KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; bir konuyu ifade etmek istiyorum konuşmama başlarken, o da biz Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun alt komisyonunu yaptığımızda aslında uzun uzadıya bazı konuları konuşmuştuk, ardından da soruları yazılı olarak verebileceğimiz ifade edilmişti. Ben de 81 soru sordum, 81 yanıt geldi, yanıtlar burada, oldukça kapsamlı; Türkiye Taşkömürü Kurumuyla ilgili de 58 soru sormuştum, onun da yanıtları gelmişti, dolayısıyla aslında bu noktada yani üst komisyonda yapacağımız denetime altlık teşkil edebilecek birçok bilgiye ulaşmış olduk. O nedenle detayları yazılı zaten sormuş olduğum için ve sorabileceğim için benim açımdan bu durum, biraz daha Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun içinde bulunduğu genel durumu ve bazı çelişkileri -hazır Enerji Bakan Yardımcısı da buradayken- ifade etmemi zorunlu kılıyor. Bunlardan birincisi, bir önceki Türkiye Taşkömürü Kurumunun denetim toplantısında eksik kalan bir kısımdı, bunu ifade etmek zorundayım. Biz kurumların personel durumunu aslında daha çok, işte, madenciler veya çalışan işçiler üzerinden değerlendiriyoruz ama burada çalışan mühendisler de var ve mühendisler oldukça kıymetli, aynı zamanda, alınan kararların sorumluluğunu da taşımak durumunda olan personel durumunda. Bu doğrultuda da yaşanan tüm sıkıntılarda yeri geliyor görevi ihmal, yeri geliyor çeşitli kusurlarla itham edilme ve aynı zamanda da hapis yatma gibi durumlarla karşılaşıyorlar. Ben Kömür İşletmeleri Kurumundaki mühendis maaşlarınızı sormak istiyorum, yan haklarını sormak istiyorum, diğer statüde çalışan memur veya işçi pozisyonunda olanların yine aynı zamanda maaşlarını ve yan haklarını öğrenmek istiyorum. Bu konuyla ilgili de Enerji Bakan Yardımcısına durumun vahametini... Madenlere inen mühendislerin yaşanan malum ekonomik kriz çerçevesinde aklı dışarıda yani geçimle ilgili olarak çok büyük soru işaretleriyle baş başa bırakılmamaları gerektiğini düşünüyorum; aldıkları kararları daha sağlıklı bir şekilde vermeleri mümkün olabilir.

Şimdi, özellikle Kömür İşletmeleri Kurumunun bu yaşadığımız güncel süreç içerisinde Soma'da bazı ciddi problemleri var. Bunlardan bir tanesi, Türkiye Kömür İşletmelerine borcu bulunan bir kurum, bir santral; bu santral, Soma B Termik Santrali. Soma B Termik Santrali öyle enteresan bir örnek ki, hem berbat bir özelleştirme örneği, aynı zamanda da bir şirketin borcunun kamu kuruluşuna ödenemez derecede yükselmesiyle birlikte aslında devleti de büyük bir sıkıntıya ve açmazın içine ittiği süreci temsil eden bir örnek. Şimdi, biliyorsunuz, Soma B Termik Santrali özelleştirildiğinde 685 milyon dolara özelleştirilmesi yapıldı ancak şirket bu tutarı belirli taksitlerle ödeyecekti dolar üzerinden. Geçen yıllar içinde şirketin özelleştirme borcunun dolardan TL'ye çevrilmesi, 6 taksit yapılmasıyla birlikte şirket 177 milyon dolarlık bir avantaj sağladı ve ardından, 2018 yılından itibaren de bir kapasite mekanizması teşviki ödemesiyle birlikte burada şirket bu teşvik tutarlarının ödendiği yıllardaki dolar kuru üzerinden yapılan hesaplamayla toplam bugüne kadar 94 milyon dolar da üretmediği elektrik kapasitesini emre amade bir şekilde hazırda tuttuğu için ekstra bir teşvik almış oldu. Ayrıca, bu Soma B Termik Santrali'nin Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna biriken borç tutarı da 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla 9 milyar 480 milyon liraya ulaştı yani güncel olarak bu kömür borcunun yaklaşık 11-12 milyar lira olduğu da ifade ediliyor. Tüm bu tutarların yani Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna olan borcu da dolar karşılığı 277 milyon dolar yani toplamı, şirket 685 milyon dolara bir termik santral ihalesini alıyor, arka kapıdan ödenen teşvikler, ayrıcalıklar ve avantajlarla birlikte 548 milyon dolarını geri kasasına koyuyor, üstüne, bedava bir termik santral sahibi oluyor ve ürettiği elektriği de satıp oradan da para kazanıyor. Yani böyle bir ticaret dünyanın neresinde var? Şu anda da bu Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna olan borç tahsil edilemediği için şirket yani Konya Şeker, Soma Elektrik Üretim AŞ'nin arkasından çekildi yani ona kefil olduğu çeşitli bankalara olan borçları kapattı, çekildi. Soma B Termik Santrali Manisa'da sıcak su da sağlıyordu çeşitli ünitelerini çalıştırarak, şu an itibarıyla da yaz aylarına doğru girilen bu sürecin içinde bu ünitelerinin de susturulacağı yönünde beyanlarda bulunuluyor ve sürekli olarak da termik santralin kapatılacağı şeklinde ifadelerde bulunuluyor. Şimdi, ben şunu soruyorum: Siz kurum olarak bu şirketin TKİ'ye olan borcunu nasıl tahsil edeceksiniz? Şimdi, ben Genel Müdür olarak size sorsam ve soruyorum, diyeceksiniz ki: "Enerji Bakanımız bilir." Enerji Bakan Yardımcısı da hazır burada, bu borç nasıl ödenecek Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna? Sayın Bakandan bir bilgilendirme istiyorum.

Diğer taraftan, diğer soru da şu: Yani özel bir şirketin devlete olan borcu 0 lira seviyesinden 277 milyon dolara karşılık gelen bir tutar seviyesine nasıl gelebilir? Yani bu arada siz ne yapıyordunuz, bu borç sürekli yükselirken ne yapıyordunuz? Benim gördüğüm kadarıyla, şirkete başka teşvikler ve ayrıcalıklar vermekle meşgul olduğunuz burada görünüyor.

Şimdi, diğer taraftan, sadece burada değil, yani sadece Soma B Termik Santrali'nin Türkiye Kömür İşletmelerine olan borcunu ödememesinden kaynaklı orada bir istihdam ve üretim problemi yaşanmıyor, aynı zamanda Bakanlık başka başka problemler de yaşıyor. Aynı istihdam probleminin benzerini de Yatağan Termik Santrali'yle ilgili olarak yaşıyor, burada da işçilerde büyük bir gelecek kaygısı var. Diğer taraftan, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun kendi sahalarını kendisinin işletmemesinden kaynaklı olarak, özellikle özel şirketler, özel sektör eliyle işletilmesine bağlı olarak özel sektör piyasada herhangi bir daralma yaşandığı anda işçilerini işten çıkarmaya başlıyor. Daha önce Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ağırlıklı olarak üretim sahalarında daha güçlü bir şekilde yer aldığında işçiler, çalışanlar bu şekilde bir gelecek kaygısını yaşamıyorlardı, bu sorunu yarattınız, özelleştirmeleri övdünüz, TKİ'yi küçültmeyi bir marifet bildiniz ve şu anda özel sektörde yaşanan işçi çıkarmaları sorununa da müdahale etmek durumundasınız, bunu çözmek durumundasınız, bu sorunu görmezden gelemezsiniz.

Diğer taraftan, buna bağlı olarak soruyorum, atılabilecek hamleler açısından söylüyorum: Yani neden Soma B Termik Santrali'nin santral işletmesini EÜAŞ almıyor, maden sahalarıyla ilgili süreci TKİ yine doğru düzgün olmak kaydıyla yönetmiyor da orada Soma B Termik Santrali'nde çalışan personel ve buraya kömür satan, TKİ'yle yaptığı anlaşma üzerinden kömür satan özel sektör şirketlerinin işçileri işten çıkarılma kaygısıyla baş başa bırakılıyor? Şimdi, ben bakıyorum, aynı Soma bölgesinde bu Soma B Termik Santrali gibi diğer bazı santrallerde de buna benzer sorunlar yaşanıyor mu diye bakıyorum, yaşanmadığını görüyorum. Yatağan'ın yaşadığı, Yatağan Termik Santrali'nin ve orada çalışan personelin yaşadığı sorunlar Soma'da bazı şirketlerin işlettiği termik santrallerde yaşanıyor mu diye bakıyorum, yaşanmıyor. Örnek olarak, bakın, Soma B Termik Santrali'nde, şu anda işçilerin işten çıkarılma tehlikesi yaşadıkları ve aynı zamanda Soma B Termik Santrali'ne TKİ'yle yaptıkları anlaşma üzerinden kömür sağlayan özel sektör maden sahalarının çalışanı madencilerin yaşadığı sorunların odaklandığı nokta, Soma B Termik Santrali'nin 2024 yılının Ocak ayında aldığı kapasite mekanizması teşvik tutarı 1 milyon 700 bin, evet; aynı Soma'da Soma Kolin Termik Santrali'nin 2024 yılının Ocak ayında aldığı teşvik tutarı ise 62 milyon. Nasıl oluyor bu? Yani Soma B Termik Santrali'nde 1 milyon 700 bin alıyor 2024 yılının Ocak ayında, Soma Kolin Termik Santrali 62 milyon alıyor. Şubat ayında Soma B Termik Santrali 1 milyon 630 bin kapasite mekanizması teşviki alıyor, Soma Kolin 69 milyon alıyor; nasıl oluyor bu?

Şimdi, devam ediyorum, 2025 yılına gelelim, güncele: Soma B Termik Santrali ocak ayında 14 milyon 651 bin lira kapasite mekanizması teşviki almış, Soma Kolin Termik Santrali 122 milyon 991 bin lira almış. Şubat ayında 14 milyon 859 bin teşvik almış Soma B Termik Santrali, Soma Kolin Termik Santrali 118 milyon lira almış. Yani şimdi Soma B Termik Santrali'ne bağlı olarak çalışanlar ayağa kalkmayacak da işsizlik kaygısı, iş kaygısı, işini kaybetme korkusu yaşamayacak da kim yaşayacak bu durumda? Dehşet verici bir durum. Aynı durum Yatağan'da da var. Yatağan Termik Santrali'nde durum daha da vahim. Şu anda Yatağan Santrali'nin çalışanları ayakta, "Ne yapacağız?" diye düşünüyorlar. Yatağan Termik Santrali'nin 2024 yılının Ocak ayında verdiğiniz kapasite mekanizması teşvik tutarı yani üretmediği elektrik kapasitesini üretime hazır, emre amade tutması için ödediğiniz tutar 2024 yılı Ocak ayında 628 bin lira, Soma Kolin Termik Santrali'ne 62 milyon lira. Yatağan'da Şubat ayında ödediğiniz kapasite mekanizması teşvik tutarı 742 bin lira, Soma Kolin'de 69 milyon lira. Sayın Bakan Yardımcım, bakın, ben söyleyeyim size, siz buralarda bilerek sorun yaratıyorsunuz, bilerek yapıyorsunuz bunu, bu bir tercih. Yatağan ve Soma B'nin tüm santral çalışanlarına ve buraya bağlı kömür işletmelerinde, kömür ocaklarında çalışan tüm işçilere bilerek bu korkuyu yaşatıyorsunuz; bunu bilerek, tercih ederek yapıyorsunuz. Soma Kolin Termik Santrali'ne veriyorsunuz teşviki, aynı teşvik kapsamında olan diğer santrallere vermiyorsunuz ve vermediğiniz o tutarlar nedeniyle de işçilerin hepsi şu anda ayakta.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, toparlayalım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Toparlıyorum.

Yani şöyle ifade edeyim: Soma Kolin Termik Santrali'ne 2024 yılında verdiğiniz teşvik tutarı 1 milyar 135 milyon lira, bir önceki yıla göre yüzde 899 verdiğiniz teşviki artırmışsınız. Bolu Göynük Termik Santrali'ne 2024 yılında verdiğiniz teşvik tutarı 386 milyon lira, bir önceki yıla göre teşviki yüzde 541 artırmışsınız. Bunları devasa artırmışsınız ama Yatağan ile Soma B Termik Santrali ve bağlı madenlerde çalışanlar söz konusu olunca onlara çok düşük, katbekat altında bir tutar veriyorsunuz.

Şimdi, son konuya geliyorum, son konumuz şu: Daha önce Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun denetimlerinde termik santrali kurma şartlı redevans sahası tahsis edilen şirketlerin ödeyecekleri redevans bedellerinin üretici fiyat endeksine göre olması gerekirken bir genel müdür oluruyla 2016 yılında piyasa takas fiyatına çevrildiği yönünde Sayıştayın bir bulgusu vardı ve bu bulgu dolayısıyla bu uygulama nedeniyle de Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu gelir kaybı yaşadı ve netice itibarıyla yaklaşık 183 milyon lira aslında bu yanlış uygulama nedeniyle zarara uğradı ve bu doğrultuda KİT Komisyonunda bu konular görüşüldü, bunun düzeltilmesi istendi ve tekrar usulsüz bir kararla sadece genel müdür oluruyla birlikte yapılan sözleşmenin şartlarının değiştirilmesi ve ihaleye giren şirketlerin eşit rekabet imkânının ortadan kaldırılması ve devletin zarara uğratılması nedeniyle piyasa takas fiyatı üzerinden ödenen redevans uygulamasına son verildi ve ilk sözleşmeye dönülerek üretici fiyat endeksine göre ödeme yapılmasına karar verildi. 2 şirket, Bolu Göynük Termik Santrali ve Soma Kolin Termik Santrallerini ilgilendiren yani Bolu Göynük'de Kazancı Holding, Soma Kolin'de Kolin Holding devlete, yine Sayıştay raporlarına göre, 183 milyon lira ödeme yaptı. Şimdi, buraya kadar kulağa hoş geliyor, değil mi? Yani bir yanlışlık Sayıştayca tespit edilmiş, müdahale edilmiş ve neticede düzeltilmiş ama daha sonra ne yapılıyor? Sayın Bakan Yardımcım biliyordur bu kısmı. EPDK bir karar alıyor. Şirketler bastırıyor, bu 2 şirket; Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumuyla ilgili sorunu çözmüş gibi gösterirken oraya ödediği tutarı bir başka kurum üzerinden geri tahsil etmenin peşine düşüyor ve neticede bu kapasite mekanizması teşviki ödemesiyle ilgili EPDK yayınladığı kararlarının içinde yeni bir maddeye yer veriyor. Yeni madde öyle bir madde ki bu kapasite mekanizması teşvikini alan onlarca santralin arasında sadece bu maddeye uygun 2 şirket var yani teşvikin içinde özel bir teşvik. Bu 2 şirketin biri Kazancı Holding yani Bolu Göynük Termik Santrali, bir diğeri de Koline ait olan Soma Kolin Termik Santrali. Diyor ki o maddede: "Kapasite ödemesinin yapılacağı ilgili fatura dönemine ilişkin elektrik üretim miktarı kullanılarak hesaplanan redevans bedelinin -yani bu şekilde yapılmış sözleşmelerdeki termik santralleri kastediyor ki 2 tane var sadece bu sözleşmeyi yapan yani adrese teslim bir madde- ilgili kamu kurumuna ödendiğine dair faturanın sistem işletmecisine sunulması hâlinde bu bedelin üçte 1'inin şirkete geri ödenmesine..." Redevans bedelinin üçte 1'ini silen bir EPDK kararı. O nedenle de Soma Kolin Termik Santrali'ne 1 milyar 135 milyon lira 2024 yılında para ödeniyor, o nedenle 2024 yılının Ocak ayında 62 milyon lira ödeniyor. Diğer taraftan, Yatağan Termik Santrali'ne gelince, ona 628 bin lira ödeniyor 2024'ün Ocak ayında. Şimdi, bu durum aynı şekilde, 2025 yılında da şu anda da devam ediyor. Yeni bir EPDK kararı, kararın tarihi 23 Ocak 2025; yine Soma Kolin Termik Santrali ve Bolu Göynük Termik Santrali'ne böyle bir ayrıcalık veriliyor. Yani şimdi ben şunu soruyorum: Neden bu 2 şirkete özel böyle bir karar alınıyor ve bu şekilde bu şirketler ihya edilirken diğer termik santrallere verilen teşvik tutarları bu kadar düşük bırakılıyor ve orada bir istihdam krizi yaratılıyor?

Sayın Bakan Yardımcısı, bu durumu düzeltecek misiniz? Soma Kolin yani Kolin şirketine, Bolu Göynük yani Kazancı Holdinge sağladığınız bu ayrıcalığı ortadan kaldıracak mısınız? Burası için ayırdığınız, bu kapasite mekanizması teşviki için ayırdığınız 2025 yılındaki 17 milyar 500 milyon lirayı doğru düzgün bir şekilde bu santrallere dağıtacak mısınız, yoksa buradaki işçi krizine, istihdam krizine, şirketlerin ayakta kalma sorununa seyirci mi kalacaksınız?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, toparlayalım, bitirelim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunda çalışan tüm arkadaşlara çalışmalarında başarılar diliyorum. Tekrar, burada çalışan işçisiyle, mühendisiyle, tüm kadrosunun maaşının bu ekonomik krizde geçinilebilir bir maaş seviyesine çıkarılmasının, aynı şekilde, Türkiye Taşkömürü Kurumu için de zaruri olduğunu ifade ediyorum. İş güvenliği, işçi sağlığı açısından da birçok tedbiri almak zorundasınız. Özelleştirmeler yaparak, TKİ'ye ait sahaları devrederek buradaki riskleri ortadan kaldırmış olmuyorsunuz.

Değerli Başkanım, bir başka konuyla ilgili bir cümle söyleyeceğim, bir cümle sadece -eksik kalmasın çünkü Bakan Yardımcımla tekrar yan yana gelemeyebiliriz- o da şu: Daha önce TTK'yle ilgili konuştuğumuzda, Amasra Müessesesindeki ana havalandırma aspiratörünün 1974 yapımı Joy marka olduğu ve 3 Temmuz 2020 tarihinde de aslında değiştirilmesi gerektiği, kurulu sistemin kapasitesinin mevcut ocak açıklığını karşılayamadığı yönünde raporlar vardı. Şimdi, aynı durum şu anda Karadon İşletmesinde devam ediyor. Karadon İşletmesinde 3 tane ana havalandırma aspiratörü var, bir tanesi yine 1974'te montajı yapılan Joy marka elli bir yıllık bir ana havalandırma aspiratörü. O nedenle, bu TTK'ye bağlı müesseselerde yönetmeliğin gösterdiği 0,5 metre/saniye minimum hava hızını yakalayabilmek adına buradaki bu ana havalandırma aspiratörlerini ve tali sistemleri yeniden gözden geçirmeniz ve bir sorun yaşanmaması adına sorun ortaya çıktığında değil... Yani Amasra felaketi yaşandıktan sonra ana havalandırma aspiratörü değişmişti, değişmesi bir noktada, aslında delil karartmaya dönük bir durum bile yaratmıştı ama değişmeliydi de. O nedenle, bir felaket yaşanmadan buradaki ana havalandırma aspiratörlerinden değişmesi gerekenlerin değişmesini sağlamanızı, hava hızının da gerekli seviyeye getirilmesini sizden istiyorum.

Teşekkür ediyorum.