| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ve Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatcı ile 143 Milletvekilinin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3138) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 28 .05.2025 |
CUMHUR UZUN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Benim söz alma sebebim "radar" diye bilinen, hız tespit eden cihazlarla ilgili, bu cihazların varlığını tespit eden cihazların yasaklanması ve müsaderesiyle ilgili. Sayın Vekilimizin müsadereyle ilgili konunun mahkeme kararı gerektirdiği hususundaki tespiti son derece doğru, hukukçuyuz, onu bir değerlendirmek gerekir. O cihazların müsaderesinin mahkeme kanalıyla yapılması gerekecek ama ondan önce "Müsadere etmeye gerek var mı?"yı bir değerlendirmek isterim. Şöyle ki: Hız limitlerine uyulmasının hassasiyet gerektirdiği yerlerde radarla hız tespiti yapıyoruz. O yerlerde sürücünün böyle bir tespitin yapıldığını bilmesi ve böyle bir tespit yapılmakta olduğu için hızını düşürmesi aslında Avrupa'da, Amerika'da uygulanan bir yöntem çünkü ulvi amaç hız hassasiyeti gerektiren noktalarda sürücülerin o hassasiyete uygun araç sevk ve idaresi, öyle bakılıyor. O nedenle, üretilmesi, bulunması ve bulundurulmasına hatta araçların bazılarında bu donanımın özellikle araç imal edilirken içine katılmasına, donanım olarak katılmasına çalışıyor dünya. Oysa bizde bu iş biraz tuzak gibi uygulanıyor. Nerede aracınızın hızının uzun süre düşük tutulduğu yer var ise tam düzlüğü bulduğunuz yerde radar işareti ya da radar uyarısıyla karşılaşıyorsunuz. Bir kere devlet kendi vatandaşına tuzak kurmaz. Bu, uygulamadan kaynaklanan bir problem. Velev ki böyle uygulanmaya devam edecek oradaki hız hassasiyetini sürücünün bilebilmesi için radar varlığını tespit ederek hızını o bölgedeki hassasiyete uygun olarak sevk ve idaresinin kime, ne zararı var? Bizim amacımız koyduğumuz trafik kurallarıyla hız hassasiyeti gereken bölgelerdeki olayları engellemek, kazaları engellemek ve insanlarımızın can güvenliğini daha güvenli kılmak ise tespit etsin ve tespit edilen noktada da yavaş geçsin, hız limitlerine hassasiyetini göstersin. Biz bunun tam tersi bir uygulama içindeyiz şu anda. Biraz önce sürücülerimize dünya standardı olan dört buçuk saatte kırk beş dakikalık istirahati öngörürken, dokuz saat maksimum sürüş izni verirken, ondan sonraki saatlerde sürücülerimizi ve trafik güvenliğini ne kadar dikkate aldığımız ve gelişmeye yönelik bir düzenleme yaptığımız ortadayken, radar konusunda, radarı tespit eden cihazlar konusunda farklı bir anlayışta, hani tam bize uygun bir anlayış içinde hareket ediyoruz ama bununla da dünyadaki gelişmelerden uzak kalıyoruz. Oysa, kanunlar yol gösterici, yönlendirici ve elbette günümüz teknolojilerine uygun olmak durumunda. O nedenle, buradaki felsefeyi bir kez daha gözden geçirmekte yarar yok mu diye hatırlatmak istedim.