu yargı paketi içerisine alınsın." diye sunacağız. Ne diyeceğiz bunda? 31 Temmuz Covid yasası, bu onuncu yargı paketi içerisine alınsın diyeceğiz, eşitlikçi bir şekilde olsun diyeceğiz. Madem engel bizsek buyurun, hep birlikte bunu buradan geçirelim diye size iletmek istiyorum.
Yine, bir diğeri ise arkadaşlar, 2020 tarihli ayrımcı infaz yasasında dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekliyorduk bu pakette de maalesef yine buna dair bir düzenlemeyi gerçekleştirmediniz.
Yine, keyfî ve ayrımcı infaz rejiminden kurtulmak, herkes için hukuka uygun, öngörülebilir ve adil bir infaz sistemine katkı sağlayacak düzenlemelerden bahsediyorduk fakat yine maalesef ki buna dair bu pakette hiçbir şeyin olmadığını gördük ve sonuç olarak hiçbir şey için geç değil değerli arkadaşlar, hâlen komisyon aşamasındayız, hâlen bayram öncesi bunu tartışıyoruz. Ve aslında ne niyetteyiz? Çarşamba günü bunun yasalaşması niyetindeyiz, madem öyleyse gelin, bu halkın, bu beklentilerini hep birlikte buradan geçirelim.
Yine, değerli arkadaşlar, bu kanun maddesi içerisinde mükerrirlere özgü rejimlerle ilgili, aslında dörtte 4'lere dair bir düzenleme yaptınız, bunu olumlu bulduğumuzu buradan ifade ediyoruz fakat eksik buluyoruz. Neden eksik buluyoruz? Yine burada da bir ayrımcılığa gittiğinizi düşünüyoruz. Neden ayrımcılığa gittiğinizi düşünüyoruz? Çünkü burada da TMK 17 kapsamında aslında kişilerin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların infazıyla ilgili bir ayrım söz konusu, o yüzden biz madem eğer bunu çıkarıyorsak hemen burada da TMK 17'nin tamamen kaldırılması, aynı düzlemde eşitlendirilmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyoruz.
Sonuç olarak az önce sıraladığımız hususları tekrar edip sözü bitirmek istiyorum. Bugün, bu Komisyonda hasta tutsaklarla ilgili düzenlemenin yeniden, tekrardan değerlendirilmesini istiyoruz, buna dair önergemiz de olacak. Neyi talep ediyoruz? Siz orada hem ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını ayrık tuttunuz hem de öyle bir ibare eklemişsiniz ki daha önce kanunda olmayan bir şey, yeni bir şey ihdas etmişsiniz "Toplum nezdinde tehlike oluşturabilecek kişilerle ilgili böylesi bir karar veremeyiz." diyorsunuz. Peki, bu soruyu kime soracaksınız siz? İçişleri Bakanlığına bağlı kolluk birimine soracaksınız. Biz sizin bu anlamdaki tutumunuzu idari gözlem kurullarından çok iyi biliyoruz, bu keyfî bir uygulama olacak. O yüzden bu maddenin de madem bunu getiriyorsanız hem ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanları da kapsayacak şekilde hem de keyfî, soyut gerekçelere bırakmadan çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Yine, 31 Temmuz Covid yasasıyla ilgili durumun bu pakette eşitlenmesini, eklenmesini ve mükerrire özgü durumun da TMK 17 kapsamında da çıkarılmasını talep ediyoruz diyorum.
Teşekkür ediyorum.