Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3119) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .05.2025 |
SEYİT TORUN (Ordu) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün gene bir torba yasayla karşı karşıyayız yani kendi komisyonlarında görüşülmeden gene burada oldubittiye getireceğiz, belki tarihe not düşeceğiz, o kadar ama Anayasa’nın reddettiği bütün o kanunları ısıtıp ısıtıp gene burada görüşüp daha sonra Genel Kurula indireceğiz. Silahlı Kuvvetlerle ilgili çok önemli bir yasayı görüşüyoruz. Aslında 4, 9 ve 10 belki geri çekildi ama bu 3 de en az onlar kadar çok önemli bir madde. Bunu anlamak mümkün değil.
Silahlı Kuvvetlerin kozmik odasına girildiğinden bu yana sürekli genetiğiyle oynuyoruz, sürekli Silahlı Kuvvetlerin hiyerarşisini, görev ve yetkilerini, gerçekten sürekli bunları değiştiriyoruz. Söz konusu düzenlemeyle teğmen ile albay arasındaki rütbelerde görev yapan subayların terfi bekleme sürelerinin Cumhurbaşkanı kararıyla uzatılabileceği ya da kısaltılabileceği ifade ediliyor. İlk bakışta teknik bir düzenleme gibi gösterilmeye çalışılsa da bunun taşıdığı siyasi ve kurumsal anlam da son derece tehlikelidir ve kabul edilemez.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin en temel taşı olan disiplin, liyakat ve hiyerarşi ilkeleri bu düzenlemeyle doğrudan hedef alınmaktadır. Bugüne kadar terfi süreleri belli yasal çerçeveler ve nesnel kriterler doğrultusunda belirlenmişken şimdi bu yetkinin bir kişinin takdirine bırakılması Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yeni bir sadakat rejimi yaratma çabasından başka bir şey değildir. Bu ne anlama gelir? Bu, subayların terfi edebilmek için artık mesleki başarılarına, disiplinli görev anlayışlarına ya da komuta performanslarına değil, siyasi iradenin hoşuna gitmeye ne kadar yakın durduklarına bakmak zorunda kalacakları bir düzenleme demektir. Bu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin profesyonel ve tarafsız niteliğini zedeleyen, kurum içindeki güveni ve adaleti sarsan bir adımdır. Bu "Komutanına değil, saraya bağlı ol!" mesajı veren bir siyasal müdahaledir.
Silahlı kuvvetler, demokratik hukuk devletlerinde iktidarların değil, milletin ordusudur. Komuta kademesinde liyakat esasına dayalı bir sistem olmadan ulusal güvenlikte istikrar ve profesyonellik bekleyemeyiz. Siz Silahlı Kuvvetlerde terfi sürecine müdahale ettiğinizde sadece subaylara değil, devletin kurumsal işleyişine de müdahale etmiş olursunuz.
Bu düzenleme, aynı zamanda kuvvetler ayrılığı ilkesine, hukukun üstünlüğüne ve kurumsal özerkliğe açık bir tehdittir. Her fırsatta yerli ve millî ordu söylemiyle propaganda yapan iktidarın bugün geldiği nokta Türk Silahlı Kuvvetlerini kişisel ikbal hesaplarının aracı hâline getirmeye çalışmaktan ibarettir.
Buradan sormak istiyorum: Hangi demokratik ülkede bir devlet başkanı silahlı kuvvetlerin iç terfi düzenini keyfî biçimde değiştirme yetkisine sahiptir? Hangi hukuk devletinde bir kişinin kararnamesiyle ordu içi hiyerarşi şekillendirilir? Hangi anayasal düzende sadakat liyakatin önüne geçer? Biz, bu düzenlemeyi sadece askerî bir mesele olarak değil, rejim meselesi olarak da görüyoruz çünkü bugün Silahlı Kuvvetlerin iç yapısı için getirilen bu keyfîlik, yarın yargıda iç atamalara, öbür gün üniversitelerde akademik terfilere, ertesi gün belediyenin iç işlerine sirayet edecek, zaten edilmekte olduğunu da hep birlikte yaşıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu Meclisin, bu Komisyonun görevi, bir kişinin yetkilerini arttırmak değil, milletin iradesini ve kurumların işleyişini korumaktır. Eğer gerçekten bu ülkenin güvenliğini, kurumlarını, anayasal düzenini önemsiyorsak bu düzenlemeye karşı çıkmak bir parti meselesi değil, bir vicdan ve sorumluluk meselesidir. Bu nedenle, açıkça ifade ediyorum, bu madde derhâl çekilmelidir. 4, 9 ve 10'uncu maddeler nasıl mahzurluysa, geri çekildiyse bu madde de aynı şekilde geri çekilmelidir. Aksi takdirde, bu Komisyonun altına imza atacağı şey, bir torba yasa değil, bir rejim değişikliğinin de son noktası, halkası olacaktır.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, kurumsal devlet yapısını, liyakati ve anayasal dengeyi savunmaya, bu tarz antidemokratik düzenlemelere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bir diğer konu da, gerçekten rahatsız olduğumuz bir konu da bu kumar belasıyla ilgili. Yani, eskiden lüks otellerin altındaydı bu kumarhaneler. Şimdi öyle bir tehdit hâle geldi ki aileler, ocaklar sönüyor. Herkesin elinde bu telefonla aile bireyleri artık o aile...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYİT TORUN (Ordu) - Hemen bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Torun.
Buyurun, toparlayın lütfen, kapatacağım.
SEYİT TORUN (Ordu) - Bunun da, bu konunun da mutlaka ve mutlaka düzenlenmesi gerekir. Bunun bir siyasal partisi yok. Bu, hepimizi tehdit eden çocuklarımızın yarınını tehdit eden çok önemli bir konudur.
Teşekkür ediyorum.