Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3119) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .05.2025 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Aslında, buraya baktığımız zaman mantık gayet anlaşılıyor. Hem 12 Eylülden almış olduğunuz dersleri kullanıyorsunuz, Kenan Evren'i örnek alıyorsunuz, hatta Kenan Evren'i geçmiş oluyorsunuz. Ayrıca, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında OHAL... OHAL normalleşiyor, 15 Temmuzun etinden, sütünden, tüyünden, her şeyinden faydalanıyorsunuz maşallah. 15 Temmuzu âdeta bir Allah'ın lütfu olarak kullanmaya devam ediyorsunuz. Biraz önce dedim ki: Biz size güvenmiyoruz, hakikaten ülkeyi kuralsız bir şekilde, keyfî bir şekilde yönetiyorsunuz.
Bakın, arkadaşlar, bu 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklik öngören teklif üzerindeki düşüncemiz şu: Bu, 4 Haziran 2018'de Anayasa Mahkemesine yaptığımız başvuru altı yıl sonra, 4 Haziran 2024'te sonuçlandı. Anayasa Mahkemesi Resmî Gazete'de yayımlanan kararda 703 sayılı KHK'yle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda yapılan değişikliklerin, rektör atama düzenlemesinin kamu hizmetine girme hakkıyla ilgili olduğunu, Anayasa’nın mülga 91'inci maddesi uyarınca KHK'yle düzenlenmeyecek yasak alanda kalmakta olduğunu Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkili olduğundan on iki ay içinde kanun yapılması için süre verdi. Ama rektörler ve YÖK üyeleri Anayasa'ya ve ve AYM kararına aykırı olarak atanmaya devam etti. Bu süreçte toplam 63 üniversiteye rektör atanmış arkadaşlar. 63 üniversiteye rektör atanmış, maalesef darbe dönemlerinden daha beter. Darbe dönemlerinden daha beter; Kenan Evren görse, kalksa mezardan baksa "Eserimle gurur duyuyorum." derdi.
Yine, aynı şekilde, AYM 2 konuda KHK uygulamasını iptal etti: Birincisi, YÖK üyelerinden 7'sinin Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilmesinin yeterli bulunmaması, Cumhurbaşkanının onayından geçmesi uygulaması. Şimdi, bununla beraber artık tamamı neredeyse Cumhurbaşkanı tarafından maalesef atanıyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, atadığınız rektörlere baktığımız zaman da bunun niye keyfî uygulama olduğunu görüyoruz. Bakın, milletvekili yapmıyorsunuz, rektör yapıyorsunuz. Ya, çok lazımsa milletvekilliğine devam etsin; başarılı değilse, liyakat sahibi değilse Türkiye'nin en gözde üniversitelerine eski milletvekillerini atıyorsunuz. Akademisyenlik yapmış, hocalık yapmış; gelmiş, birkaç dönem milletvekilliği yapmış, emeklilik hayatını üniversite rektörü olarak geçiriyor. Böyle bir keyfîlik olur mu ya? Bu kural hâline getiriliyor, Cumhurbaşkanı kimi istese rektör atayacak; liyakatine bakmayacak, akademik başarısına bakmayacak.
Arkadaşlar, bakın, önümüzde örnek var. Diyorsunuz ya "Güvenmiyoruz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Tamamlayalım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bir sürü madde var, hepsinde bir daha, bir daha konuşmayayım.
Millî Eğitim Bakanının nasıl rektör olduğunu biliyorsunuz; hülle yoluyla, hile yoluyla, devleti dolandırdınız, birbirinizi kandırıyorsunuz. Dolayısıyla, hiçbir başarısı olmayan, hiçbir özelliği olmayan insanların da bu vesileyle rektör olmasının, rektör atanmasının önü açılıyor. Ben biraz önce söyledim, bakın, yakında Nurettin Yıldız'ı da yaparsınız, Halil Konak'ı da yaparsınız, diyordu ya "Deve sidiği şifadır." onu da yaparsınız, yaparsınız. Hâlâ bu tür adamlar üniversitede hocalık yapıyor arkadaşlar. Yani bu hakikaten darbe dönemlerini aratmayacak bir uygulama. Ya, siz ne işe yarıyorsunuz, milletvekilleri ne işe yarıyor? Tüm yetkileri veriyorsunuz Cumhurbaşkanına, her şeyi Cumhurbaşkanına veriyorsunuz. Eskiden seçim vardı, seçim de kaldırıldı. Ne için? FETÖ'den kalma üniversiteler var, FETÖ'den kalma akademisyenler var, FETÖ'den kalma rektörler var, onları almak için. Hâlâ bitmedi mi? En iyi siz tanıyorsunuz bunları -biz tanımıyoruz FETÖ'cüleri- çünkü beraber yetiştiniz aynı okullarda. Hani, birbirinize selam gönderiyordunuz ya okyanus ötesine. Ya, biz tanımıyoruz vallahi, siz tanıyorsunuz. Ya, bitmedi mi hâlâ bu?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yazık ya.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakın, bu FETÖ uygulamasıyla falan ilgili değil. Sizden olmayan kimse olmasın üniversitede, sizden olmayan kimse rektör olmasın. Arkadaşlar, dekanlara bakın, bir adamı 10 fakülteye dekan yapıyorsunuz ve hiç ilgisi olmayan, o alanla ilgisi olmayan insanları götürüyorsunuz rektör yapıyorsunuz, dekan yapıyorsunuz, olmaz bu, yazıktır üniversiteye. Bakın, bu üniversiteler hepimizin üniversiteleri, bu üniversiteler başarısız olursa, liyakat olmaz ise bu ülke gelişmez arkadaşlar. Millet yapay zekâyla uğraşıyor, biz hangi akrabamızın, hangi yakınımızın milletvekili olacağına bakmaya çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz öylesiniz de.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, tamamlayalım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, örneklerinizi söylüyorum arkadaşlar: Hile var mı? Var. Üçkâğıt var mı? Var. Bunu en iyi bilen sizsiniz. Ya, bir adamı, doçenti getirdiniz, üç günde profesör yaptınız, ondan sonra rektör yaptınız, bu yalan mı arkadaşlar, yalan mı?
Şimdi, akademik başarısı var diyelim, akademik başarısından dolayı adamı milletvekili yapıyorsunuz, iki, üç dönem milletvekili oluyor, emeklilik çağını ne yapıyor? Üniversitede rektör olarak geçiriyor. Ya, olacak iş mi arkadaşlar ya, olacak iş mi, bu üniversiteler herkese lazım, bu üniversitelerin akademik başarısı hepimize lazım. Bakın arkadaşlar, Türkiye'de, memleket uzayı konuşuyor, memleket yapay zekâyı konuşuyor; sen "Hangi milletvekilini, hangi akrabamı rektör yapardım?" diye düşünüyorsun ya da başka bağlar da var arkadaşlar ya da "Hangi vakfın, hangi tarikatın, hangi hocanın, hangi cemaatin önereceği adamları rektör yapalım?" diyorsunuz. Bunun özü bu, yazıktır, yazık, vallahi bu memlekete kötülüktür, bu, öğrencilere kötülüktür, memlekete kötülüktür, gençlerimize kötülüktür, geleceğimize kötülüktür. Ya, aynı ülkede yaşıyoruz arkadaşlar, aynı ülkede yaşıyoruz. Almanya'da, İsveç'te, İsviçre'de, Danimarka'da ya da gelişmiş ülkelerde böyle bir uygulama görebilir misiniz? Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Veli Bey, lütfen tamamlayın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitiriyorum Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ederim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Elinizi vicdanınıza koyun. Bunun hiçbir gerekçesi yok, hiçbir mantığı yok. Sadece OHAL'den, 15 Temmuzun etinden, sütünden faydalanıyorsunuz, 12 Eylüldeki darbeci generallerin yapmadıklarını şimdi siz yapıyorsunuz. Bu doğru değil, vallahi billahi doğru değil, bunun kimseye bir faydası yok, bunun size de faydası yok. Değerli arkadaşlar, yapmayın bunu.
Teşekkür ediyorum.