KOMİSYON KONUŞMASI

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli Komisyon üyeleri, sayın milletvekillerim, Sayın Genel Müdürüm, Bakan Yardımcım, çok değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bizim bölgemiz için -Zonguldak Milletvekili olarak- Türkiye Taşkömürü Kurumunun önemi ortadadır. Buradaki istihdam da bizim için çok önemli bir istihdam kaynağıdır. Zonguldak şehri ilk kurulduğu yıllardan beri bu hep böyledir fakat son zamanlarda sürekli istihdam edilen işçi sayısının artması, norm kadronun doldurulmaması nedeniyle "TTK kapanıyor mu?" "TTK ne olacak?" soruları sürekli gündeme geliyor. Şimdi, Sayıştay raporlarından da ortaya çıktığı üzere sadece üretim anlamında değil iş güvenliği anlamında da yeterli sayıda işçinin istihdam edilmesi çok kritik bir nokta ve şu anda da TTK'de işçi sayısı artık kritik işçi sayısı eşiğine dayanmış bir vaziyette.

Şimdi, şunu sormak istiyorum: Sayın Genel Müdürüm, şu anki mevcut galeri yapımızı düşündüğümüz zaman, çalışma şartlarını düşündüğümüz zaman bizim kritik işçi sayımız nedir? Yani TTK'de şu kadar işçi noktası bizim için kritik bir noktadır diyebileceğimiz rakam nedir? Hangi rakamın altına indiği zaman artık biz çalışamayız, üretim yapamayız. Bir de tabii, hem üretim yapmak var, bir de açık tutmak var. Hangi rakamın altına inerse sadece açık tutabiliriz, hangi rakamın üstünde güvenli bir şekilde üretim yapabiliriz? Bunları net bir şekilde ortaya koyarsak en azından istihdam edilmesi gereken işçi sayısı da daha net bir şekilde ortaya çıkar diye düşünüyorum.

Tabii, az önce de bahsettiğim gibi bölgemizde istihdam açısından çok önemli bir kurum. Daha önceden bölgesel olarak bazı kontenjanlar tanınıyordu, işte, özellikle şu an kırsalda yaşamı daha canlandırmaya çalıştığımıza göre, bölgemizdeki ve tüm Türkiye'deki kırsal hayatı daha canlandırmaya çalıştığımıza göre işçilere işçi alımları esnasında tekrar bölgesel bir kontenjan tanınması düşünülüyor mu? Çünkü şu an kura usulüyle olduğu zaman -tabii ki takdiriniz- herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ama biraz bölge insanının daha fazla istihdam edilebilmesi, bölgenin de göç veren bir bölge olduğu, giderek küçüldüğü ve emekli sayısı çalışan sayısından daha fazla olan Türkiye'deki nadir illerden biri olduğu değerlendirildiğinde hatta mevcut iktidar döneminde Türkiye'de nüfusu azalan birkaç şehirden biri olduğumuzu değerlendirdiğimiz zaman biraz bölgesel anlamda da istihdamın değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili bir çalışma olacak mı? Çünkü bizim özellikle mesela Ereğli bölgesinde bazı köylerimiz ciddi şekilde madencilikle özdeşleşmiş durumda fakat bu insanlar dışarılarda çalışmak zorunda kalıyorlar; bazıları bunu başarabiliyor, bazıları bunu başaramıyor. Bu işçi alımlarıyla ilgili özellikle köylere ekstra bir kontenjan sistemine geçilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Bu yönde bir çalışma var mı? Yoksa da yapılmasını isteyeceğiz.

Bir diğer önemli nokta, kendi yaptığımız görüşmelerde de... Şimdi kura usulü işe alımlar oluyor fakat bedensel kuvvet ve yetenek gerektiren bir iş. Bir insanın bu yetenekleri kazanabilmesi belli bir zaman alıyor, hepsinde bunu da başaramayabiliyor bütün işçilerimiz. Şimdi, sadece kura mı doğru bir yöntem acaba? İşçilerin ne kadar fiziksel anlamda bu işi başarabileceği de önemli çünkü zaten kişi başına, işçi başına üretim miktarımız düşük. Bunu arttırma planlarımız var, işte, öncelikli olarak 1 tona, ondan sonra 1 ton 250 kilograma çıkarma gibi, zaten siz de bunlardan bahsettiniz. Bunları sağlamak adına acaba bu işçilerin işe alımları esnasında tekrar bedensel yeterlilik anlamında da değerlendirilmeleri uygun olur mu sizce? Ben uygun olacağını düşünüyorum. Bu noktada herhangi bir çalışma var mı, bunu da çok merak ediyoruz.

Gene, vekilim de bahsetti, özellikle deprem anında madencilerimizin gösterdikleri üstün performans sadece ülkemizin değil dünyanın da kamuoyuna oturmuş ve kabul edilmiş bir gerçek. Bu noktada hem yeterli işçi sayımız yok, üretimimiz yetersiz diyoruz hem olası bir deprem bekliyoruz, özellikle İstanbul'da. Bu noktada madencilerimizin çok yararlı olacağı ortada, yaptıkları işler yapacaklarının garantisidir. Bu noktada, mutlaka istihdamın artırılması ve madenci sayısının artması gerektiğini düşünüyorum. Bunun da mutlaka dikkate alınması gerekiyor diye düşünüyorum.

Tabii, şimdi, burada bazı farklı durumlar da yaşadık, şöyle farklı durumlar da yaşadık: Üretimde verimlilik az diyoruz fakat yaptığımız bazı tespitlerde bazı işçilerin yer altında görevli oldukları hâlde yeterince yer altına inmediklerini biz tespit ettik. Bununla ilgili soru önergeleri de verdik. Çip sistemi olduğunu biz de söyledik önergemizde, çip sistemi var, kamera sistemi var; girilsin, bakılsın. Fakat Bakanlıktan gelen cevapta bize bir işçinin yer altında görevli olup da yer altına inmemek gibi bir ihtimalinin olmadığı söylendi. Biz de diyoruz ki: Bu işçinin kendi sosyal medya hesaplarında, mensubu olduğu partinin sosyal medya hesaplarında kendisinin mesai saatleri içerisinde dışarıda olduğu, cenazeye katıldığı veya bazı siyasal faaliyetlere katıldığı fotoğraflarla net bir şekilde ortada. Bunları araştıracak mısınız, bir müfettiş gönderecek misiniz diye sorduk. "Hayır, yok." dediler. Bu bilgiler bizde vardır, kişinin bordrosu da vardır; her gün yer altına inmiş gibi yer altına ait ödemesini de almıştır. Bunlarla ilgili önlem amaçlı bir şey düşünüyor musunuz?

Bu kişilerin siyasi saiklerle yer altına inmediklerini ve diğer işçilerin arasında da "Bana kimse dokunamaz; ben şöyle güçlüyüm, siyaseten böyle güçlüyüm." diye konuştuklarının bilgilerini alıyoruz. Aynı işçilerin soyunma, giyinme odalarında uyurken fotoğrafları da var. Mesai saati içerisinde, bırakın işçi kıyafetini, normal takım elbiseli kıyafetle bile olduğuna ait görüntüler elimizde mevcuttur. Bunların önlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hem verimlilik düşük diyoruz hem insanları yeterince çalıştıramıyoruz. Müesseselerin üzerinde siyasi baskı olduğunu düşünüyoruz. Bunun önlenmesi gerektiğini burada not olarak ben mutlaka dile getirmek zorunda hissediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Ertuğrul. Bitti mi?

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.