| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .01.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, yani maddeyle doğrudan ilgili değil ama bu üniversite konusundaki fikirleriniz beni dehşete düşürdü gerçekten. Yani, bir Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanının üniversitelere bu şekilde bakıyor olmasından hakikaten endişe ettim. Niye?
BAŞKAN - Dehşete düşmeyin, dehşete düşecek bir şey...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Müsaade ederseniz anlatayım niye olduğunu, o zaman siz de anlarsınız.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Atıcı, Dokuz Eylül Üniversitesini yakın zamanda iki defa ziyaret ettim. Oradaki teknoparka buradan destek verdim. Onların bilimsel çalışmalarına da çok yakinen destek sağlayan bir insanım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakanım, teşekkür ederim.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bu konuda hiç tereddüt yok. Sadece, benim, yönetim noktasında mutlaka... Sadece yönetimde değil, Nurettin Bey'e orada katılıyorum, tek faktörü yönetim olarak almayalım ama şu anda üniversite hastaneleriyle ilgili konuyu masaya yatırmamız gerekiyor ve bu masaya yatırdıktan sonra nerede yönetim zaafı var, nerede kamudan kaynaklanan problem var, nerede daha başka faktörler var, bunları ortaya koyup buna göre bir çözüm üretmek gerekiyor. Şu anda da Bakanlık bununla ilgili çalışıyor. Yoksa yani şu anda üniversitelerle en yakın çalışan bakanlardan biriyim ve gerçekten de ciddi derecede destekliyoruz üniversiteleri.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakanım, üniversitelerimiz YÖK'e bağlı ancak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız üniversiteleri çok ama çok yakından takip ediyor, etmeli, izliyor ve görevinizi bu anlamda yapıyorsunuz. Beni endişelendiren, sizin az önce üniversitelerle ilgili söyledikleriniz. Eğer bunu paylaşırsam, şimdi sizinle ve bir noktaya getirebilirsek üniversitelerimiz için de iyi olur.
Benim yaklaşık otuz yılım üniversitede geçti yani sizin o beğenmediğiniz yönetimle yönetilen üniversite hastanelerinde başhekimlik dâhil olmak üzere üst düzey yöneticilikler de yaptım zamanında. Dediniz ki: "Küçük üniversiteler kâr ediyor, büyük üniversiteler zarar ediyor. Burada ciddi yönetim zaafları var." En basitinden yola çıkacak olursak, son yıllar -hadi, ilk yıllar bunu söylüyor olabilir AKP Hükûmeti- üniversitelerin rektörlerini kim atıyor, üniversitelerin dekanlarını kim atıyor, başhekimler nasıl seçiliyor? On dört yıl oldu Sayın Bakan, bütün yöneticiler sizin Hükûmetiniz ve Genel Başkanınız olan Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atandı ve atanmaya devam ediyor.
Şimdi, siz eğer "Üniversiteler yönetilemiyor." diyorsanız demek ki...
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hastanelerle ilgili konuştuk Sayın Atıcı, hemen üniversiteye genelleştirip de...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hayır, hastanelerle ilgili konuşuyorum Sayın Bakan.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şimdi ama burada bir haksızlık olduğunu özellikle söyleyeyim.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ben bitireyim Sayın Bakanım.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ama, şimdi şöyle: Kapsamı genişleterek benim kastımın çok dışına benim ağzımdan çıkarırsanız...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakan, ben bitireyim.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şimdi, burada ben sizden onu öncelikle daha önceki hukukumuzu da kullanarak sizden rica edeyim. Benim kastım şu: Üniversite hastanelerinde, bazı üniversite hastanelerinde bir yönetim zaafının olduğunu ben yakinen biliyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakanım, çok dikkatle dinledim sizi.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bunu genele teşmil etmeyelim ama üniversiteye getiriresiniz, bakın, burada haksızlık olur ama.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Üniversite hastanelerinden bahsediyorum Sayın Bakanım.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ama, üniversiteler diye genişlettiniz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Üniversite hastaneleri diyorum şimdi.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ha, tamam, peki, o şekilde.
Buyurun.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Üniversite hastanelerinden bahsediyorum. Bakın, üniversite hastaneleri, Sayın Bakan, malumunuzdur, eskiden dekanlıklara bağlıydı. Sizin döneminizde doğrudan rektöre bağlandı. Yani, bir başhekim ve hastane doğrudan rektöre bağlıdır, eskiden dekana bağlıydı. Yani, eğitimin ön planda olduğu yıllarda ki bu on yıllardır, o zaman dekan eğitimden sorumlu kişi olarak başhekimi atardı ve üniversite hastanesinde yapılan bütün iş ve işlemler üniversitenin ruhuna uygun yapılırdı. Rektöre bağlanınca üniversite, tamamen üniversiteler kâr odaklı duruma getirildi çünkü üniversite hastanesi kâr etmeliydi. Çünkü, bir ziraatçı rektörün, bir ekonomist rektörün veyahut da bir mühendis rektörün tıp ruhunu anlamasını bekleyemeyiz doğal olarak. Ama, dekan eğer başhekimden sorumlu olmuş olsaydı aynı ruhla yönetilirdi.
Şimdi, demin diğer milletvekili arkadaşlarım söylediler, doğrudur, küçük hastaneler, küçük üniversiteler zor vakaların tamamını büyük üniversitelere sevk ederler hâlâ. Bu yüzden de sizin o övündüğünüz uçak ambulanslar filan sürekli küçük üniversitelerden büyük üniversitelere hasta taşırlar, ben de çok taşıdım. Biz bu hastalarla büyük üniversitelerde uğraşırken para kazanamayız ama zaten üniversite hastaneleri para kazanmaz çünkü bunların kuruluş felsefesinde adı da "eğitim, araştırma ve uygulama hastanesi" diye geçer yani birinci sıraya eğitimi koyar, ikinci sıraya araştırmayı koyar, uygulamayı da yani hasta muayenesi ve ameliyatlarını da bu iki amaca hizmet etmek üzere yapar. Eskiden böyleydi. Şimdi bütün işleri siz döner sermayeye bağlayınca döner sermayeler artık dönmez oldu.
Şimdi, sizin söyleminizden neden dehşete kapıldım? Şunun için: Bir Marmara Üniversitesi Hastanesi örneğimiz var. Şimdi, Marmara Üniversitesi Hastanesi feryat figan etti ki "Ben yönetemiyorum hastaneyi, borcum çok." dedi. Siz de dediniz ki Hükûmet olarak: "Hastaneyi bana devret, ben halledeyim." Ne yaptınız? Bütün SGK geri ödemelerini anında, saniyesinde yaptınız ve üniversite kurtuldu. Ben o dönem başhekimdim. Benim geri ödemelerimde ben inim inim inlerken üniversitede Marmara Üniversitesinin ödemeleri tıkır tıkır geldi ve kurtuldu. Bunları yaşayan bir insan olarak söylüyorum. Şimdi, dehşete düşmemin sebebi şu: Eğer siz bu konuyu masaya yatıracaksanız ve Marmara Üniversitesi Hastanesi örneğinde olduğu gibi çözmeye yelteniyorsanız ki onu anlıyorum, bütün üniversite hastanelerini o zaman Sağlık Bakanlığına yani Hükûmete devredelim ve onları kurtaralım. Bu mantık bütün üniversite yaşamını, tıp fakültesi yaşamını kökten yok edecek bir yaklaşımdır. Sakın, aman, ne olur. Hani diyorsunuz ya "Üniversiteleri masaya yatıralım." Bir tek ricam var: Üniversitelere karışmayın, dokunmayın. Onlar, inanın bana, kendilerini çok güzel toparlarlar. Yeter ki üniversitelerin bir bilim yuvası olduğunu, eğitim ve araştırma yuvası olduğunu anlayın. Oralardan kâr beklemeyin. Oralar zarar edecekler. Neden? Çünkü bir hoca bir ameliyatı, küçücük bir fıtık ameliyatını asistanlarına göstere göstere bir saatte belki yapacak. Öbür türlü cerrah on beş dakikada yapar. Gitti mi size 4 hasta? Orada kulak burun boğazcı orta kulak iltihabı belki bakmayacak, kanserle uğraşacak, bunu öğretecek. Buna ben ömrümü adadım bu işe, yaptım zevkle, keyifle. Para kazanamayız biz Sayın Bakanım. O yüzden üniversite hastaneleri daima zarar ederler ve devletimiz de üniversite bana doktor yetiştiriyor, uzman yetiştiriyor, hemşire, ebe, tekniker yetiştiriyor diye onu destekler, destekler. Kötü yöneten bir yönetici olursa siz atadınız zaten onları, rektörü atadınız, rektör başhekimi seçiyor, rektör dekanı 3 tane öneriyor gene siz atıyorsunuz. O nedenle üniversiteler kötü yönetiliyorsa anahtar sizin elinizde, değiştiriverirsiniz olur biter ama ne olur üniversitelere Allah için siyaseti bulaştırmayın. Bakın, CHP yönetimde olsa, iktidarda olsa aynı şeyleri söyleyeceğim. Çünkü bizler geçiciyiz ama o üniversiteler hepimizi yetiştirdi. Üniversiteleri biraz rahat bırakalım, onlara borçlarımızı ödeyelim.
Teşekkür ederim.